11. "Şehvetin izinden tırnaklar, iblisin küçüğü ."

2.9K 252 511
                                    


Tepkilerinizi görmeyi diliyorum, vote atmayı ihmal etmeyin :)

İyi okumalar dilerim seks böcüşlerim 🍷



1.1






"Şehvetin izinden tırnaklar, iblisin küçüğü ."








Şeytanın köhnesinde, bir hayalin kırıklığına el uzanmışçasına dil döktü tanrının yarattığı. Dumura uğramış gözlerin, parıldayan cahilliğinden ürkerek kendisini cesurca bir av olmayı yeğledi. Her halükarda tüketileceğini bilir gibi. Sindirilen mideye, bir karın ağrısı bırakılacağını bilir gibi.

Ama işler, işlendiği gibi gitmekte zorlanıyordu. Kim Taehyung'un hayatı boyunca gitmesini isteyen tek bir kişi oluveriyordu. Ketum gözlerin sihri, şaşalanmış bakışların kudretinden fırlayarak kendisini gösteren avına, o geriye gittikçe onu takip eden ileri adımlar attı. Kıvrak dili, dudağının üstünü sıyırdığında kırgın gözlerde değildi bakışları. Bakışların onu ayağa kaldıran mücadeleci hissindeydi.

"Sen," dedi esmer. Büyük pençelerinden birini kumaş pantolonun cebine attı. Bir adım daha atarak, küçüğün cama yansıyan ve gittikçe küçülerek sığıntıya uğrayan bedenine kendi gölgesini bırakarak dilinin zehrini ağır ve uyuşuk şekilde şaklattı. "Benden," dediğinde, Jungkook işlerin sandığı gibi kolay olmayacağını anladığında çok geçti. Esmerin kıskacı onu her bir yandan sarmak için, kaçamayacağı yere kadar dayamıştı. Çıplak ayakları, bir adım daha kaçma umuduyla geriye attı ama bulduğu tek şey içini ürperten soğuk camdı. Bakışlarını dahi kaçıramıyordu, çünkü Kim Taehyung boşta kalan elini onun hemen başının yanına koymuştu.

Başının ağırlığını yavaşça eğerek, küçüğünün ağdalanmasına rağmen bir kaç tel kalmış ince dudak tüylerini bile ürpermişti. Esmerin sesi, derinden yankılanıyordu. Açlığa vurulmuş yoğun bir sessizlik gibi. "Gitmemi mi istiyorsun?" Dediğinde, yumruklarını sıktı Jungkook. Esmerin, dudaklarından konuşmayı bırakarak kulağına üfürmesi kalbini tekletmişti. Çünkü bu söze karşı kendisini zaaf dolu hissetmişti. "Küçüğüm..."

Jungkook cılız sesiyle, "Evet," diye soluklandı. Adamın sert kokusu burnundan süzülerek ciğerlerini kafesledi. Erkeksiydi, bir başkasına ait bir kokuyu barındırmıyordu. Alıştığı gibiydi ancak adamın bu kadar yakınana sokulması, gözleriyle sancı doğurtacak olan esmerdeki şehvet izine kaydı. Daha kararlı biri haline gelmişti bir anda. Sanki bir şeytana karşı yenilmez olabilecek bir duayı bulmuş gibi. "Bay Kim, gitmenizi rica ediyorum."

Kim Taehyung, biraz zorlasa elinde bir avuç küle dönecek bedenin ona karşı direnmesini eğlenceli buldu. Mücadelesini taktir etti. Bununla yüzündeki tutum ve dilinin hoyrat sertliği yumuşadı. Kasıklarındaki sertliği, ona bastırmak daha etkileyici olacak ki, küçüğe had bildirircesine yasladı kendisini oraya. "Bunu yapmayı istemiyorum," dedi. İç gıdıklayan sesini, küçüğe bir savaş açarcasına kulağına doğru yasladı. Süslü burnu, gecesi haline gelecek koyu mavi saçlara daldırdı. Kendisini daha çok bastırdı, vücudundaki her bir etin baskısını, küçüğün göğsüne taşıyarak gittikçe daha dedin nefes alan o hareketlilikle içindeki küçük şeytanın tohumuna ışık verdi. Büyütmek için. "Bu konuda ne yapmayı düşünüyorsun?"

Zalimin toprağına adım attığından, tavra vurulmuş alayı sezdi sadece Jungkook. Bununla adama kendisini sürttü. Onunla uğraştığını biliyordu. Onu çaresiz bulduğunu biliyordu, öyleydi ama bu onun içindeki tanrıçaya bir hakaret olarak düştüğünde tırnakları bilenmiş bir halde kendisine gelmeye çalıştı. Aldığı son derin nefesle bunu yaptı.

vexHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin