40. "Yoldan saptırılmış günahlar."

863 100 236
                                    

'Merhaba seks böcüşlerim'

yorum sınırı bırakmıyorum ama okuyanda bir yorum bırakırsa sevinirim çünkü şu hikayeye bölüm atmaya devam ediyorsam kurguya yorum bırakan kişilerin hatırına...

neyse, kırılmıyorum, illaki bir yerde ödeşeceğiz

iyi okumalar








4.0

.

"Yoldan saptırılmış günahlar."

.





"Benim öz annem nerede?"

Kadın deliye dönmüş bakışlarından kaçıramıyordu, ellerinin arasında öleceğini hiç düşünmemişti ama ona bakarken kafasının ne kadar karışık olduğunu görebiliyordu. Jungkook onun konuşabilmesi için ellerini serbest bıraktığında kafayı yediğini düşünmeye başlıyordu. Odanın içinde dört bir yana hareket ederken, "Özür dilerim, özür dilerim..." diye mırıldanıyor ve yerdeki kadın nefesini toparladıktan sonra boynunu tutarak ayağa kalkmaya çalışıyordu.

Jungkook'un hemen önünde durdu ve buna daha önce de şahit olmuş olacak ki gözleri ıslandı.

"En önemli şeyi hatırlamadın mı Jungkook?" Dediğinde, kadına baktı uzunca Jungkook. Gözlerinde bir cevap varmış gibi bakıyordu ama sesi çıkmıyordu. Sadece ona bakarken ağlamak istiyordu. Kalbini acıtan çok şey vardı ona bakarken, ama bir o kadar da yabancılık. "Ben Seonya, teyzen."

Jungkook susarak arkasını döndü.

"Jungkook senin hatırlamaman gerekiyordu. Bunu şimdi birdenbire kendine neden yaptın?" Dediğinde, Jungkook arkasını döndü. Öfkeli bakıyordu gözleri. "Neden, babamın bana kılıf uydurduğu oyunlarını mı bozuyorum yoksa?"

"Her şeyi yanlış anlıyorsun evladım," dedi kadın, ona olan annelik görevini her zaman içtenlikle yapmıştı. Onu doğdu andan beridir yanında olmuştu. Şimdi merhametsizce duran gözlere binmiş bir günah keçisi olarak görünüyordu. Bunu hak etmiyordu. "Bunu senden başka kimse istemedi."

"Ben," dedi Jungkook ne diyeceğini bilmeyerek. Zaten ağzından neden böylesine firari arsız cümleler kaçırdığını da bilmiyordu. Kadın ona yaklaştığında temkinlimce bir adım geriye gitti. Kararsız kalmış bir şekilde duruyordu karşısında ve birazda gergindi. Buna sadece biraz demek haksızlık sayılırdı. Onun neden böyle davrandığını da anlamadığı gibi. Oysa o, onun buraya gelip ortalığı birbirine katmasını ve boğazına sarılmasını, Taehyung'a göndermiş olduğu not ile alakalı olduğunu sanıyordu. Seonya sanıyordu ki, Jungkook Taehyung'tan nefret ediyordu ve bu içe gömmesini istediği nefretiyle onu nasıl olurda her şeyi bildiği halde yanına gönderdiğinin hesabını güttüğünden böyle alacaklı bir şekilde kendisini hırpalamaya çalışıyordu.

Büyüttüğü ve sonrasında kendi hisleriyle yoğurduğu bu gencin, yüzünden her şeyi anlayabilecek haldeyken, onun kendisini de anlamadığı bir nokta da olduğunu görüyordu.

"Kafan karışmış belli ki," dedi ve anlamak içinde, "Seni biri uyandırmaya mı çalıştı?" diye sordu.

Ama Jungkook her şeyi hatırlamış olsaydı kadının ona söylediği tüm şeye elbette bir cevabı olacaktı ve soru sorma gayretinde bile bulunmayacaktı. Lakin yarım yamalaktı. Anladığı ve hissettikleri.

"Ne dediğini anlamıyorum. Neden ellerimin senin boynunda dolandığını da. Birden başım uğulduyor, zamanı unutuyorum, acı çekiyorum ve o an ne yaptığımı hatırlamıyorum. Yaşadığım streslerden ötürü kafamda bir sorun oluşmuş olmalı."

vexHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin