Okul günü

2.5K 175 11
                                    

    Çağanla konuştuğumuz günden sonra okul alışverişi vesaire derken pazar günü Ege'yle de görüşememiştim. Şimdi ise okula gitmek için hazırlanıyorum. O günden sonra o adamı bir daha görmemiştim ama yine de dikkatli olmam gerektiğini biliyordum. Bir yandan da abime alışmıştım.
Okul formamı giyip  çantamı aldım ve aşağı indim. Daha okul kitaplarımı falan almamıştım. Abim işe gitmişti ama dün bana okulu göstermişti zaten müdür onun arkadaşı olduğu için ban yardımcı olacağını söylemişti. Biraz da ben gelmesini istememiştim çünkü işe gitmeliydi.

      Yol boyunca düşündüm. Her şeyi anlamıştım ama hala çağanın beni sadece gözüme bakarak nasıl sakinleştirdiğini anlayamıyorum.  Belkide en iyisi ondan da uzak durmamdır. Zaten en başından uzak  durmalıydım. Belki de anlatmamalıydım.
Annemi benim öldürdüğümü bilse....
Düşüncelerimle boğuşurken okulun önüne gelmiştim bile. Oflayarak bahçeye girdim. Kaza ve bela olmadan inşallah burda barınabilirdim. Hızlı adımlarla bahçeye girdim. Üzerimdeki bakışları umursamadan direk okulun içine ilerledim. Müdür odası yazısını görünce rahatladım çünkü kimseyle muhattap olmak zorunda kalmayacaktım. Kapıyı çalıp içeri girdim.

      İçerde müdür koltuğunda müdür oturuyorken karşısında da bir öğrenci vardı. Bakışlar bana döndü.
" hocam kusura bakmayın. Ben savaş tiryakinin kardeşiyim." Dediğimde çatık kaşları düzelmiş gülümsemişti.
" hoşgeldin canım gel otur önce şu işimi halledeyim sonra seninle ilgileneceğim."
Diğer çocuğa baktım. Dikkatle bana bakıyordu. Anladığım kadarıyla azar işitiyordu. Bakışlarını hocaya diktim.
" hocam ben halledebilirim. Hem zaten tanıdığım olan biri var sadece sınıfını öğrensem yeter."
Kararsız kalsa da onayladı. Sınıfımı öğrenip koridora çıktım .

Kısa süre içinde bir üst katta sınıfımı bulmuştum. Kapıyı çaldım. Tek koluma taktığım çantayı elime aldım. ilk giriş kısımlarından nefret ediyordum. Hocanın sesini duyunca içeri girdim. İşte başlıyorduk... derin nefes alıp verdim ve içeri girdim.
Sınıfa bakmadan direk hocayı buldu gözlerim.
" yeni öğrenciyim ben."
Yanına yaklaştım tam tahtanın önündeydim. Gülümseyip kafa salladı.
" hoşgeldin aramıza, ismin neydi?"
İçim bayılıyordu keşke hiç girmeseydim dedim kendi kendime.
" ismim tuana."
Umursamaz tavrım onu şaşırtmıştı. Gülümsemiyordum bile, öyle bir amacım da yok...
" hangi okuldan geldin tuanacım?"
En son dayanamayıp seslice ofladım. Hocaya bakmaya devam ettim.
" bence ben TC kimlik numaramı vereyim siz GBT sorgulaması yapın, öyle daha kısa sürer ben ayakta sıkıldım çünkü."
Sınıfta şaşkınlık nidaları Yükselirken hoca şaşkınlıkla ve sinirle ana bakarken ben göz devirip en arka duvar dibine geçtim.

Hoca siniri Bozulsa da susup derse devam etti. Yeni olduğum için aşırı geriliyordum ve gerginlik bende sinir yapıyordu.
" pişt."
Sesi duyunca ilk defa kafamı kaldırıp sınıfa baktım.
Çağan ve diğer arkadaşları bu sınıftaydı. Göz kırptığında gülerken ona da göz devirdim ve önüme döndüm.
Sıkıcı ders sonunda bittiğinde içimden şükür ettim.
eski okulumda da dersleri sevmezdim. Herkes sınıftan yavaşça çıktığında sıramda oturmaya devam ettim.
" günaydın."
Çağanın sesiyle ona döndüm. Kafa salladım.
Diğerleri sınıftan çıkmıştı.
" nasıl oldun dünden beri?"

         İçimdeki hesaplaşmaları, korkuları onun bilmesine gerek yoktu.
" iyiyim bişeyim yok." Dedim.
Sınıfın kapısı açılınca o tarafa baktım. Bir kız gülerek sınıfa girmişti ama biri görünce sinirlendi. Önüme döndüm.
"Çağan sizinkiler sınıfta olduğunu söylemişti bende yalnızsındır sanıyordum." İmalı bir şekilde söylediklerine güldüm.
" burdayım, yeni sınıf arkadaşımızla konuşuyordum Seda. Gel sizi tanıştırayım."

      Derin bir nefes bırakıp kafamı kaldırdım. Sıramda iyice yayılmış otururken kıza baktım. Alttan alttan bakışlarıyla beni süzüyordu.
" tuana bu Seda, Seda bu da tuana."
Kıza kafa salladım. O benden bakışlarını çekip çağana döndü.
" hadi bahçeye çıkalım canım."
Çağanın bakışlarını üzerimde hissettim.
" tamam." Dedi bir kaç saniye sonra....

      İkisi sınıftan çıktıklarında bende telefonla oyalanmaya başladım. Abim mesaj atmıştı
Abim: okul nasıl güzelim alışabildin mi?

Tuana: alışmaya çalışıyorum ama güzel okul sessiz yani. Senin günün nasıl geçiyor?Sabah çok erken çıkmışsın.

Abim: günüm güzel geçiyor canım , sabah erken çıkmak zorunda kaldım ama söz yarın beraber kahvaltı yapacağız

Tuana: tamam abicim sen daha fazla meşgul olma işine dön, görüşürüz.

Abim: görüşürüz güzelim.

    Telefondan kafamı kaldırmamla Seda'yı karşımda gördüm.
" hayırdır?" Diyip göz kırptım. Sırıtıyordum da bu Halime sinir olduğu belliydi.
" daha ilk günden gözümü korkutmaya mı geldin?"
Önümdeki sıraya oturdu. Yüzündeki aşağılayıcı ifade canımı sıkmıştı.
" çağanla sevgiliyiz anlamışsındır zaten. Seni daha ilk günden uyarayım çok yakınlık kurma. zaten çağan senin gibi bir kızla yakın olmaz. "
Sinirlenmeye başladığımın farkındaydım. Deri eldivenli ellerimi oturduğum sıraya sabitledim temas etmemem gerekiyordu.
" dilini mi yuttun?!" Bağırdığında öfkeli bakışlarımı ona diktim.  Bakışlarımdan kısa bir an ürktü ama sonra tekrar sinirli ifadesine büründü.
" bence artık susman gerekiyor." Dedim.

      Tabiki de dinlemedi.
" neden susacakmışım ki? Daha ilk günü olan bir kıza bu kadar yakın olmaz! Sende ondan uzak duracaksın. Yaklaşmayacaksın.!"
Cevap verip terslersem kolumu tutabilir yada başka şekilde temas edebilir. O yüzden susmaya devam ettim ama kendimi zor tutuyorum.
" Seda, boşuna konuşuyorsun hadi git artık."
Sakin tavrım onu daha da sinirlendirmiş olmalıydı.
Üstüne doğru geldiğinde kendimi geri çektim.
" sürtüklük mü yaptın ona?!"
Söylediği şeyle içimdeki laneti hissettim. Parmak uçlarıma kadAr gelmişti. Seda'ya baktım. Sanki kontrol bende değildi. Tam üstüne gidecekken biri Seda'yı geri çekti.

   " Seda napıyosun kendine gel!" Çağandı
Seda'ya doğru hamle yaptığımda beynim uyuştu. İstemsizce durdum. Çağan yapıyordu. Dur dedi kafamın içinde bir ses. Sonra zihnimde bir görüntü belirdi.  Yemyeşil bir alandı burası, huzurlu sessiz... derin nefesler alıp veriyordum.
" Leya Seda'yı sınıftan çıkar."
Sınıfın kapısının kapanma sesini duydum ama gerçek gibi gördüğüm görüntü bambaşkaydı.
" çağan zihnimi rahat bırak!" Hala sinirliydim.
"  Ülkü sakın dokunma tuanaya."
Çağanın öyle demesiyle ister istemez kendimi geri çektim.
" sakin olman gerekiyor." Dedi.
Gördüğüm görüntü gitti kendimi yine sınıfta buldum. Çağanla göz göze geldiğimizde içimde yine bir şeylerin çekildiğini hissettim. Sakinlik bedenimi Esir almıştı. Sırama geri oturdum.
" iyiyim." Dedim. Tamamen sakinleşmiştim.
Diğerine göz gezdirdim.
" sizi tanıştırayım. Ülkü, esat yağız Mete ve Seda'yı dışarı çıkaran kişi de leya."

        " zihnimden çıkarsan sevinirim, zaten sakinim."
Zihnimde  sakin olmam için direnen ses sustu.
" sende öğrenmişsin." Dedi Ülkü olduğunu öğrendiğim kız.
" hayret hemen alışmışsın biz 1 hafya kendimizi gelemedik." Bu yağızdı. Güldüm
" daha beterini de görmüştüm." Dedim

Çağan yakandan boğazını temizledi.
" nasıl yani?" Diyip sıraya oturdu Mete.
" ilk karşılaştığım kişi çağan değildi. Eski okulumda biri daha böyleydi ama o farklıydı."
Konuyu kapatmak için yalan söylemem gerekiyordu.
" çağan bu arada sen neden bana tuanaya dokunma dedin? Sakinleşmesi için kolundan tutacaktım. "
Seslice ofladım. Nerden tutarsak tutalım elimizde kalıyordu.
" sinirliydi ya sana da ters yapmasın diye."
Geçiştirmişti ama inanmadıklarını biliyordum. Sonra zil çalmasıyla muhabbet bölündü herkes yerlerine geçti.
Zor günler beni bekliyordu...

Dokunuş Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin