ŞİRİNİM/ÖZEL BÖLÜM 2

1.2K 116 84
                                    

"Evren..."

Gözlerini tavandan çekmiyordu. Elimi yüzüne getirip gözlerini kapattım. Kısa sıkıntılı nefes verdi dışarı. Banane...

"Konuşmayacağım seninle karıcığım. Lütfen elini çeker misin?"

Gülmemek için dudaklarımı bastırırken gözlerimi sımsıkı kapattım. Hayır gülmemeliyim.

"Duru... Sana diyorum."

"Banane..."

Sinirle güldü. Evet onu çok kızdırdım.

Yerimde kıpırdanırken gözlerindeki elimi tutup tek hamlede bana dönmüştü. Çatılmış kaşlarıyla bana bakıyordu. Çirkin Evren!

Biraz daha böyle bakarsa ağlayacağım.

Başımı eğip başımı içine gömdüm. Hareket etmiyordu. Çok kızdı çok...

"Neden böyle yapıyorsun?"

Sözleri üzerine yanaklarım kasılırken gözlerimin önüne çatık kaşları geldi. Kendimi toparlamaya çalışıp o görmese de dudağımı büzdüm. Hayır yaramaz değilim!

"Çirkin bakıyorsun işte... Hep üzülürüm bende. Hep ağlarım sonra."

Yerinde kıpırdandığında daha çok gömdüm başımı. Sonra yanımda bir soğukluk hissettim. Alel acele başımı kaldırırken burnum bir şeye çarptı. Uff!

"Sözümü dinlemiyorsun. Kendini yoruyorsun... Birde bunlar da yetmezmiş gibi bana şirinlik yapıyorsun!"

Dolan gözlerimle zorlukla arkamı döndüm. Burnum akıyor işte!

"Duyuyor musun beni, Duru?"

Sesine yansıyan kızgınlığıyla burnumu sertçe çektim. Başım ağrıdı benim.

"Burnum akıyor!"

Yatakta hissettiğim hafiflikle gözlerimi kapattım. Beni dinlemiyor ki...

Yüzüme değen sıcaklıkla gözlerimi araladım. Karşımda duruyordu. Şaşkınca gözlerim aranırken burnumu birden silmesiyle kalakaldım. Burnumu çektim istemsizce. Peçeteyi katlayıp tekrar burnumu sildiğinde gözlerim gözlerine takılı kaldı. Merhametli bakışları ile yanaklarım kasılırken hep bana böyle baksın istedim.

"Duru..."

"Hmm..."

Burnumun üzerinde hissettiğim sıcaklıkla huzursuzca yerimde kıpırdandım. Öptüğü burnumu okşayıp yanağıma dökülen saç tellerimi kulağımın arkasına getirdi. Yerden kalkıp görüş alanımdan kaybolduğunda omuzlarımı düşürdüm duyduğum üzüntüyle.

"Kocacığım..."

Yatağa çöken ağırlıkla yanaklarım kasılırken mutlulukla kıkırdadım.

"Beğendin değil mi?"

Yerimde kıpırdanıp yanıma döndüm. Elini başının altına getirmiş gözlerini kırpmadan bana bakıyordu. Elimi yanağına getirip okşamaya başladım. Gülümsüyorum.

"Pembe giydim-"

"Şirin olmak istedin." dedi derin bakışlarına anlam veremezken. Aklıma gelenle gözlerimi kaçırıp umursamaz tavırla konuşmaya başladım.

"Sana şirinlik yapmak için değildi bi kere."

Gözlerini kısıp 'sana inanmıyorum' bakışları atıyordu bana. Ya ama ben zaten şirinim!

Değil miyim?

"Duru... Neden sözümü dinlemiyorsun?"

Gözlerini bir an olsun benden çekmiyordu. Beni anlamak istiyordu. Yanağına uzanıp küçük öpücük bıraktım. Kolunu belime sardığında hoş sesi doldu kulaklarıma.

"Her gün evde olup seni takip etmem mi gerekiyor?"

Yüz yüze bakıyorduk. Beklentili bakışlarıyla mahcupça başımı salladım.

"Ben... Ben sadece eski günlerdeki gibi sana yemekler yapmak istedim-"

"Ağır tenecerelerde yemek yapacak kadar kocanın yemeğe düşkün olduğunu düşünmedin yani?"

Kaşlarını kaldırmış, büründüğü komik tavırla bir şey dememi bekliyordu. Kıkırdadım.

"Hayır tabiiki de. O tencerede güzel oluyor patates yemeği. Ben öyle alıştım."

Duruşunu bozmadığında gözlerim dolmaya başlamıştı. Ben neden böyle oldum...

"Ben neden böyle davrandığımı bilmiyorum, Evren. Sana yemek yapmaya çok heveslendim. O kadar çok kaptırmışım ki tencerenin ağırlığını bile fark etmemişim. Yoksa dikkat ediyorum kendime, bebeğimize..."

Ağlamaya başladım. Beni kolları arasına aldı.

"Biliyorum... Kırtasiye için babamla konuşacağım. Doğuma az kaldı. Önceden konuşmalıydım. Geç bile kaldım. Hep yanında olacağım inşallah."

Başımı kaldırdım yavaşça. Yüzüne gülümseme yerleştirdi. Gülümsedim.

"Evren... Oğlumuz senin gibi olsun."

Yaşlı gözlerimden öptü. Kollarını bana biraz daha sardığında başımı göğsüne yasladım.

"Üşümüyorsun değil mi?"

Kıkırdadım. Onaylamaz sesler çıkarttım. Hoş gülüşü kulağıma dolduğunda huzurla gözlerimi kapattım.

"Duru..."

"Hmm..."

Sözleri üzerine yanaklarım yanarken üşümediğimi birkez daha anladım. Evren'im...

"Gülüşün hiç eksik olmasın hayatımızda... Pembe çok yakışıyor. Şirinim..."

Sizi seviyorum. Kendinize iyi bakın. En güzele emanetsiniz. Selamün Aleyküm💕

Duru'lu Eczane/TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin