Oy vermeyi ve yorum yapmayı lütfen unutmayın!
BÖLÜM ON: "Kaderin Kırmızı İpliği"
Vincent ...
Kitana önce şaşırdı, ardından yüz hatları gerildi fakat bedeni sakin kalmak için kendini zorladı. Gözlerimi kısıp vereceği tepkiyi izledim. Mavi gözlerinde bir panik pırıltısı peyda oldu fakat o kadar hızlı kayboldu ki bir an benim hayal ürünüm olup olmadığını merak ettim.
Odasında çok durmadı, demişti Lisa. Ona neden bana haber vermediğini sormuştum ama kız haber vermek için vakit bulamadığını, Andre'nin çok kısa bir süre Kitana'nın odasında kaldığını ve hemen geri çıktığını söylemişti.
Bana ihanet etmediklerini bilmek omuzlarımdaki yükü hafifletse de Andre'nin o saatte Kitana'nın odasına girme cesaretine sahip olduğunu bilmek son derece rahatsız ediciydi. Andre artık sınırlarımda dolaşmaya başlamıştı. Artık bir gün karşı karşıya gelmekten ve birbirimize zarar vereceğimiz kavgalara girişmekten korkar hale gelmiştim.
Kitana derin bir nefes aldıktan sonra, "Nereden öğrendin?" diye fısıldadı.
"Önemli mi?"
"Sandığın gibi bir şey olmadı," diye açıklamaya girişti. "Biraz öfkeliydi, ben de öfkesini yatıştırıp geri gönderdim."
Lisa Andre'nin Kitana'nın odasına daldığını söylediğimde hissettiğim kadar olmasa da güçlü bir kızgınlık hissettim. Öyle ki neredeyse Victoria'nın birkaç adım önümde olduğunu unutacaktım. "Nasıl yatıştırdın peki, Kitana?"
Kitana sesimdeki imayı fark eder etmez bakışlarını bana çevirdi. Gözlerindeki hiddet parıltısını saklamaya gerek duymuyordu. Birkaç derin nefes aldıktan sonra bana bir cevap vermek üzere dudaklarını aralamıştı ki annemin yanımıza gelmesiyle sustu.
"İyi misiniz, çocuklar?" dedi Kraliçe insanı dinginleştiren bir ses tonuyla. Bakışları o kadar yumuşaktı ki kanlı bıçaklı bir kavganın ortasında olsak da muhtemelen kavga etmeyi bırakırdık.
"İyiyiz," dedi Kitana ben cevap veremeyince. "Problem yok."
Annem duyduklarından tatmin olmasa da bir şey söylemek yerine hafifçe başını salladı. "Güzel," dedi. "Misafirlerimizin yanında tartıştığınızı görmek beni çok üzerdi yoksa."
Vermek istediği mesajı ince ince işledikten sonra arkasını dönüp Victor ve Victoria'yla ilgilenmeye gitti. Onun gidişiyle birlikte kavgamız da son buldu. Kitana'ya söylemek istediğim çok şey vardı ama annem bunun ne yeri ne zamanı olmadığının farkına varmamı sağlamıştı. Bu konuyu daha sonra konuşulacaklar listesine ekledim. O sırada Kitana kolunu girmesi için uzattığım koluma geçirdi ve benimle sessizce kalabalığın arkasından yürümeye başladı.
Geniş salona gidip gösterişli mobilyalara oturduğumuzda bile annem Victor ve Victoria'yla eğlenceli sohbetlere dalmıştı. Yolculuğun nasıl geçtiğini, ailelerinin nasıl olduğunu, neden aramızda olmadığı gibi çeşitli soruları peş peşe sıralıyordu. Babam anneme ara sıra uyarıcı bakışlar gönderse de annem onu pek umursamıyor gibiydi.
Bu uzun sohbet boyunca gözlerimi Victoria'ya değdirmemeye çalıştım ama sanki bir mıknatıstım ve bakışlarım ona çekiliyordu. Onu neredeyse iki senedir görmüyordum ve bu sürede oldukça değişmişti. Hâlâ eski duru ve gösterişsiz güzelliğine sahip olsa da yüz hatları daha olgun, vücut hatları daha kadınsı görünüyordu. Ona bu şekilde inceleyici bakışlar atmamın etik olmadığının farkındaydım ama gözlerime hâkim olamıyordum. Zihnim ister istemez hatıralarda kayboluyordu ve aklıma düşen her anıda ne kadar çok zamanın geçtiğini fark ederek hayrete düşüyordum.
![](https://img.wattpad.com/cover/284162651-288-k321878.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAYBOLMUŞ RUHLAR SARAYI (Tamamlandı)
Teen Fiction"Savaşın ortasında doğan kaç çocuğun seçim şansı vardır ki?" İki düşman aile, iki düşman ülke: Zirakov ve Senteria. Ve şimdi, savaşın kazananı belli olmak üzere. Zirakov ülkesinin kraliçesi İrina bu savaşın kazananı olmak için büyük bir risk alarak...