vex

21. "Tanrının önünde eğilir, şeytanın tam olarak kendisi."

Yorum okumak istiyorum ben 🥺
İyi okumalar.

2.1

•

"Tanrının önünde eğilir, şeytanın tam olarak kendisi."

•

Şeytanın karmaşası sözlerinin buyruğundan öteydi. En nihai söz, bakışlarında gizli olandı. O marifet ise onu bulup çıkarandaydı.

Ve şeytanın cehennemi sıcaklığı tenine kızgınca dökülüyordu. Bakışlar, ona anlam kazandıran bir o kadar zıtta olan duyguların derinliği kadar soğuk duruyordu. Kapının ardından izliyordu onu Kim Taehyung. Ona karşı asilik yapan küçüğünün ardından bakıyordu öylece, ayağa kalkmış ve  donuk bir haldeydi. Bu bakış ki, anlamı yoktu. Çünkü anlam kazanılan her şey değer biçilecek bir kazanım elde ederdi. Değeri olan her şey Taehyung içinse bir zaaftı. Zaaflar ise kaybetmekti. Yok olmaktı.

Taehyung bunu göze alamazdı. Fakat bu duruma katlanabileceğini sanmıyordu. Jungkook'un gözlerinde gerçek bir şey varsa, o da kendisine karşı beslemiş olduğu duygularının yoğun oluşuydu. Ama yalan söylemesi hoşuna gitmemişti.

En başından ona dürüst davranmalıydı. Zaten er yada geç gerçeği öğreneceğini biliyordu. O gözünde şekillenmeye başlayan zaafından hayal kırıklığı olsun istememişti. Bir yatırımdı ve paha biçilmez kılmayı istiyordu onu. Ama sadece kendisine. Çünkü onun dokunduğu ve ten çekiminin dirayet göstermiş olduğu bu sınırlar, onun mahremiyetiydi. Kim Taehyung mahremiyetini bir başkası ile asla paylaşmazdı. O kişiye ait kalbi bile. Ki o, kalbinin yok olduğunu kendisine kabullendirmiş biriydi.

Bununla adımları öne doğru kaykıldı. Jungkook ile konuşmak için. Ama bu konuda tereddüt dolu buldu kendisini. Oysa o neyi isterse alırdı. Bu dudaklarından çıkacak bir özür dolu cümlelere bakıyorken, kendisini frenliyordu bu konuda. Banyodan yükselen su sesi ile bastırdı bunu.

Su sesini örtbas eden telefon sesini duyduğunda, yönü koltuğun üzerinde bıraktığı telefonun olduğu tarafa kaydı. Ekranda kayıtlı görünen numara, 'J.' adında bir kişiye aitti. Taehyung bu işi kendince çözeceğinden ötürü, beklediği o haberi almak için çok farklı bir adamını devreye sokmuştu. Ve bu kişi ise ona sadece aldığı emri gerçekleştirdiğinde veya istenilen sorulara bir cevap bulduğunda arardı. Bu Taehyung'un en gizli adamıydı. Onu hemen hemen kimse tanımazdı.

O tanınmamış kişi için konuşmak için balkona yöneldi. Roma gözlerinde sabahın şen canlılığını kazanırken, açtığı telefonunu kulağına götürdü. Tok sesiyle, "Öğrendin mi gerçeği?" diye sordu. Ama zaten bildiğini bilirken, "Evet," diye yanıtladı. Usta eğli bir seri katil olan adamı.

İz koklayan ve herkesçe tanınan ama asla şüphe çekmeyen adamı, önünde duran bir iki insan leşinden gözlerini ayırarak avucunda tuttuğu hard diske baktı. "Şimdi bir ses dosyası atacağım sana." dedi ve kanlı eldivenini yanındaki adamına doğru uzattı. Alması için. Arkalarından yarı baygın şekilde sürüklenen bir beden ile baskın yaptıkları yerden çıkmaya başladılar. Bu süre içersin de konuşmaya devam ediyordu.

"Ve tahmin ettiğin gibi olmuş. Seokjin işin içinde değil ama biliyorsun ki, daha önceki bu tarz olaydan bizi o kurtarmıştı. O şekilde irtibat kurup kurmadığından emin değilim ama seninkini kaçıran hatun elimizde. Ona ne yapmamızı istersin?"

Kadını bir varil kutusunun içine teslim alınması gereken bir paketmiş gibi koyulduğunda diğer adamı tarafından, J, sürücü koltuğuna bizzat kendisi oturdu. Hızlı hareket ediyordu. Çünkü uzaklaştıkları binayı yok etmeleri gerekiyordu. Tıpkı Kim Taehyung'un yaptığı gibi yapıyordu. Ardından hiç bir iz bırakmadan yok ediyordu kendisine dair atılmış olan kanlı adımlarını. Ve Taehyung hangi ülkede yer alıyorsa, o da bir gölge gibi o ülkeye ondan önce varıp talimatları için hazır ol da beklerdi.