Bu kitapta bahsi geçen karakterler, kurumlar ve olaylar her ayrıntısıyla kurgudan ibarettir ve kalemime aittir.
Keyifli okumalar dilerim güvercinler.
Skapova, Ben Hâlâ Vazgeçmedim ♪
FreshmanSound, Time ♪❧
Kan... Ceset... Kaos...
Annemin elini tutuyordum, ellerime kan bulaştı. Annemin gözünün içinde kargaşa vardı, kaos vardı. Annem gitti ve yerine bir ceset bıraktı. Kaos beni içine çekti, kan ellerimden silinmedi, cesetler artmaya devam etti.
Vernem Nidahen... Onun siluetini görmüş gibi oldum. Bana yardım etmek istiyor gibiydi ve elimi tuttu, elimdeki kanı temizlemeye çalıştı ama onun elleri de kanlıydı. İkimizin elleri de temizlenmedi. Canım acıyordu, ruhum bedenimden çıkmak istiyordu. Kan vardı, korkmuyordum. Kandan korkmuyordum. Cesetler vardı, korkmuyordum. Cesetlerden korkmuyordum. Kaos vardı, yine korkmuyordum. Kaostan haz alıyor gibiydim biraz. Ben mi değişiyordum? Duygularım mıydı değişen? Belki de annemdi. Belki de... Vernem Nidahen'e olan bakış açımdı.
Sayıklamaya başladım, iç sesim zihnimi ele geçiriyordu.
Ellerim bağlı.
Hayatım ikiye bölünürken karanlıktı gökyüzü.
Ellerim bağlı.
İçimdeki uyuyan canavar uyandığında aydınlıktı gökyüzü.
Ellerim bağlı.
O gün çığlıklarla yankılanacak gökyüzü.
Alevler vardı, sönmeyen ateşin içine attım kendimi. Yanmıyordum, kan koktuğum için yanmak istiyordum ama ateş, ateşi yakmazdı. Aksine ateşi daha da güçlendirdim. Ben, ateşin ta kendisiydim. Ateşe takılı kalınca da savaşmadan kaybeden oldum. Yalnızdım, bu fırtınanın ortasında yalnızdım. Kar taneleri yüzüme çarptıkça ateşimi söndürmeyi daha çok arzuladım, kar taneleri de içimdeki yangını söndürmeye yetmedi. Yalnızdım. Resmen bu kar fırtınasının ortasında cayır cayır yanıyordum. Yalnızdım...
Annemi aradı gözlerim, bulamadım. Kaos durmak bilmedi ama cesetler kaybolmuştu. Bir patika vardı, yanımda ise bir siluet. Vernem Nidahen olduğunu düşünüyordum çünkü net bir şekilde sadece ellerini görüyordum, kanlı ellerini... Nereye gittiğimizi, daha doğrusu beni nereye götürdüğünü sordum.
"Sadece bir yolculuk." Ses tonu... Tanıdık bir aksanı vardı ama hâlâ kim olduğunu bilmiyordum, sordum. "Bu yolculuğun sıradan bir yolcusu." Cevabını verdiğinde pek sıradanmış gibi gözükmediğini söyledim. "Hiçbir şey görüldüğü gibi değildir." dedi bu sefer de.
Önüme döndüm, kar fırtınasında yürüyor olmak saçmalıkmış gibi gözüküyordu ama yolculuğun bir zamanı yoktu onlar için. Ölüler için... Karın üzerinde belirli bir süre yürüdük, fırtına yavaş yavaş dinmişti. Sadece arada kar tanesi geliyordu üzerime. Karları bir kenara bırakıp önüme baktım, patika ikiye ayrıldı. Siluete döndüm, o ise zaten bana bakıyor gibiydi.
"Seç," dedi sadece.
"Nereye gidiyor bu yollar?"
"Sadece seç."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LALELERİNDEN
Mystery / ThrillerÇocukluk... Göğsümüzün içindeki lalelerdi çocukluk, yaşatamadık. Adaletin olmadığı bir ülke, belirli güçlü örgütlerin de içinde bulunduğu bu ülkenin en büyük matemi adaletsizlikti. Bir tarafta kadın ve çocuk cinayetleri vardı. Diğer tarafta ise serb...