7. KANLI MASKE

429 288 294
                                    

Bu kitapta bahsi geçen karakterler, kurumlar ve olaylar her ayrıntısıyla kurgudan ibarettir ve kalemime aittir.

Keyifli okumalar!

No.1, Yarım Kalan Sigara ♪



VERNEM NİDAHEN.



Kan kokan eldivenler...

Maskeler...

Mezarlar...

Vernem Nidahen'i bunlar var ediyordu.

Ben, Vernem Nidahen. Ülkenin en çok cinayet işleyen, acımasız ve ölüm kokan katillerinden birisiyim.

Dolunay Sanat Akademisi'nin içerisinde elimi, kolumu sallayarak ilerledim. Fazla insan yoktu, en sevdiğim. Hedef belliydi, Hazal'ı tedirgin eden adam... Üstelik kayıp kızın dosyası da bu adama çıkıyordu. Kıza ne yaptığını öğrenip biraz acı çektirerek nefesini kesmek istiyordum.

Akademinin karanlık koridorlarında karşıma birisinin çıkmaması mükemmeldi. Sonunda gördüm o adamı, karşıma çıkan tek insan o oldu. Yani benim bilmem kaçıncı kurbanımdı kendisi. Peşinden ilerlerken yine karanlık bir koridora daldığını kördüm. Koridorda hiç açılmayan bir kapı vardı ve adam da hemen buraya girdi. Bu kapı, Hazal'ın ilk gün girmeye çalıştığı kapıydı ama tabii ki kilitliydi ve yasak bölgeydi. Çekinmeden eldivenli sağ elim kapı koluna gitti ve direkt açtım kapıyı. İçeriye girdiğimde adamın arkası dönüktü bana. Önündeki evraklardan beni zar zor fark etti, ben de hemen kapıyı kilitledim ve anahtarını cebime attım. Bunu duysa bile neden kilitlediğimi sorgulamamıştı çünkü beklediği birisi vardı.

"Nerede kaldın Uras?" diye sordu. Hâlâ arkası dönüktü ve konuşmaya devam etti. "Hazal'ın işini bitirdin mi? Yoksa sıradaki kaybolacak kız, o olacak."

"Bu, benim meselem..."

Tek kaşım havaya kalkarken adam elindeki dosyaları yere düşürüp yüzüme döndü korkuyla. Beni görünce ise bedeninin tamamen titrediğini gördüm. Karşısında ben vardım, Vernem Nidahen. Yüzünde maske, saçlarını örten bir şapka, ellerinde deri eldiven ve üzerinde deri ceket olan, tamamen karanlıktan ibaret bir seri katil. Ölümün ta kendisi...

"Sen..."

"Beni tanıyor olmandan onur duydum." dememle adamın yere oturması bir oldu. Çökmüş gibiydi, beni beklemiyordu. "Bana zorluk çıkaracağını sanmıyorum, Furkan Çetin." Yavaş yavaş adım atarak ona yaklaştım. "Ayağa kalk." Dediğimi yapmadı ve ben de sinirimin bana selam vermesini umursamadan yerde diz çöktüm. Ceketimden bıçağımı aldım, hareket dahi edemiyordu karşımda. Bıçağımın ucu onu gösterdiğinde cümlemi yeniledim. "Ayağa kalk."

Adam bu sefer ayağa kalktı ama benden kaçarak köşeye ilerledi, bir nevi köşeye sıkıştı. "Buradan çıkınca seni mahvedeceğim. Bana bulaşmaman gerektiğini anlayacaksın."

Tebessüm ettim. "Buradan çıkabilirsen yine beklerim." dediğimde adam bana vurmak için öne atıldı ama başarılı olamadı. "Elimde seni doğramak için bir bıçak var, aptal mısın? Kurtulabileceğini mi sanıyorsun?" Sorularımdan sonra direkt adama vurdum, sersemlemesini sağlamıştım fakat yine de yetersizdi. "Kıza ne yaptın!" diye bağırdım ama cevap vermedi. Yine vurdum, bir kere daha vurdum ama cevap vermemekte ısrarcıydı. Bir süre daha adamla ilgilenip geriye çekildim, kayda değer bir cevap alamamıştım ama gerek de kalmamıştı çünkü bir kız sesi geldi kulağıma.

LALELERİNDENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin