14

743 90 148
                                    

Bölüm smut içeriyor sahnenin başına ve sonuna uyarı koydum. Haberiniz olsun <3

"Sizin burada ne işiniz var?"

Bu soruya Jisung göz devirip kollarını kavuşturarak yeteri kadar cevap vermişti.

"Sence Hwang? Seni kurtarıyoruz. Hadi vaktimiz kısıtlı şuraya gel de sonra konuşuruz!"

Hyunjin hayatında ilk defa birinci katta olmalarına rağmen demir parmaklık olmayan camlarına şükredip dolabının köşesinde tuttuğu ayakkabı kutularına gitti. En üstteki kutuyu alıp içinden çıkan siyah spor ayakkabıyı ikinci kez bile düşünmeden giydi ve kendini camdan dışarı attı.

Arkadaşlarına tam bir şey diyeceği sırada Seungmin sağ elini onu durdurmak için kaldırıp sol elinin işaret parmağını da dudaklarına götürdü.

"Şimdi Hyunjin, kaybedecek bir saniyemiz bile yok. Zamanla yarışıyoruz. Minho hyung'un evine gideceğiz. Şimdilik sana diyeceğimiz şeyleri sorgulamadan yap, gidince her şeyi konuşuruz."

Hyunjin kafasını sallarken Jisung elinde bir maske ve büyükçe bir şapkayla Hyunjin'in karşısında dikildi.

"Bunları tak."

"Neden?" Hyunjin tek kaşını kaldırıp Jisung'a bakınca Jisung derin bir nefes aldı.

"Çünkü Hyunjin burası senin mahallen ve tüm rahipler, rahibeler, çocuklar, komşular, yaşlı teyze ve amcalar seni tanıyor. O yüzden eğer yakalanmak istemiyorsan tak şunları."

Jisung'un üstüne yürümesiyle Hyunjin ağzına hayali bir fermuar çekip arkadaşının elindeki aksesuarları aldı ve ikisini de taktı. Bu defa laflarını ikiletmeden bir de Seungmin'in ceketini giymişti.

Yürümeye başladıkları sırada Felix hızlı adımlarla Hyunjin'in yanına gidip koluna girdi. Bu temasla Hyunjin irkilmiş, kalbi de her zamanki gibi onu öldürmek istiyormuş gibi atmaya başlamıştı. Felix'e döndüğünde dudak büzdüğünü görüp kaşlarını çattı. Tabii bütün yüzü kapalı olduğu için Felix bunu görmüyordu.

"Aslında sana sarılmak istiyordum ama kaybedeceğimiz her saniye çok kritik olduğu için Minho hyung'un evine gidene kadar bekleyeceğim."

Hyunjin sevgilisinin bu çocuk gibi haline kıkırdayıp diğer taraftaki eliyle Felix'in sarı saçlarını karıştırdı.

"Seni özledim meleğim."

Felix'in büzülmüş olan dudağı önce kızaran yanaklarıyla eş zamanlı olarak hafifçe açılmış sonra da utangaç bir gülümseme sunmak için gerilmişti.

"Ben de seni özledim Hyun. Hem de çok."

Yolda tanıdık kimseyi görmek istemedikleri için ara sokakları kullanıyor ve ellerinden geldiğince hızlı hareket ediyorlardı. Oyalanacakları bir saniye veya onları görecek tek bir tanıdık bile planlarını mahveder ve Hyunjin'i tekrar o karanlığa yollardı. Ve bu kesinlikle onlar için olmaması gereken tek şeydi şu anda.

Hızla dönmeleri gereken son köşeyi de dönüp, gerçekten, koşarak Minho'nun evinin zilini çaldılar. Çok geçmeden Minho kapıyı açıp gelen dört kişiyi hızla eve soktu.

"Hadi hadi girin çabuk. İşimiz çok!"

Herkes içeri girip salona geçtikten sonra Hyunjin şapkasıyla maskesini çıkarıp koltuklardan birinin üstüne bıraktı. Tam arkadaşlarına döndüğü sırada boynunda hissettiği kollar ve duyduğu hıçkırıklarla bir an duraksayıp sonrasında hemen kollarını sevgilisinin beline sardı. Bu sırada Minho iyice polisiye havasına girmiş bir şekilde perdeleri çekiyordu.

take me to church | hyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin