Yağız kafeye girer girmez gözlerini günlerdir göremediği ve büyük bir özlem duyduğu çocuğu görmek adına sahneye çevirmişti. Ama onun yerine Ozan ve Umut oradaydı, Ozan baterisini ayarlarken, Umut çalışanlardan biriyle konuşuyordu. Ekin ise yoktu.
Günlerdir Ekin'in ondan kaçtığını hissediyordu. Neden böyle bir şey yaptığına anlam veremiyordu. Onu rahatsız edecek bir şey yapıp yapmadığını düşünüyor ama yine de bir cevap bulamıyordu.
Bakışlarını oradan çekip gözleriyle Fatih'i aradığında hemen ilerisindeki masada Enes ile sohbet ettiğini gördü ve adımlarını oraya yöneltti. Bir ihtimal Ekin'in orada olabileceğini düşünmüştü ama orada da yoktu. Neredeydi bu çocuk?
Masaya doğru adımlarken Fatih onu görünce hızlıca ayağa kalktı. "Oo Yağız, hoş geldin."
Yağız "Hoş buldum." diyerek uzattığı elini sıktıktan sonra Enes'le de el sıkıştı. "Naber Enes?"
"İyi seni sormalı?"
"İyi ben de."
Fatih'in "Otursana şöyle." diyerek gösterdiği sandalyeye otururken gözleri hâlâ Ekin'i arıyordu. Fatih'e döndü ve dayanamayıp sakin tutmaya çalıştığı sesiyle sordu. "Ekin nerelerde? Hiç gözükmüyor ortalıkta?"
Fatih tam cevap vereceği sırada arkasından gelen "Yağız?" sesiyle hızlıca arkasına dönmüş ve Ekin'in şaşkın gözleriyle karşılaşmıştı. Onu burada görmeyi beklemediği açıktı. Yağız gözlerini Ekin'den ayıramazken "Selam." dedi gülümseyerek.
Ekin kafasını sallayarak "Selam." diye cevaplasa da hâlâ burada oluşunu sorgulayan bakışlar atmaya devam ediyordu. Fatih bir açıklama yapması gerektiğini düşünüp konuştu. "Stajla ilgili bir şeyler danışmam gerekiyordu, ben davet ettim."
Ekin anladım dercesine kafasını sallarken Yağız bakışlarını hâlâ günlerdir görmek için fırsat kolladığı çocuğun üzerinde gezdiriyordu. Yorgun görünüyordu. Saçlarını biraz kısalttırdığını fark ettiğinde bakışlarını orada oyaladı bir süre. Parmaklarını o kumral tutamların arasında dolandırmayı ne çok isterdi şimdi.
Ekin sakince yanına oturduğunda gözlerini zorlukla üzerinden ayırmış ve önüne dönmüştü Yağız. Ekin, Fatih'in onu buraya çağırmasındaki asıl amacının staj olmadığını tahmin edebildiği için 'seninle görüşeceğiz' adlı bir bakışla kafasını salladığında, Enes ve Fatih birbirlerine dönüp sırıtmışlardı.
Ekin'in bir haftadır Yağız'dan kaçtığını bildiği için onu özellikle buraya çağırmıştı Fatih. Arkadaşının artık kaçmak yerine gerçeklerle yüzleşmesini istiyordu.
Yağız'ın hasta olduğu günün üzerinden nerdeyse bir hafta geçmişti. Ve o günden beri birbirlerini sadece bir kere görmüşlerdi. O da Ekin'in kapıdan ilaçları verip gittiği gün kısacık sürmüştü.
Ekin bir süredir kafasını karıştıran hisler yüzünden garip hissediyor, ona karşı nasıl davranması gerektiğini bilmediği için geriliyordu. Yağız ilgisini çeken, hayranlık duyduğu bir adamdı. Ayrıca ona çok değer veriyordu. Ama şu birkaç gündür hislerinin bu kadarla sınırlı kalmadığı düşüncesini kafasından bir türlü atamıyordu.
Ve bu düşünceler yüzünden saçma sapan davranışlarda bulunmak istemiyordu. Bu yüzden bir süre ondan uzak kalıp düşünmek o an için mantıklı gibi gelmişti. Ama şimdi Yağız'ı böyle karşısında gördüğünde ne kadar aptalca bir karar verdiğini anlamış oldu.
Tabii görüşememiş olmalarının tek sebebi bu değildi, Ekin biraz paraya ihtiyacı olduğu için bu hafta olması gerekenden daha fazla çalışmıştı ve aynı zamanda dersleri yoğundu. Bu yüzden de onunla görüşmeye çok fırsatı olmamıştı.
![](https://img.wattpad.com/cover/294760621-288-k811519.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
benim iklimim incitmez seni [b×b]
Teen FictionYağız, bir gece telefonuna gelen saçma bir mesajdan sonra yalnız ve sıkıcı hayatının ne kadar değişeceğinden habersizdi. [texting + metin] [13.02.2022•29.06.2022]