Ekin uzandığı yerden kalkıp çalan zile küfürlerini sıralayarak kapıya ilerledi. Enes'in yine anahtarını unuttuğunu düşünse de aslında kapının arkasında onu bekleyen sevgilisiydi.
Enes olduğunu düşündüğü için deliğe bile bakmadan kapıyı açtığında küfrü yine yarıda kesilmiş, şaşkın bir ifadeyle bakmıştı. Yağız'ın bugün geleceğini biliyordu ama şu saatte henüz işte olduğunu düşündüğü için beklemiyordu.
"Yağız?"
"Ekin?"
Yağız'ın onun tepkisini taklit ederek söylediği şeyle Ekin aptal aptal bakmayı bırakıp Yağız'a geçmesi için yer verdi. Yağız içeriye girip montunu çıkarırken gözlerini sevgilisinin üzerinden ayırmıyordu.
Ekin kapıyı kapatıp gülümseyen yüzüyle ona döndü. Birkaç gündür görmediği sevgilisine büyük bir özlemle bakarken Yağız kollarını iki yana açıp sarılmak istediğini belli etmişti. Sevgilisi hiç bekletmeden kolları arasına girdiğinde Yağız saçları arasına öpücüklerini kondurdu.
"Bu saatte gelmeni beklemiyordum."
"Ben de beklemiyordum. Dayanamadım özlemine."
Şakayla söylediği şey Ekin'i güldürdüğünde, Yağız geriye çekilip dudaklarını kolları arasındaki güzelliğin gülen dudaklarına bastırdı. Şu birkaç günde fazlasıyla özlediği dolgunlukları hiç çekinmeden uzun uzun öptü. Ekin de ona büyük bir istekle karşılık verirken Yağız'ın midesi heyecanla kasılmıştı. Daha fazlasını isteyen vücudu yüzünden geriye çekilip derince yutkunduğunda ıslanmış dudakları ile ona bakan kumral iradesini zorlayacak gibi duruyordu.
Gözlerini kapatıp derin bir nefes bıraktı ve uzanıp elini kavradı. "Neler yaptın ben yokken?" dedi salona doğru ilerlerken.
"Sıradan şeyler işte. Ev, okul, iş arası dolandım."
"Yorulmuşsundur."
"Biraz."
Beraber koltuğa oturduklarında Ekin kafasını omzuna yasladı. Hâlâ birleşik olan parmaklarına bakıp gülümserken "Sen neler yaptın? Baban nasıl?" diye mırıldandı.
"Hastaneye gittik işte ilaç tedavisi aldı. İlacı aldıktan sonra bir süre canı çok yanıyor, o yüzden zor oldu biraz ama şu an daha iyi."
"Ben de gelip görmeyi isterdim ama çalışmam gerekiyordu. Mutlaka arayacağım sonra."
"Seni dilinden düşürmedi zaten bir türlü. Çok sevmiş." dedi Yağız sevgilisinin saçları arasına kokulu bir öpücük bıraktıktan hemen sonra.
Ekin duyduğu şeyin mutluluğuyla genişçe gülümsedi. "Ben de onu çok sevdim." Gerçekten de Esat'ı çok sevmişti. Her şeye rağmen yüzünden gülümsemesini hiç eksik etmeyişi, Yağız'a olan bağlılığı, Ekin'i ilk defa görüyor olmasına rağmen yıllardır tanıyormuş gibi gösterdiği samimi ve şefkatli davranışları ona karşı fazlasıyla olumlu hisler beslemesine sebep olmuştu. Üstelik o aşık olduğu adamın babası, bu hayattaki en değerli varlığıydı. Bu da sevmesi için elbette ki büyük bir etkendi.
"Ben dışlanmıyorum değil mi şu an? Ona göre kıskançlık yapacağım."
Ekin, Yağız'ın yüzüne doğru eğilip sitemle konuşmasına seslice güldü ve yüzünü sevgilisinin hemen yanındaki boynuna çevirip bir öpücük kondurdu. "Ne dışlanması? Sana aşığım ben nasıl dışlayabilirim?"
Ekin'in ağzından ilk defa duyduğu bu sözlerle Yağız'ın kalp ritimleri hızlanırken ona gözlerini kırpıştırarak baktı. Bazen bir şeyleri anlamak için sözcüklere gerek olmadığını biliyordu. Ekin'in gözlerine baktığında bile sevgisini gayet hissediyordu ama onun dudakları arasından dökülen sözcükler içini kıpır kıpır yapmıştı.
![](https://img.wattpad.com/cover/294760621-288-k811519.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
benim iklimim incitmez seni [b×b]
Ficção AdolescenteYağız, bir gece telefonuna gelen saçma bir mesajdan sonra yalnız ve sıkıcı hayatının ne kadar değişeceğinden habersizdi. [texting + metin] [13.02.2022•29.06.2022]