15.Bölüm-Nefret

84 7 3
                                    

BÖLÜM SONUNDAKİ DUYURUYU DİKKATLİ OKUYUN, LÜTFEN!

Bazı yaralar vardır, istesek de önüne geçemeyiz. Bazı hisler vardır, istesek de yok edemeyiz.

Pencerenin kenarına dirseğimi yaslayıp yüzümü elime yasladım.

Mart kedilerin ayıydı fakat sanırım artık kedilerin ayı da değildi.

Gözlerim martın tam ortasında yağan kar tanelerinin düşüşünü takip ediyor ve kar tanesi yere düşünce başka bir kar tanesine takılıyorlardı.

Dirseğimi yasladığım yerden çekip camı açtım. Camın önünde koruması olan mermerden biraz kar alıp elimde sıkıştırdım.

Şuan canım kar yemek istiyordu ve temiz olup olmaması umrumda değildi.

Dişimin -tabiri caizse- donmasını istemediğimden hafif bir şekilde elimdeki kara bastırdım.

Dişlerimi çok bastırmadan karı yerken camı tekrar kapatmıştım.

"... ve esas kız, esas oğlanı beklerken kar yediği için ömrünün sonuna kadar Kar Kraliçesi olarak kalır."

Zihnimin içinde dönüp dolaşan düşünceleri anında silip bakışlarımı Onur'a çevirdim.

"Buz Kralına erişebilmesi için yemesi gerekiyormuş demekki."

Üzerindeki ceketi çıkarıp astıktan sonra yanıma adımlamıştı.

"Fakat bilmiyormuş ki Kral onu görürse eğer bir saniye bile geçmeden eriyip su gölüne dönüşüverirmiş."

Yanağıma uysal bir öpücük kondurduğu sırada başımı yana eğmiştim.

"Geç geldin bugün."

Ses tonum daha çok soru sorar gibiydi.

Bir kolunu belime sarıp yandan bana sarılıyordu.

"Trafik vardı. Mesaj attım ama görmedin."

Üzerime çöken huzursuzluk neyin sebebiydi bilmiyordum.

Hızlı hızlı nefes alıp-vermezsem boğulacak gibi hissediyordum.

Kollarımı boynuna dolayıp burnumu boynuna gömdüm.

Kolları anına bedenimi sıkıca kavramıştı.

"Bebeğim, bir sorun mu var?"

Cevap vermedim.

Sadece sustum.

Bazen karşınızdaki kişiyle konuşmak, bu konuşmada karşılık almak istersiniz.

Fakat bazen karşılıklı susmak daha iyisiydi.

Boğazımda kendini göstermeye yüz tutan yanma hissiyle birlikte midem kasılmıştı.

Kollarımı Onur'dan ayırıp hızla banyoya koştum.

Ellerimle klozetin yanlarına tutunurken midemde ne var ne yoksa çıkartıyordum.

Sırtımda hissettiğim el bedenimin kasılmasına sebep olmuştu. Daha önce beni bu şekilde görmemişti ve şuan karşısında bu şekilde olmaktan biraz utanmıştım.

"Kasma kendini, rahatla."

Kusmaktan nefret ediyorum.

Kendimi geri çekip sırtımı duvara yasladım.

Kustuktan sonra boğazımda oluşan ve geçmek bilmeyen o acı tattan nefret ediyordum.

Dizlerimi kırıp dirseklerimi diz kapaklarıma uzattım.

MECBURİYET - IIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin