vex

28. "Tutsak bir adam, içinde şehvetten bol yanılgılar."

Selam seks böceklerim, elimdeki son bölümle geldim ve tekrardan eskisi gibi yazabilmek için motive olmak istiyorum.

Yorum ve votelerinizi bekliyorum.
İyi okumalar 🤍🤍

2.8

•

"Tutsak bir adam, içinde şehvetten bol yanılgılar."

•

Titreyen bir beden, heybetini aldığı yamaç karşısında tutsağına almıştı zemheri dünyasını. Ondan başkasına karanlık basmıştı, yüzlerinde kir; çirkinlik aksedip kalbini yalnızlığa boğmuştu. Fakat çoğul bir ses ayağa kalmıştı oradan, orada tek biri sağ kalmıştı. Onun gürültüsü tüm kalbini ayağa kaldırıyordu.

Kim Taehyung'un günah dolu gözleri, onu bir günahkar kıldığından beridir her şey daha netti. O kör hali, onun ellerinin gözlerinden çekildiği andan aydınlanmıştı.

Jungkook özgürlüğün bedelini bir günde ağır ödemişti.

Bedeninin kirlilikleri temizlenmişti. Ama ruhuna kanın rengi sıçramıştı. Kim Taehyung'un kanının kanına üryan kıldığı bu bağlılık onda kalıcı bir hasar bırakmıştı.

Hasarın sebebi ona bakıyordu. O ise enkazın altından ellerini uzatarak ondan onu kurtarmasını diliyordu.

Jungkook'un o karanlıktan fırsat kolladığı yüz tam karşısında duruyorken, teninin nakşeden sıcaklığını bileklerinde sertçe durup tenini ısırdığında sırtı duvara daha çok yapıştı. Teniyle ezildi.

Sesiyle bütün oldu. İlahi gözler ise başlangıcı.

Gözlerindeki birikintilerin teslimiyetiyle parmaklarının arasında duran silahını boşluğa bıraktı. Zeminin üstünden sekerek kaydı. O sesten sonra kendine gelerek başını öne uzattığında şeytanın kıvrak diline yasladı kendisini.

Jungkook tüm korkusunu, yalnızlığını ve kimsesiz kalışını doyurmak istiyordu. Aç kaldığı duygularıyla. Savunmasızlığıyla. Ağlayarak öpmek istiyordu. Merhamet dilenmek istiyordu. Göz yaşlarını silmesi için. İçindeki yangını söndürmesi için.

Kim Taehyung ona o anda karşılık verdi. Bir yeminli gibi tutsağına aldığı Jungkook'un dilini dilinin arasına alarak emdi. Kıvrımlı iri dudakları, ince dudakları kavrayarak ezdiğinde, ortaya iç eritici ıslak ve yavaş öpücüklerin sesleri çıkıyordu.

Bu onların ilk alışkanlıklarıydı.

İlk öncesinde bedenlerini ısıtmışlardı. Şimdi ise kalbin duvarlarına erişmeyi isteyen sözler için tenlerini ısıtıyordular. Ki Jungkook, Taehyung'un dokunuşlarından sonra üşümeye başladığını yeni fark ediyordu.

Ondan kaçamayacağını söyleyen adama, sizden kaçmayı istemiyorum demeye çalışıyordu.

Kim Taehyung'un daha da sert davranmayı isteyen tutumu açığa çıkmaya başlamıştı. Ağır öpücükler yerini aceleye bıraktı. Bileklerinden asıldığı için Jungkook'un kolundaki ağrı yerini zonklamaya bıraktı. Bedenindeki zıt duygular onu tamamen kontrolsüz birine dönüştürmüştü.

Yine de Kim Taehyung'un dudaklarının arasındayken tıslamadan edememişti. Bunun için dirense de. Çünkü acısını nasıl açıklayacağını bilmiyordu. Lakin onunla her şeyi konuşmak istiyordu. Onu dinleyen birini bulamamıştı. En nihayetinde annesi dinlememişti onu.