•otuz beş

6K 485 143
                                    

Yağız babasının üzerini dikkatlice örttükten sonra koltukta oturmuş telefonuna bakan sevgilisine doğru ilerledi. Ekin heyecanlı heyecanlı oyununa devam ederken Yağız onun bu hâline sırıtıp yanına oturdu ve yanağına minik bir öpücük kondurdu. Ekin hâlâ odaklanmış bir şekilde oyunu oynamaya devam edince Yağız kaşlarını çatıp bakışlarını ekrana çevirdi ve onu izlemeye başladı.

"Kafa topu mu oynuyorsun gerçekten?"

"Evet."

Yağız alayla gülünce Ekin çatık kaşları ile ona kısa bir bakış attı. "Komik mi Yağızcım?"

"Asla değil." dedi Yağız sırıtmaya devam ederken. Onu böyle oyun oynarken izlemek çok keyifliydi. Resmen kendini kaybediyordu.

Yediği golden sonra maç bitince yenilmiş ve karşıdaki oyuncuya bir küfür savurmuştu. "Vay orospu çocuğu."

Ardından nerede olduğunu hatırlamış, kaşlarını kaldırıp panikle Esat'a bakmıştı. Uyuduğunu görünce rahat bir nefes bırakıp tekrar telefona döndü. Yağız yeniden güldü ve sevgilisinin tatlılığına dayanmayıp yanağını sıktı. "Bırak artık bana dön."

"Aşkım bir dakika hemen şu da bitsin. Hırs yaptım üst üste 2 kere yendi beni herif."

Yağız, sevgilisinin karşıdaki adamı bir kere yenmeden bırakırsa içinin rahat etmeyeceğini bildiği için başını omzuna yaslayıp bitirmesini beklemeye başladı. Doğru düzgün hiç uyumadığı için anında uykusu gelmişti. Ekin sonunda kazanmış olacak ki heyecanla yanında oturan sevgilisinin saçları üzerine sert bir öpücük kondurduğunda Yağız irkilerek açtı uykulu gözlerini.

Ekin telefonu kenara bırakıp Yağız'ın yüzünü inceledi. "Uykun mu geldi?"

"Biraz." dedi Yağız kafasını Ekin'in omzundan çekerken. Ekin elini yanağına götürüp şefkatle okşadıktan sonra iki kişilik uzun koltukta en köşeye kaydı. Dizlerine iki kere vurup konuştu. "Gel uyu biraz. Benim uykum yok zaten beklerim babanı."

Yağız kafasını iki yana salladı. "Yok olmaz öyle. Saat geç oldu sen de yorgunsundur uyuman lazım. Ben beklerim."

"Balım inat etme de uzan hadi."

Yağız dudaklarını birbirine bastırıp birkaç saniye öylece Ekin'i izledi. Sabah erkenden çıkıp buraya gelmiş, gün boyu burada Yağız'la beklemiş ve ona yardımcı, babasına ise fazlasıyla moral olmuştu. Şimdi de uyumak yerine babasını bekleyeceğini söylüyordu. Yaptığı fedakârlıklara minnettardı Yağız.

Gülümseyerek kafasını sallamış ve koltukta uzanıp başını sevgilisinin dizine yaslamıştı. Ekin elini saçlarına götürüp usul usul okşamaya başladığında Yağız uykulu gözlerini sevgilisinin yüzünde gezdirip boşta kalan eline uzandı ve bir öpücük kondurdu. "Teşekkür ederim bebeğim, her şey için."

Ekin sadece gülümsedi ve sevgilisinin birleştirdiği ellerini kaldırıp dudaklarını bastırdı. Yağız'a aşıktı ve onun için bir şeyler yapmak Ekin'i çok mutlu ediyordu. O yüzden sevgilisinin ona böyle teşekkür etmesine gerek olmadığını düşünse de geri çevirmedi.

Yağız huzurlu bir iç çekip uykuya direnen gözlerini kapattı. Ekin saçındaki ellerini ara ara yüzüne getiriyor ve narince gezdiriyordu. Yağız'ın nefesleri düzene girdiğinde uyuduğunu anlayıp uyandırmamak için ellerini saçından çekmişti. Fakat Yağız'ın keyifsiz bir mırıltıyla "Devam etsene." demesiyle başta irkilmiş, ardından gülümseyerek elini tekrar saçlarına götürmüştü.

Şu an deli gibi onu öpme isteği ile dolmuş olsa da bu şekilde eğilip öpmesi zordu bu yüzden uyanmasını bekleyecekti. Yağız yüzünden gittikçe temas bağımlısı olmuştu.

benim iklimim incitmez seni [b×b]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin