10.

15.9K 223 101
                                    

Merhabalarr. Bu bolumde bu minnoslari okuyacaksiniz ve andrew'in annesini goreceksiniz azicik.

Ayricaa istediginiz sahneler varsa buraya yazabilirsiniz.

Optum.

***

Gözlerim gördüğüm kişi karşısında afallamıştı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Gözlerim gördüğüm kişi karşısında afallamıştı. Andrew tam karşımdaydı ve elinde bir poşet tutuyordu. Bakışlarını ayaklarından bana kaldırdığında gözlerimiz çakıştı. Gözlerindeki şaşkınlığı görmüştüm. Neydi bu şaşkınlık? Beni ilk kez görüyordu.

Andrew'in hemen yanında esmer bir kadın vardı ve gülümseyerek bana bakıyordu. Saniyeler sonra Andrew'e baktığımda bana baktığını gördüm ve gözlerindeki şaşkınlığı hala çözememiştim.

"Merhaba tatlım." Rüzgardan dolayı uçuşan saçlarımı ellerimle düzelterek dolan gözlerimle kadına baktım. Kendimi toparlamam gerekiyordu. "Merhaba." Sesim çok kısık çıkmıştı ama ikisinin de duyduğunu biliyordum. "Hoşgeldiniz."

"Hoşbulduk. Hadi oğlum." Bakışlarım hızla ona kaydı. Bu kadın Andrew'in annesiydi. Babasını daha önce görmüştüm ama annesini hiç görmemiştim.

Annesi hızla içeriye girdiğinde kapının dışından bana bakan Andrew'le baş başa kalmıştım. Kalbim hızlanmıştı. Yine sıcaklamaya başlamıştım. İlk kez çakışan gözlerimiz birbirinden bir türlü kopmuyordu ve bu beni daha çok heyecanlandırıyordu. Uzun zamandır göze göze gelmek istediğim çocuk şuan tam karşımdaydı ve ben ne yapacağımı bilmiyordum.

Bunu daha fazla uzatmak istemediğimden dolayı kenara kayarak geçmesini bekledim. Şaşkın gözleri benden ayrılmadan basamaktan yukarıya çıktığında içeriye girdi. Aramızdaki boy farkından dolayı kafamı kaldırmak zorunda kalmıştım ona bakmak için. Gerçekten çok uzundu ve yapılıydı. Yirmi beş yaşında olması normaldi, bu zaman kadar onu hep uzaktan seyrettiğim için anlamamış olmalıydım.

O içeri geçince kapıyı kapadım. Olduğu yerde durmuş etrafa baktığını gördüm. Dudaklarımı dişleyerek onu süzdüm. Simsiyah giyinmişti. Siyah tişörtü ve ceketiyle her zaman ki gibi çok yakışıklı görünüyordu. Yanında durduğumda kafasını eğerek bana baktı. "Gelsene." Diyerek önden yürümeye başladığımda ölecekmişim gibi hissettim. Şuan da rüyada mıydım bilmiyordum ama asla uyanmak istemiyordum. Aşık olduğum çocuk buradaydı, evimde. Kalbim birazdan yerinden çıkıp uçacak gibiydi.

Oturma odasına geçtiğimizde annemin yeni arkadaşıyla çoktan kaynaştığını ve ayakta durmuş sofraya baktıklarını gördüm. Annem ela gözlerini bize çevirdiğinde arkamda olan Andrew'i görünce kocaman gülümsedi. "Oğlun değil mi?" Kadın gülümseyerek kafasını salladı ve başını annemin omzuna koydu. Ne ara bu kadar yakın olmuşlardı bilmiyordum ama aralarındaki samimiyet uzaktan bile anlaşılıyordu.

ALAZ YANGINI +18 (YARI TEXTİNG)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin