Ölüm perisinin ruhu

2K 168 20
                                    

      Kanayan yaralarım kabuk bile bağlayamıyordu. Ne zamanım vardı, ne de halim. Sanki hayatım bir filmmişte ben onu dışarıdan izliyormuş gibiyim. Güzel duygularda tadıyorum.. aşk demek istemiyorum çünkü insanların aşk dediği şey bence bizim aramızdaki şeyin yanında küçücük kalıyor
Şuanda karşımda kollarını bana sarmış bir şekilde uyuyan bu çocuk uyurken bile aklımı durduruyordu.
Gamzeleri ,gülümsemesi, bakışı hatta dokunuşu...
Benim ölümcül dokunuşum, ona zararsız, onun zararsız dokunuşu ise bana huzur...

Sesi hep kulaklarımda, gözleri,gamzeleri,gülüşü, duruşu hep zihnimde...
Derin nefes alıp iyice çağana yaklaştım. Sırnaştım. Alnım boğazına geliyordu. Biraz kıpırdanıp beni iyice kendine çekti.
" rahat dur ölüm perisi." Sesini duyunca kafamı yukarı kaldırıp yüzüne bakmaya çalıştım. Uykulu ve şişmiş gözleriyle bana bakmaya başladı.omuz silkip yine alnımı boğazına yapıştırdım. İyice sarıldım.
" banane ben böyle iyiyim."
Gülüşünü duydum
" yani sende haklısın, herkes benle böyle uyusaydı iyi olurdu."
Söylediği şeyle kaşlarımı çatıp ona baktım.
" öyle mi?" Diyerek kafamı kolunun üstünden kaldırıp aynı yüz ifadesiyle bakmaya devam ettim.
" yani güzelim." Dedi sırıtıyordu. Hemen yataktan kalkıp ayağa dikildim.
" iyi gider o kızlarla yatarsın." Diyip odadan çıkmak için arkamı döndüm. Tam kapıdan çıkacakken çağan kapıyı kapatıp beni kapıyla arasına aldı. Sinirle saçlarımı geriye atıp ona baktım.

      Yüzümün her bir santimine gülümseyerek bakıyordu.
" ne bakıyorsun?" Kaşlarım hala çatıktı.
" sabah sabah bu huysuz halinle de ayrı güzelsin öpeceğim şimdi."
Kalbim tekledi. Bende gülümsedim. Yaklaşmaya başladı. Bende yaklaştım. Tam gözlerini kapattı beni öpecekken eğilip kolunun altından çıktım ve kapıyı açtım. Gözlerini açtı. Şaşkınlıkla bana bakınca kaşlarımı çattım.
" git o meraklı kızları öp sen." Diyip göz devirdim odadan çıktım.
Şaşkın suratı gözümün önüne gelince güldüm.
Mutfağa geçtiğimde herkesin uyandığını gördüm. Pijamalı olsam da umursamadım
" sonunda uyanabildin." Dedi Leya demliği masaya koyarken.
Yanağından öptüm.
" gece kabus gördüm ya uyuyamadığım için böyle geç saate kaldım." 
Geçip bir sandalyeye oturdum. Ağzıma domates attım.
" çağan nerde?" Kaşlarım çatıldığında esata baktım
" nerden bileyim?! Bekçisi miyim?! Ona meraklı kızların yanına gitmiştir!"

   
      Sinirle önümdeki poğaçacı bölüp bölüp yemeye başladım.
" kızım biraz yavaş yesene ne oluyor?" Dedi Ülkü. Onları duymamayı seçip yemeye devam ettim.
" günaydın herkese."
Çağanda gelmişti. Oan bakmadan yemeye devam ettim.
" kız boğulacak şimdi biri durdursun." Dedi yağız.
Ülkünün kahkaha sesini duyunca kafamı kaldırıp hızla çiğnemeye devan ettiğim simitle ona baktım. Hızlıca bir ısırık daha alıp hızlıca çiğnemeye başladım.
" ne oldu?! Neye gülüyorsunuz?! Komik mi?!kahvaltı yapıyoruz şurada!" İstemeden agresifçe konuşuyordum çağan yüzünden olduğunu da biliyordum. Ülkü ağzına hayali bir fermuar çekip önüne döndü.
" güzelim." Dedi çağan. Ona bakmadan yemeye devam ettim.
" anlaşıldı Tuana hanım." Dediğini duymamla kolumdan tutup kaldırması bir oldu
" ya ne yapıyorsun bıraksana!"

Çemkirmemi umursamadan beni bileğimden tutup sabah uyandığımız odaya yani benim odama getirdi. Kapıyı kapatmasıyla kendimi kapıya yaslanmış buldum. Çatık kaşlarımla ona baktım. Kolunu kapıya yaslayıp üstüme eğildi.
" derdin ne güzelim hadi söyle.." sakince konuşuyordu ama ben ona çatık kaşlarla bakmaya devam ettim.
" yok benim derdim! Git sana bayılan kızların dertleriyle ilgilen! Onlar sana bayılıyor ya! Onlarda kabus görürse sakinleştirirsin! Sarılırsın böyle! Saçlarını okşarsın..."
Saçlarını okşarsın derken sesim düştü. Okşar mıydı? Çatık kaşlarım istemsizce düzelmişti. Yutkunup vereceği cevaptan korkarak çağana baktım.
" okşar mısın?" Yüzüme bakmaya devam etti. Yine yüzümün her santiminde gözleri dolanıyordu.
" onların da kabuslarına çare olur musun?"
İstemsizce kötü hissetmiştim. Kafamı önüme eğdim. Gözlerim dolunca burnumu çektim. Ağlıyordum işte, hep çağan yüzünden oluyordu. Bana çok ilgi gösterince alışıyordum.
" niye ağlıyorsun şimdi?.." dediğinde yine kafamı kaldırmadım. Yine burnumu çektim.
" o kızların saçını okşarsın.. sarılırsın, kabus görürlerse sakinleştirirsin de.. çok güzel kızlar var.. sonra öpersin de.."
en son söylediğim şeyle direk kafamı istemsizce kaldırıp yaşlı gözlerle ona baktım. Yüzündeki şaşkınlık silindiğinde yerini şefkat aldı.
" öper misin?" Dedim. Sesim öyle kötü çıkmıştı ki gözümden yaş düştü. Kafamı eğdim.
" bana bak." Diyip yanaklarımı avuç içlerine aldı çağan. Kafamı kaldırdı.
" kimseye sarılamam kabuslarını geçiremem saçlarını okşayamam."
Şaşkınlıkla ağlamaklı gözlerimle yüzüne bakıyordum.
" öpmem de.." dediğinde istemsizce gülümsedim.
"Hiç mi?" Sesim ağladığım için çocuk gibi çıkmıştı.
" hiç.." diyip alnımı öptü.
"Sen hariç kimse umrumda değil... sen varkende yokken de hiç kimse umrumda değil..."
Yüzüme eğildi. Çok yakındık. Gözlerimi kapattım.
" senin gözlerim." Dedi dudaklarını gözlerimde hissettim.
" senin yanakların." Parmakları yanaklarımı okşadı.
" senin kokun.." derin bir nefes çektiğini hissettim nefes alma sesi kalbimin hızlanmasına sebep oldu.
"Senin saçların." Elleri saçlarıma tırmandı...
Kalbim sanki olduğu yerden çıkmak istiyor gibi atıyordu.. titrekte olsa bir nefes aldım. Gözlerim hala kapalıydı...
Çağanın kollarının belime dolanmasıyla yutkundum.
" senin dudakların..". Dudaklarımın üstünde dudaklarını hissettim. Öptü... bi kaç saniye sonra geri çekildiğinde yakınımda olduğunu bildiğim halde gözlerimi açtım. Yine gözlerim dolmuştu. Sözleri kalbime işlemişti...
" güzelim benim.." diyip yanağımı öptü.
" çatma kaşlarını bana, şaka yaptım ben sadece." Kollarımı boynuna dolayıp sıkıca sarıldım. O da bana sarıldı.

Dokunuş Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin