Kaybetme

2.3K 187 28
                                    

Çağanın hasta olmasının üstünden 2 gün geçti. Yeliz abla eve geldiğinde çağan uyuyordu bende evden çıktım. Gölge haber verince onun yanına ormana geldim ve iki gündür onun yanında kalıyordum. Telefonu bile kapatmıştım. İçimdeki savaşı bir türlü bitiremiyordum. Çağanın yağmurla olan olayları beni daha da çıkmaza sokuyordu. İşin kötüsü yağmur ortalarda yoktu. Bi planları olduğu kesindi.

" bugünde burda mısın?"
Arkamı dönüp evden çıkan gölgeye baktım.
" rahatsız ettiysem gideyim ya." Diyip yalandan dudak büzdüm. Yanıma gelip Oturduğum kütüğe oturdu
" saçmalama şaka yaptım. İstediğin kadar kalabileceğini biliyorsun."
2 gündür gölgeyle dertleşiyorduk ama ben hala karanlıkta boğulmuş gibi hissediyordum. Okulu da iyice boşlamıştım.
" ben ormana gideceğim. Etrafı kolaçan etmek için, istersen sende gel kafan dağılır."
Kafa salladım.
" olur." Diyip ayağa kalktım. Gölge de kalktı beraber gizli kapıdan çıkıp ormanın ortasına ilerlemeye başladık. Gizli yerin kapısına gelince yavaşça açıp çıktık.


" etrafı kolaçan edelim. Avcılar gelmiş olabilir."
Gölge orman konusunda çok hassastı. Gelen avcılara sinir oluyordu.
Kafa salladığımda yürümeye devam ettik. Etrafı kolaçan ediyorduk.
Gölge o felaket gecesinden sonra kendini kasabadan uzaklaştırıp ormana kapanmıştı. Haklı mıydı? Derseniz.. sonuna kadar Haklıydı...
İnsanların acıları onları esir alıp delirtirken gölge delirmemiş kendini buraya hapis etmişti. Kendimi bildim bileli hep yanımdaydı. Her vardı. Hep bir adım arkamda, önümde , sağımda solumda...

Çıtırtı duyunca durdum. Etrafıma göz gezdirdim. Gölge yanıma geldi.
" sesi duydun mu?" Dedi kafa salladım.
" anlaşılan misafirlerimiz var." Diyip güldüm.
Gölge bildiği her şeyi bana da öğretmişti.
Ağaçların arkasından geçen seferki gibi adamlar çıkınca göz devirdim.
" hadi ama çocuk gelmek istemediğini söyledi. Patronunuzun bu ısrarı niye?"
Adamlar beni duymamış gibi hızla üstümüze geldiğinde gölgeyle sırt sırta geldik. Etrafımızı sarmışlardı 6 kişilerdi.
" tuana halledebilir misin? Paslanmamışsındır umarım."
Gölgenin alaycı sesiyle bende güldüm.
" bence paslanmadım ama bakalım."

Adamlardan biri bana yumruk hamlesi yapınca kolunu tutup üst üste tekme attım.
" paslanmamışım."
Gölge de çoktan dövüşmeye başlamıştı.
" tuana!!" Leyanın sesini duysam da umursamadım. Dikkatimin dağılmaması gerekiyordu.
Bi kaç saniye sonra adamları dövmeye devam ederken bizimkileri gördüm. Koşarak yanımıza geldiler.
Son adamı da dövünce durdum. Etrafıma baktım. Gölge de diğer adamları halletmişti.
" aferin kız paslanmamışsın." Diyip bana sarılı gölge.
" yani ne bekliyordun ki? Öğretmenim sendin."
Bende alaycı konuşmuştum.

" iyi misiniz?" Yağız'ın sesiyle ayrıldık. Çağanda gelmişti...
" iyiyiz." Dedi gölge " siz niye geldiniz?" Ülküyle Leya bana sarılınca bende onlara sarıldım.
" geçen sefer tuanayla seçim sunan kişi hakkında bişeyler oldu . " diyip kitabı gösterdi Mete. Kitabı elime aldım.
" rüyam çizilmiş.." diye fısıldadım. Sonra değerlilerine baktım.
" bir rüya gördüm ben, o kadının teklifini kabul etmemem gerektiğini söyleyen bir ses vardı."

" zaten teklifi kabul etmene gerek yok." Hepimiz esata baktık
" aynen sonuçta anahtar çocuğu bulduk." Dedi Ülkü
Göz devirmekle yetindim.
" dediğimde ciddiydim Ülkü, çağandan yardım almayacağım." Kitabı kapatıp Mete'ye geri uzattım.
Kulağımda çınlama hissedince elim refleks olarak kulağıma gitti. Sonra çağanızda bağırıp yere çöktüğünü gördüm.
" tuana iyi misiniz?" " bizimkilerin endişeli sesini bile umursayamıyordum. Bir rüzgar esti.
" bişeyler oluyor kimse birbirinden ayrılmasın" Mete'nin bağırma sesi rüzgara karıştı. Biri elimi tuttu. Kulağım acıyordu. Sonra bir anda kulağımın acısı kesildi rüzgar durdu.
" ne oluyor yine ya?" Leyaya döndüm. Sonra etrafımıza bakmaya başladım.
" haydaa."
Yine o kadındı. Göz devirdim

Dokunuş Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin