2: HİS

73 3 0
                                    


Oturduğum yerden kalkmış yatağımda sırtüstü uzanıyordum. Yüzüğümü yok ettikten sonra konuşmayı kesmiştik. Ve büyük ihtimalle şu an uyuyordu. Garip değil mi? Harika güçleriniz, zekanız var ama karşılık olarak vücudunuz insandan bir farkı yok. Üzerine aptal elçiler özgürlüğünüzü elinizden alıyor ve sizin tek yapabileceğiniz şey izleyip kabullenmek.

"Biliyor musun? Ölüm gücüne sahip olduğum için, istemesemde düşüncelerini duyuyorum, anılarını görüyorum ve bu bence ikimiz içinde çok rahatsız edici bir durum. O yüzden kötü düşünmeyi bırak bende hafızanı duymayı ve görmeyi bırakarak rahatça uyuyum."

Ona doğru hafifçe başımı döndüm. Bana bakıyordu. En son sırtını duvara çevirerek yatan çocuk kaç saattir beni böyle izliyordu? Karnımda anlamadığım hafif bir gerilme hissettim.

" Hayatımın on yılını bu cehennemde iyi - kötü düşünerek geçirdim ve şimdi onu sanki öyleymiş gibi yok edemem."

" O zaman nezaketen kalkan koyman gerektiğini biliyor olmalısın. Eğer bilmiyorsan sana öğretirim."

Ona hafifçe sırıttım. Benim odama gelen herkes, ölmeden önce, onların güçlerinden çok şey öğrenmiştim ve bunun başında zihin kalkanları geliyordu çünkü bir keresinde bir okuyucu zihnime ulaşarak beni delirtmeye çalışmıştı ama son anda gücü bastırılıp benim gücüm ona ulaşarak delirmişti.

"Madem bu kadar iyi biliyorsun kalkanı, beni delirtmek için büyük ihtimalle kullanmazsın."

" Neden?"

"Çünkü onların aksine sen canavar değilsin. Öldürdüğün kişiler için yas tuttuğunu biliyorum."

Odayı yeniden bir sessizlik kaplamıştı. Görmüştü değil mi? Burada ilk öldürdüğüm kişiden sonra neler yaptığımı ya da yapamadıklarım için ne kadar ağlayıp kendimden nefret ettiğimi, bir seçim hakkım olmadığını...

" Söylesene gücün nasıl işliyor? Her şeyi görüp duyuyor musun? Ayrıca onlara dokunarak mı yok ediyorsun?"

Ellerine bakış atıp yeniden gözlerine baktım. O da benimle birlikte ellerine bakıp gözlerime baktı.

"Her şeyi göremem, duyamam ve ölenleri geri getiremem. Bir şeyi görerken perdeli görürüm, duyarken fısıltı olarak duyarım ve emin ol çocukken ilk bu gücümü keşfettiğimde çok korkmuştum. Dokunma konusuna gelirsek hayır bir şeyi öldürmem için illa dokunmam gerekmiyor sadece onu öldürmek veya yok etmek istediğimde oluveriyor. "

Ellerime baktı. Derin bir şekilde nefesimi tuttum çünkü gücümü görüp keşfetmemesi gerekiyordu çünkü keşfederse bana onlar gibi aynı şeyi yapmaya çalışırdı.

" Gücünü göremiyorum. Tek bildiğim ellerindeki eldiven gücünü bastırıyor. Ve fısıltıya göre gücünü öğrenirsem sana onlar gibi davranacağımı düşündüğün için benden korkuyorsun ama yanılıyorsun. Gücün ne olursa olsun bana zarar vermeye çalışmadığın sürece seni öldürmeye çalışmam. "

Ona hafif bir gülümseme vererek zihin kalkanınımı oluşturdum. Acaba sonunu getirebilecek kadar tehlikeli olduğumu bilseydi ne yapardı? Sadece oturup izleyeceğinden şüpheliydim.

" Üzerindeki renkler siyah ama en az senin bir turuncu olman gerekiyor. "

"Ah, onlar tam olarak gücümü bilmiyor bilseler de değişen bir şey olmayacak, bana inanmayacaklar. Sadece senin gücünün soyundan geldiğime inanıyorlar."

Hafifçe yutkundum. Sadece benim soyumdan değil onun da soyundan geliyordu. Hafifçe öksürdüğünde yine düşüncelere daldığım fark ettim.

"Bu öldürme olaylarını veya yakalanma olayını anlatmak ister misin?"

KANAYAN RUHLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin