23. Bölüm: Zor Şıkkı Seçmek

267 45 12
                                    

Merhaba canımlar, 

Zorunlu bir aradan sonra sizlerleyim. Aslında profilimde yazmıştım ama görmeyenleriniz için yokluğumun sebebini buradan da yazmak isterim. 5 günde 5 bölüm ile güzel bir maraton yakalamıştık aslında, biliyorsunuz. Ama sonrasında kronik bir rahatsızlığım nüksetti ve apar topar ameliyata alındım. Son bölümü yüklememden iki gün sonraydı sanırım. Üstelik bunları başka bir şehirde, arkadaş ziyaretindeyken yaşadım. Bu hafta operasyonun üzerinden tam dört hafta geçmiş oldu ve bunun ilk 3 haftasını geriye dönüp baktığımda pek de sevimli anamayacağım. Acı eşiğimin Everest'e komşu olduğu bir süreçti. Neyse ki artık daha iyiyim ve iyi olduğumu hisseder hissetmez yazmaya koyuldum. Öyle işte efenim.

Keyifli okumalar ve iyi pazarlar canlar. ^^

***

Sanırım her ikisi de.

Sanırım her ikisi de.

Sanırım her ikisi de.

Kafamda aynı cümle kaç kere yankılandı bilmiyordum. Ne kadar zamandır Hope tabelasının altında dikildiğimi de bilmiyordum. Cümle her yankılandığında kanalı sürekli değiştirilen bir radyo gibi kafamdaki müzik de değişiyordu. İlk cümlede İsmail YK'nın 'Allah Belanı Versin' parçasını duyuyorken, bir sonrakinde Sezen Aksu'nun 'Gidiyorum Bütün Aşklar Yüreğimde' parçasını duyuyordum. Bir noktadan sonra da dinlemeyi bıraktım.

Sanırım her ikisi de.

Her bir belirsizliğe gözü seğiren bir kadın olarak bundan daha korkunç bir cümle olabilir miydi bilmiyordum. Hem kendi için adım atan hem de her sinyalde arkasına bakabilecek bir adamın etrafında ne kadar olabilirdim? Ne kadar olmak isterdim? Çükünü hangi noktada kesmeye karar verirdim?

Sanırım her ikisi de.

Bir insan bu cevabı ancak tatlı siparişi verirken kullanabilmeliydi. Ya da alışverişte. İlişki söz konusu olunca "sanırım her ikisi de" demek de neydi Allah aşkına? Allah aşkına mı? Normalde bu isyanı küfürle bitirecek haldeyken küfretmiş olmamam da bir yenilikti. Özgür, verdiği cevapla küfreden yerlerimi de bozmuştu anlaşılan.

İç çektim. Çantamdan telefonu çıkarıp saate baktım ve yarım saattir mekânın girişinde dikildiğimi fark ettim. Bugün taksilerin benimle bir problemi vardı anlaşılan.

"Gözde?"

Kafamı kaldırıp seslenen kişiye baktığımda şaşırdım.

"Murat, ne oldu, niye döndün?"

"Sorma, kalkarken cüzdanımı masada hediye olarak bırakmışım, onu almaya geldim."

Cevap vermeyip boş boş yüzüne baktım. O da rahatsız bir gülümseme gönderip bana doğru birkaç adım attı.

"İyi misin?"

"İyiyim, hiç yumurta yemedim."

Gülümsedi. "Özgür nerede?"

"Bilmem, son bıraktığımda masada oturuyordu."

Sorup sormamak arasında gidip gelen halini görünce birden gülmeye başladım. Kaşlarını çatarak bana bakarken konuştum.

"Kabız olmuş gibi görünüyorsun."

Patavatsızlığıma sövmek şu anda listemin sonlarında olduğundan ne söylediğim pek umurumda değildi.

GÖZDEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin