7: ŞÖVALYE

37 2 0
                                    

Hiçbir şey belli etmeyerek merdivenlerden çıktım ve boş olan bir odaya girdim. Çok yorgundum ama üzerimde hâlâ aynı kıyafetlerim vardı ve bu kirli hissetmeme neden oluyordu. Banyoya ilerleyerek kıyafetlerimi çıkardım, boynumdaki kolyeye dokunmayarak duşa girdim. Sıcak su tenimi rahatlatmıştı ve farkına bile varmadan bir şeyler mırıldanmaya başlamıştım.

Banyoda mısın? Sesini yan odanın banyosunda duyuyorum ve bensiz, kendi odanı bulduğun için tebrik ederim.

Mırıldanmayı bıraktım ve arkamı döndüm. Kimse yoktu bu durumda zihnime fısıldadığını anladım.

Teşekkürler.

Odana temiz kıyafet koydum. Kıyafetlerini giydikten sonra aşağıya gel lütfen, seninle bir şeyler konuşmamız gerekiyor.

Tamam.

Kaldığım yerden devam ettim ve bitince kapı üzerindeki havluyla kendimi kurulayıp odaya geçtim. O an fark etmemiştim ama şu an odanın dekorasyonuna hayran kalmıştım. Bana aldığı lacivert tişörtü ve gri kot pantolonu giydim. Güçlerimi engelleyen kırmızı eldivemlerimi ararken yatakta fark etmediğim lacivert deri eldivenleri gördüm ve üzerindeki notu alarak okumaya başladım.

Sana sormadan eldivenlerini aldığım için özür dilerim. Ama yeni eldivenlerini daha çok beğeneceğini düşünüyorum. Umarım bu küçük hediyemi beğenmişsindir.
Not: Eldivenler istediğin gibi susturucu özellikte.

Gülümseyerek notu yatağa bıraktım ve eldivenlerimi giydim. Bıraktığım kağıdı çöpe atarak odadan çıktım. Aşağıda birtakım gürültülü sesler duydum. Yavaş yavaş aşağı inerken sesler daha net gelmeye başladı.

"Kafayı mı yedin sen? Ona güvenebileceğimizi nasıl düşündün? Her ne olursa olsun onu buraya getirmemeliydin! "

Boğuk, kısık bir ses bir şeyler dedi ama ben duyamadığım için salona kadar yürümeye ve içeri girmeden dinlemeye devam ettim.

"Hâlâ bana aptal bir kızı SAVUNUYORSUN? HADİ BUNU GEÇTİM ZELDA'NIN sana ihanetini ne çabuk unuttun. Ve sen-"

Bir anda sustu. Neden susmuştu?

"Aptal kızımız bizi kapıdan dinlemeyi çok seviyor anlaşılan, umarım gün bitmeden bu küçük kapıcının yüzünü görürüz."

Çok utanarak içeri girdim. Ama gördüklerim karşısında şok geçirmiştim. Beş kız bana bakıyordu ama içlerinden birinin sadece kin dolu gözlerle beni öldürmek istediğini görüyordum. Bu kişi beyaz saçlı bir bayandı ve gözleri korkutucu bir koyu kırmızıydı. Az önce kızan kişinin o olduğunu anlamıştım.

"Aşağı indiğin için teşekkür ederim seni bazı kişilerle tanıştırmak istiyordum."

Kafamı sesin geldiği yöne çevirdim. Onu şu an fark ediyordum. Tekli koltukta oturmuş Freya'ya bakıyordu. Mavi gözleri kısılmıştı ve bu bana beni bir tehlikeden korumak istediği hissini uyandırıyordu. Sertçe yutkunarak onun yanına doğru gitmeye başladım fakat gidemeden beyaz saçlı kız kolumu çok sert bir biçimde tuttu ve ben inlememi engelleyemeden dudaklarımdan boğuk bir inleme çıktı.

"Onu derhal bırak Freya. Bu seni son kez uyarışım."

Freya kolumu daha da çok sıktı ve böyle giderse kolumu parçalayacağını düşünüyordum. Jasper'a baktığımda çene kaslarının kasıldığını ve o buz mavisi gözlerini Freya'nın kolumu tutan eline kenetlediğini gördüm. Onun için zaman verdiğini görebiliyordum ve zamanı bitmiş olmalıydı ki Jasper ayağa hışımla kalktı ve daha ne olduğunu anlamayarak Freya'nın tuttuğu kolumu tuttu. Sağ tarafta bir şeyin çarpma sesini duyduğumda başımı çevirdim, bunun Freya'nın bedeni olduğunu gördüm. Kafamı yine Jasper'a çevirirken hayretler içinde gözlerimle 'Ne yapıyorsun?' dedim.

KANAYAN RUHLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin