Hastalık

2.5K 193 25
                                    

     Kafam allak bullak olmuştu. Çözümü kaçmakta bulmuş, Orayı da terketmiştim. Bir karar vermemiştim çünkü bedel dedikleri şey beni endişelendiriyordu. Eve gelip direk uyumuştum. Kimseyle konuşmak yüz yüze bile gelmek istemiyordum.

     Bir orman yemyeşil, kuşlar cıvıl cıvıl... etrafıma baktım. Kimse yok.
" sakın kabul etme tuana." Dedi yankılanan bir ses.
" kabul edersen dengeler değişir.."
İrkilip etrafıma bakmaya başladım ama kimse yoktu.
" sen kimsin?!" Yavaşça yürümeye başladım ama hala ortalıkta kimse yoktu. Bi kaç saniye geçti.
" lanet anahtar çocuğun aşkı sayesinde bozulabilir, başka bir yolu sakın kabul etme..."
Ses sanki her yerden geliyor gibiydi. Nerden geldiğini anlayamıyordum.
" anahtar çocuğu kullanmayacağım!! Artık ondan bir çöp bile istemem!"

     Bir gülüş duydum. Yürüye yürüye kendimi göl kenarında buldum. Etraf çok fazla sessizdi.
" istediğin kadar kaç tuana, istediğini yap ama bu sizin kaderiniz. Ölü olsanız bile kavuşacaksınız."
Gölden uzaktım ama Adım atmamla bir anda kendimi gölde bulmam bir oldu. Suya düşme hissiyle gözlerimi açıp yataktan fırladım.

     "Rüyaymış." Dedim kendi kendime...
" sadece rüya..."
Yatağa tekrar uzanıp derin nefesler almaya devam ettim. Korkmuştum.. kabul etme diyordu o ses kimin ise, kabul edersem ne olacaktı? Gözlerimi kapatıp kendimi uykuya bırakmaya çalıştım. Uyumam ve kafamı rahatlatmam gerekiyordu.

Telefon çalma sesiyle rahatsızlar kıpırdandım. Yastığımın altındaki telefonu alıp yeni açtığım gözlerimle ekrana bakmaya başladım. Çağandı.
" efendim?" Diyerek kulağıma koydum telefonu.
" tuana abla."
Hemen yataktan fırladım.
" Ege ne oldu? Sen ağlıyor musun?"
Telefonda hıçkırma sesi duydum.
" tuana abla annem evde değil. Sabah önemli işi vardı not bırakıp çıkmış abim evde." Yine hıçkırmaya başladı. Korkum katlanmıştı ama sakin olmalıydım.
" egecim hadi anlat ablacım ne oluyor?" Bir yandan da üstünü giyinmeye başladım.
" abim evde, sabah uyandırmak için gittim ama uyanmadı. Teni çok sıcak, annem de telefonlarıma bakmıyor korkuyorum."

O kadar korkmuştum ki hızlıca üstümü giyinmiş şimdi kapının önünde botlarımı giyiyordum.
" Ege beni dinle ablacım. Bir bez veya havlu ıslatıp hemen abinin alnına koy soğuğa tepki verecektir. En azından gözünü açar. Korkma tamam mı sadece ateşi çıkmış. "
Hızla evden çıkıp merdivenlerden koşarak inmeye başladım.
" tamam." Dedi Ege
" hemen geliyor 10 dakikaya oradayım canım."
Telefonu kapatıp koşmaya başladım.
Önümden geçen taksiyi durdurup bindim.

Ben o yolu nasıl geldim? O binaya nasıl girdim? Bilmiyorum bile... hızla asansöre bindim. Dairenin önüne gelince direk zile bastım.
" Kimsin?" Dedi Ege
" Ege benim canım."
Korkudan ellerim bile buz kesmişti.
Ege'nin kapıyı açmasıyla bana sarılması bir oldu.
" tuana abla abim içeride."
Ağlıyordu Ege'yi kucağıma alıp içeri geçtim. Ege'yi sakinleştirmeye çalışırken bir yandan da çağanın odasına ilerledim.
" egecim sakin ol bak ben geldim tamam mı abini iyileştiricez." Odaya girince Ege'yi kanepeye oturtup çağanın yanına geçtim. Ege sakinleşmişti.

" Ege ateş ölçer verir misin bana ?" Ege kalkıp odadan çıktığında çağana baktım. Alnına dokundum yanıyordu. Hemen üstündeki yorganları kaldırdım. Mızmızlanmaya başladı.
" çağan." Dedim fısıltıyla . " örtemezsiniz ateşin var.."
Ege ateş ölçeği getirince ateşini ölçmeye başladım.
" çok yüksek." En iyisi suyun altına sokmaktı.
" çağan hadi kalk suya sokalım seni." Doğrultmaya çalıştım.
" tuana çok soğuk." Dedi. Hafif gözlerini araladı
" kısa sürücek söz veriyorum. Ne olur hatrım için."

Çağan zar zor ayağa kalksa da dik duramıyordu.
Ege'ye baktım.
" Ege sen abine kıyafet hazırla."
Ege hemen dolaplara yönelince bende çağanın elimden tutarken banyoya yürütmeye başladım.
" iyi olacaksın tamam mı?" Diyip yüzüne bakmaya çalıştım. Hafif Aralık gözleriyle bana bakıyordu.
" hiç bişeyi beceremiyorum ben." Dedi.
Banyoya girince çağanı kenara oturtup direk ılık suyu ayarlamaya başladım. O dolarken çağanın önüne çömeldim. Kafası önüne düşmüştü. Bu haline güldüm ama hasta olduğu için gözlerim dolmuştu. Avuç içlerimi yanaklarına yaslayıp kafasını kaldırdım.bana baktı.
" iyi olacaksın tamam mı? Halledeceğiz."

Dokunuş Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin