4. Bölüm

11.1K 1K 1K
                                    

Sinirle ceketimi koltuğun üstüne fırlatıp gerilen sinirlerim yüzünden beni sabahtan beri boğan kravatı çıkarttım. Öfkeden titreyen parmaklarım henüz kendine gelmemiş, buz gibi bir şekilde ısınmayı bekliyordu.

"Geç geldin?" Evin içinden gelen Jongin'in sesini duymamla birlikte başıma giren ağrıya engel olamamıştım.

(Hayır sürprizli çift Baekai değil lşsjkadşlklş)

Evimde olduğunun farkında bile değildim. Ancak burada ki varlığı beni içten içe rahatsız etmişti. Yalnız kalmam gereken bir zamandı. Kafayı yiyecek gibi hissediyordum.

Ya da çoktan yemiştim bilmiyorum.

"Başıma gelen şeyleri anlatsam da ciddiye almayacağın için susma hakkımı kullanıyorum. Onun yerine... Neden buradasın?"

Bacaklarımı uzatarak geriye yaslandım. Dinlenmeye ihtiyacım vardı, ya da uyumaya. Ya da en iyisi içmeye.

"Kyungsoo ile tartıştık."

(Hayır Kaisoo da değil laşkşdlkdşa)

Karanlık salondan ve Jongin'in sakin sesinden ters giden bir şeyler olduğunu anlamam lazımdı. Ama bunu anlamaktan oldukça uzaktım, şu an ki ruh halim yüzünden.

"Dolapta bira olacaktı." Bize en iyi gelecek şeyi söylemiştim. Ne olduğunu sormak yerine.

"Siktir!" Koltuktan kalkıp mutfağa doğru ilerlediğinde ayağını bir yerlere çarpıp sızlanarak ilerlemişti.

"Neden ışıkları açmıyoruz?"

"Faturayı yatırmamışsın seni geri zekalı."

Kıkırdayarak geri dönmesini bekledim. Berbat olan hayatım daha berbat bir hale gelemezdi belki de.

"Dolap çalışmadığı için ısınmışlar." Yanıma oturup 6'lı bira paketini aramıza bıraktı.

"Bunu fark edecek durumda değilim ne yazık ki." Açacağın metal kapakta bıraktığı ses bile beni rahatlatırken büyük bir yudum aldım.

"Şimdi anlat bakalım. Neden bu haldesin?"

"Onu görmeye gittim." Jongin bir anda yaslandığı yerden kalkıp bana baktı.

"Ne yaptım dedin?"

"Ceza evine gittim. Kapıya kadar gittim. Ama giremedim Jongin..."

"Tanrım... Oradan uzak durmalısın Sehun. Ondan uzak durmalısın."

"İstesem de gidemiyorum zaten." Gülümseyerek dudaklarıma şişeyi götürdüm. Farklı bir amaçla gittiğim yolda, çok daha farklı bir şeyle karşılaşmıştım.

"Derdin sadece bu muydu?" Biliyordu, beni uzun zamandır tanıyan Jongin böyle bir şeyden kolaylıkla etkilenen biri olmadığımı biliyordu.

"Cezaevinin oradan dönerken kendimi yetimhaneye giderken buldum. Neden bilmiyorum ama gitmem gerektiğini hissettim. Bir şey beni oraya çağırmıştı sanki.

Tuhaf hissettim Jongin...

Büyüdükten sonra oraya gittiğimde hiçbir şeyin değişmediğini fark ettim. Hala aynı yaralarım içimdeydi. Ama huzurluydum...

Tanrım... Hala acınası şekilde eski anılarım aklıma geldikçe boğulacak gibi oluyorum..."

"Oraya gerçekten girdin mi yoksa sadece kapıdan mı döndün?"

Küçümsemişti. Geçmişimden kaçmamı hep küçümsüyordu. Haklıydı. Acınasıydım.

"Girdim... Hala aynıydı. Kantindeki koku bile... Müdür annenin gülümseyişinin sıcaklığı bile aynıydı."

Elephant ManHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin