Kararsızlık

292 187 259
                                    

Hala sınıftaydım büyük bir sessizlik olmuştu, tepkisizce donup kalmıştım. Gördüklerim gerçek miydi? Gerçekten Melisa hain mi olacaktı veya şuan hain mi? Sınıftaki bazı kişilerin bana bakarken değişik bir şekilde bakışına şahit oluyordum. Ne yani hocalar inanmış onlar bana inanmamış mıydı? Sınıfımdaki en zeki ve çok cesur çocuğu Mick dik dik bakıp beni izliyip küreme baktığını farkettim. Acaba benim küremdeki şeyleri görüyor muydu. O kadar düşüncelere dalmıştım ki bir anda  Andreanın küreden mesaj atmasıyla irkilmiştim.

" Gerçekten aklım almıyor sen nasıl bunu başardın?
Herkes sana güvenirken neden benimle arkadaşlık kurmak istiyorsun Alex? Sen benimle birlikte bu lanet olası yerde yaşamayı bile düşündün. Hain olamayacak kadar dürüst davrandın.
Bu bilgilerin sadece bende değil, tüm güvendiğim yani tüm kötü liderlerin elinde. İçerde veya dışarda farketmeksizin tüm herkes seni tanıyor.
Bana neden benimle olmak istediğini anlat. Anlat ki yaptığın kötülüğü hatayı beraber çözelim. Buraya girmene izin vermeyeceğim.Söz veriyorum.''

Deyip kürenin nadir kullanın kısmını, yani doğru söylediğine inanmamı kesinlikle ispat edeceği bölümü kullanmıştı.

Açıkçası bu yaptığı şey kürenin hainleri hep bir araya getirip getirmeyeceğini düşündürmüştü. Belki de masum olan iyi insanları bile kötü insanlarla işbirliği yaptırıyordu.
Bu sırada kürenin renginin değiştiğini ve kürenin ruhunun belirgin olduğunu görmüştüm.

-Merhaba küçük cadı, senin kadar korkak biri nasıl olurda koskoca bir küreye kafa tutuyor? Üstelik kürenin içini okuyacağı bile bile elini üzerinden kaldırmıyorsun. Neden?

+ Hain miyim gerçekten merak ediyorum. Ya nasıl bana bu kadar yardım ediyorsunuz anlamıyorum.

+ Bunu ben değil senin cesaretin gösterecek, senin çaban, senin kaderin. Önemli biri misin ispatla bana, evet gösterdin ama gördüğümüz herşey göründüğü gibi değildir. Ayrıca bu sorunun yanıtı değil.

+ Bakın ben hain olarak anılmak istemiyorum. Ölünce lanetler edilen biri olmaktansa, kürenin ruhu tarafından onurla öldürülmek isterim. Küllerime bozulamayacak büyüler yapılmasını istemiyorum. Kıyamete kadar cehennemi yaşayamam.

- Demek diğer dünyaya inanan birisin, unutma her büyü bozulur, büyü mahkemesi her türlü büyüyü bozabilir.
Cehennemi yaşamak istemiyorsan burda iyi biri olmalısın. Ayrıca eksik biliyorsun, ölünce de cehenneme de girersin, cenneti hak ettiğini iddia edemezsin.
Hayat devam ediyor, üstelik senin hayatın yeni başlıyor Alex!

Ruhun kaybolduğunu görmüştüm. Bu sırada Melisa ellerimi tutmuştu ve konuşmaya başlamıştı.

- Bak Alex sen benim hayatım ve ailemin en önemli ferdisin. Her zaman yanındayım, bunu bil.

Bu sözlerle Melisa'nın da heran hain olabileceğini görmüştüm. Açıkçası daha önceden onun için bende çok şey yapmıştım. Evet korkak biri olabilirim ama büyücüler heran delirebilir ve heran size saldırabilir. Bu yüzden kendimi mecbur kaldığım zamanlarda çok güçlü büyülerle bile korumuşluğumda olmuştur.

+Teşekkürler Melisa, sen de benim için önemlisin, senin için ne gerekiyorsa, kim karşımda olacaksa olsun, bu hocalarda olsa bile seni korucağıma dair söz veriyorum. Seni benden kimse alamayacak. Kimse kardeşimi öldüremez!

Bu sözleri duyan bayan Abril kaslarını catip konuşmaya başlayınca, koca bir hakaret yığınına maruz kalacağımı ve hatta bu dersten sonra büyü hapsanesinde olacağımı düşünmeye başladım.

+ Ne saçmalıyorsun Alex? Unutma kardeşin kardeşe ihanet ettiğini de gördük. Sen doğru yolda, oda yanlış yolda olabilir. Napacaksın?
Onun tarafında da olamazsın. Kim için savasacaksın? Mantıklı düşün küçüğüm.

Diyerekten gülümsemişti.

Tüm sınıfın şaşkınlıkla ikimizi izleyerek büyü mahkemesinden birilerini çağırmasına sebep olmuştuk. Kafamı sağa sola çevirirken herkesin tavrına bakmıştım, kim bana nefretle bakıyor diye merak etmiştim. Etrafa bakarken Mickin küreme gülerek baktığını fark etmiştim. Aslında kimsenin nefretle bana baktığını görmemiştim. Sadece şaşkınlıkla birbirine bakıp küreme bakmasına sebep olmuştum. Galiba yaptıklarımdan ötürü mahkemedekiler gelmişti veya kendini güvende hissetmek isteyen biri çağırttı. Yani açıkçası düşüncelerimin içinde kaybolurken yanıtın Bayan Abrilin olabileceği çok mantıklı gelmişti yakın davranıp çaktırmadan mahkemeyi çağırması falan. Tam iki yüzlülükden başka bişey değil. Aslında haklıydı ben olsam bende yapardım.Zaten benim niyetim buydu kısa süreli hapse girip Andrea  merak ettiğim için yanına tur atmak istemiştim. Değişik Hisler farkındayım ama o kadar uzun zamandır sadece bir kişiye saplantılı şekilde marka aşık olmuştum ki bir türlü başkasına yakınlık duyamıyordum. Tamam biliyorum andrea kahin olduğum için yakınlaştı ama işte en azından aşkımı unutturmamı sağlıyabilirdi.

Bayan İris ve yanında 2 tane daha büyü mahkemesinden hakimler vardı, bunlar Stewart ve Edward'ı, Ayrıca 10 tane koruma vardı. 1 tane de zindanlardan sorumlu olan kişi mina vardı.

En tuhafida yanlarında kahin büyücülerin lideri flora olmasıydı. İlk onun konuşması ve kimseyi dinlemeden benimle konuşması gerçekten aklımı dondurmuştu. Hayatımda ilk kez en çok merak sebebim olmuştu.

- Görüyorum ki senin adalet kavramın
herkesin alıştığı tarzda değil. Alex bu bizim için önemli değil. Açıkçası bizimle birlikte olup büyük kötülüklerin önünü kesen, kötü arkadaşlarımız da var.

Bu duyduklarım karşısında sadece kilitlenmiştim. Ne yani gerçekten dediklerine inanamıyordum, sadece gördüğüm şeyleri söylemeden, yalanlarla anlatmıştım. Buna rağmen bunca kapı açılmıştı. Üstelik onlar gerçekleri de biliyordu. Yeminden ötürü gizlemek zorunda kalmışlardı ama kürenin yeşil ışık vermesi onlara özgüven vermişti. Andrea ile konuşmalarım tavırlarım bile onlar için sorun gibi gözükmüyordu. Belkide yanlız kalmamız bekleniyordur. Ayrıca kendime şu soruyu sorar halde buldum.

Ben kimdim? Hangi kitapta hangi çağın son peygamberi Mehdi olmuştum? Bulunduğum yerde sorgusuzca kimlik dağıtılıyordu, burası ise sorgulayarak kimlik veriyordu. Açıkçası çiziğimin bölgeden atılarak beni başka paralel evrene alınmasına bir hayli şaşırmıştım. Herkes İsa'ya iman ederken din kitabıma zaten yaydıkları kinetik enerji ile iman ediyordu. Tek sorun şu kalmıştı, bu kitapla ve bulanık zihinle nasıl kendimi öze düz dünyaya alacağımdı. Sonuçta diğer peygamberler beni de ilgilendirmez, yeterince kimlik çalmaya özen göstermişti. Son ahlak kitabı gelince son peygamberim demişlerdi, herhangi bir ad verme adetine bu bölge olasılık vermiyordu. Bense gayet güzel adepte olmuşum haberim yok. Öz kitap çiziğim boşta kalmıştı. Ya da ben bir ara onu aşağıdan almam gerekiyordu. Yinede sessiz sakin yapmak en doğrusu gibime gelmişti.

Neden bunca çaba? Bu kadar basit biri için bunlar gerçekten fazlaydı.

Yeni sayfa ekledim. Umarım beğenirsiniz. 🙏♥️

Lanete EsirHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin