YN: bu bölümü geçiş ya da sadece sıkıntıdan yazılmış ucuz bir bölüm olarak görüp geçebilirsiniz zira ne bir kurguya katkısı var ne de shipe(yani sanırım). Sadece aklımda 'böyle olsaydı nasıl güzel olurdu ama' diye düşünürken bir anda ortaya çıktı. Bir de bölüm atmam gerekiyordu ama konuyu unuttum ehe... Bilginize.
"Levi..." sırtı küs gibi odaya dönük, gözleri günün ortasında gibi ardına kadar açıktı. Ne hastaydı ne de huzursuz... Sadece uyuyamadığı için yatakta dönüp durmaktan sıkılmış ve Levi'yla uğraşmak istemişti lakin Levi ona cevap vermek yerine muhteşem manzarasını kapatan kara bulutlara karşı aklına gelen tüm kelimelerin dobra haliyle küfrediyordu.
Erwin, başını rahatsız hissettiren yastığından kaldırıp odaya şöyle bir göz attı. Levi masasında oturmuş, ilk defa çaysız bir gece geçiriyordu. Etraf her zamanki tertip ve düzenindeydi, aslında belirtilmesi gereken bir durum bile değildi ama Erwin, uykusunu kendisinden uzak tutabilecek her bir olasılığı değerlendirmesi gerektiğinin bilincindeydi. İçeriye dolan soğuk hava dalgasının ise tül beyaz perdeyle alıp veremediği vardı zira her boş anında tüm gücüyle çarparak yerinden ediyordu onu. Levi'ın en az ay kadar parlak yüzüne gelen tül perdenin arasından hala gökyüzünü izleme gayretine hayran kaldı. Erwin, ayağa kalkıp çayı demlemek üzere dolapları karıştırırken odayı hakimiyeti altına almış boğucu sessizliği yok etmek adına konuşmaya başlamıştı. "Çay içsek nasıl olur? Sanırım bugün gerçekten de papatya çayına ihtiyacım var." cümlelerinde mantık ya da herhangi bir ima yoktu. Sadece odayı doldursa yeterdi, aralarına giren baş belası sessizliği savuştursa yeterdi.
Levi yerinden bir milim olsun kıpırdamadan "Papatya çayımız yok." dedi. Sesine ilk kez ciddiyet bile hakim değilken bedenine dolan kederli nefesin sesi eşliğinde sözlerini sürdürdü. "Keşiften sonra stoğumuzu yenilemeyi unutmuştum. Seninle ilgilenmek, planlarımla birlikte zevklerimi de köreltiyor." fazlasıyla dürüst ve açık tarafı, yine rolünü kusursuz bir biçimde oynuyordu. Bunu kendisine itiraf etmesinin ne kadar sürdüğünü merak etti.
Erwin sadece gülümsemekle yetindi, her ne kadar oda arkadaşı yüzüne bakmıyor olsa bile. Daha önce bu tür durumlarla hiç karşılaşmamış olması, artık onu pek de etkilemiyordu. Levi ona kendisini açmaya başladıysa bu konuda herhangi bir sorunu olmayacaktı. Odadan sessizce çıkıp neler yapabileceğine bakmaya karar verdi. Koskoca karargahta Levi dışında çay düşkünü olabilecek en az bir kişi olabileceğini düşündü. İhtimaller, olasılıklar böyle derdi, değil mi?
Levi, kapının sesini duyduktan sonra gözlerini usulca kapadı, gecenin uyuşuk yapısına uyarak ve bir süre odadaki yalnızlığının tadını çıkardı, tüm kaslarındaki rahatlamayı az çok hissederek. Bir süre sonra bu adamın neden böylesine kritik zamanlarda böylesine kritik şeyler yaptığını düşünmeye başladı. Odayı tam anlamıyla bok götürüyorken uyku denen bir şeyin varlığını unutmuştu ve temizleme gayretine de girmiyordu, şimdi de tam anlamıyla unutkanlık eseri olarak anlatmasına rağmen sadece Erwin sevmiyor diye yok etmeyi seçtiği kuru bitki yığının varlığını sorgulamaya başlamıştı. Sanki içten içe hissediyor ve onun açıklarını bulmaktan zevk alıyor gibiydi, o da ona istediğini verecek kadar açık vermişti. Gecenin rahatlatıcı ve bir o kadar ferah havasını ciğerlerine doldururken tekrar kapının sesini duyarak gözlerini araladı. Dakikalar içinde nereye gidip gelmişti ki? Tuvalet için bile en az yarım saat pay biçmişti oysaki.
"Baksana, Hange'de biraz varmış." dedi neredeyse neşeli denebilecek bir ses tonuyla. Sanki hiçbir dertleri kalmamış, düşünecek hiçbir şeyleri yokmuş, dert ve tasadan yalıtılmış gibi çaya odaklanmalarına mı şaşırsaydı yoksa karşısındaki koca adamın, tüm bu olumsuzluklarına rağmen hala neşeli bir çocuğu içinde yaşatabilmesine mi, bilemedi. Şaşkın bakışlarını ona çevirmek üzereyken önüne konan fincanla odağı aniden değişmişti. Sandığından daha parlak ve temiz porselen fincanın soluk ay ışığıyla parlaması gözlerini alıyordu. Belki de odaları, sandığından daha temizdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
-... .-. .. -.. --. .
Fanfiction*Eruri Fanfiction* Erwin ve Levi Hakkında Derinlemesine Bir İnceleme ve Araştırma Hazırlayan: Hange Zoe ve sürekli onları izleyen bilinmeyen bir göz Teori: Erwin ve Levi gizli bir ilişki içerisindeler ve bu çok hoş Kanıt: *İçerikte Mevcuttur* @oufuk...