6

663 107 60
                                    

Felix nefes nefese eve girip çantasını bir köşeye fırlattı ve kendisine sinirle kaşlarını çatan annesine gülümsedi.

"Anneciğim bir seferlik affet! Acil bir durum var."

"Ne? Ne acil durumu? Bir şey mi oldu?"

Felix lavaboda ellerini yıkarken kendisine korkuyla bakan kadına kıkırdadı.

"Hyunjin'e kurabiye yapacağım!"

Ellerini kurulayın odasına geçti ve hızlıca üstünü değiştirip mutfağa girdi. İhtiyacı olan malzemeleri çıkarmaya henüz başlamıştı ki annesi belini dürtüp korkuyla sıçramasına sebep oldu.

"Anne! Tikimle oynamasana!"

"Şu Hyunjin, o Hyunjin mi? Hani aşık aşık anlattığın?"

Felix kızaran yanaklarını gizlemek için yanında duran annesine sırtını döndü ve askılıktan önlük alıp üstüne geçirdi.

"N-Ne aşık aşık anlatması. B-Ben hiç de yapmadım öyle b-bir şey!"

Annesi onun telaşlı haline kahkaha atıp saçlarını karıştırdı.

"Tabii tabii. 'Anne biliyor musun Hyunjin çok iyi kalpli, benimle morali bozuk olsa bile sohbet ediyor. Ayrıca çok da çalışkan. Herkese saygılı. Ah ve cidden çok yakışıklı'-"

"Anne!"

Bayan Lee kendisine hafifçe vuran oğluna sırıtıp yanağından öptü.

"Hadi sen Romeo'na kurabiye yap küçük Juliet. Tutmayayım seni."

Felix iyice kızarıp annesini itekleyerek mutfaktan çıkardı ve kapıyı kapatıp derin bir nefes aldı. Tişörtünün kollarını yukarı çektikten sonra eksik kalan malzemeleri de tezgaha dizdi ve ellerini birbirine vurdu.

"Hadi bakalım, başlayalım!"

Ezbere bildiği tarifi her zamankinden daha dikkatli yapmaya başladı. Önce yumurta ve şekeri çırptı, daha önce hiç bu kadar köpürttüğünü hatırlamıyordu. Sonra yağ, süt derken kuru malzemeleri de ekledi ve henüz cıvık olan hamuru yoğurmaya başladı. Hamur yavaş yavaş kıvam alırken azar azar un ekliyordu plastik kabın içine. Tabii bir yandan da Hyunjin'i ve kurabiyelere vereceği tepkiyi düşünüyordu. Beğenecek miydi? Çok mu tatlı gelecekti kurabiyeler? Ya da tatsız? Ya kurabiye istemezse?

Felix kafasını sağa sola sallayıp bu düşünceleri kafasından uzaklaştırdı. Sevecekti. Hyunjin Felix'e çok değer veriyordu, o ne yapsa bayılırdı.

Felix henüz bunun farkında olmasa da, Hyunjin onun yaptığı her şeye bayılırdı. Her şeye.

Hamur istediği kıvama gelince eliyle şekillendirip yağlı kağıt serdiği fırın tepsisine dizmeye başladı. Hepsini aynı şekilde yapacakken aklına kalıp kullanmak geldi ve kalp şeklindeki kalıbı alıp hamura onunla şekil verdi. Biraz da yıldız şeklinde yapmıştı, şirin görünüyorlardı.

Üstlerine damla çikolata serpip fırına gönderdi kurabiyeleri. Onları çok büyük bir özenle hazırlamıştı. Tek tek her şeyi ölçmüş, en güzel malzemeleri kullanmıştı.

"Umarım seversin Hyunjin. Umarım bunları yediğinde sana çok çok mutluluk verirler!"

Kurabiyelerin pişmesini beklerken mutfağı toplamaya karar verdi. Buzdolabına koyması gereken malzemeleri koyduktan sonra bulaşıkları da güzelce durulayıp kapta kalan hamurun kabasını aldıktan sonra bulaşık makinesine yerleştirdi. Bütün bunları yaparken kocaman gülümsüyordu, çok mutluydu. Hyunjin için bir şeyler yapıyor olmak onu mutlu ediyordu. Hyunjin'i mutlu görmek istediğini, ona değer verdiğini ona hissettirebilmek için her türlü yolu denemeye hazırdı.

take me to church | hyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin