15.Bölüm

10.1K 530 163
                                    

"Sehun..." Luhan sabah yıkanacaktı ki yıkanmış olduğunu fark etti. Üstündeki pijamaları değiştirecekti ki formaları yoktu. Sehun'a hafifçe seslendiğinde Sehun'dan sadece bir homurtu ve

"Git başımdan." diye sert bir tepki aldı.

"A-ama Se-"

"NE SABAH SABAH NE İSTİYORSUN?!" Sehun bağırarak kalktığında Luhan ayakta başını suçlu çocuklar gibi eğip parmaklarıyla oynadı.

"F-Formalarım yok."

"Ne yapayım?" Luhan cevap vermeyip aynı şekilde durunca Sehun Luhan'ın omuzuna çarparak kapıdan çıktı. Luhan oturup yatakta düşündü. Yanlış birşey mi yapmıştı? Neden Luhan'a hep böyle davranıyordu? Önemli bir sebebi olmalı diye düşündü. Gözlerinin dolduğunu yeni fark ediyordu. Aniden görüşünü beyaz birşey kapattı. Yüzündeki şeyi uzaklaştırdı. Gömleği.

Bacaklarına düşmüş olan forması Sehun kapıdan ona baktı.

"Babamın karısı yıkamış."

"Yani annen mi?"

"O annem değil dedim." dişlerini sıktı. Luhan başını salladı.

*

"Çok yavaş yürüyorsun." Sehun'la okula giderken Luhan Sehun'a yetişmeye çalışıyordu.

"Herkesin bacakları senin kadar uzun mu?" Sehun Luhan'ın arkasında duyabileceği şekilde konuştu.

"Ahhh!" Sehun gözünü devirip arkasını döndü.

"Klasik bur numara Xiao Luhan." Luhan bileğini ovuştururken acıyla yüzünü buruşturdu. Sehun ellerini cebine atıp, ilerlemeye devam ederken Luhan zorlanarak seke seke Sehun'a zor olsada yetişti.

Sehun kolundaki minik ele baktı. Tek kaşını kaldırdı.

"Ne yapıyorsun?! Çek elini!" Sertçe Luhan'ı elini ittirince Luhan düştü.

Sehun umursamayıp ilerleyince durup bağırdı.

"Lanet olsun!" Arkasına dönüp hızlıca yürünce Luhan korkudan Sehun'a baktı. Sehun Luhan'ın bileğini okşadı. Şişmişti. Luhan'ı kaldırmak için elini Luhan'a uzattı sıra Luhan korkup geri çekildi. Sehun gözlerini devirip bileği tuttu ve sert bir şekilde hızla çekince Luhan acıyla inledi.

"Sokakta inlemeyi kes." Sinirle dişlerinin arasından tısladı. Sehun Luhan'ın düzgün duramadığını görünce tek kolunu bele sarıp diğeriyle kolu tuttu.

"Baş belasının tekisin."

"Özür dilerim." Luhan yere bakıp yürüyorken mırıldandı.

"Yürüyen sorundan başka birşey değilsin." Luhan yutkundu. Sevdiği birinden bu tür sözler duymak yaptıkları kadar can yakıcıydı.

*

Luhan'ı sertçe sırasına bırakınca Luhan acıyla arkası dönük olan Sehun'a bağırdı.

"Yah! Seni ornitorenk kılıklı köstebek!" (Yazarınız bunu hangi ruh haliyle yazdığını bilmiyor.)

Sehun arkasını dönüp Luhan'ın sırasına vurdu. Luhan yerinden sıçradı.

"Tek bir iyilik yaptım diye benimle bu şekilde konuşamazsın!" Luhan başını salladı.

*

Çıkış zili çalınca Luhan sevinçle çantasını aldı. Tüm teneffüslerde Tao gelmişti ve onunla oturup konuşmuşlardı. Tıpkı abi kardeş gibi olmuşlardı. Tao gelince gülümsedi.

"Pandam geldi~" Ellerini çırptı.

"O sevimli pandalar yeri gelince kızabiliyorlar." Tehdit edercesine konuştu.

"Biliyor musun?" Luhan sevimlice başını sallayınca Tao kıkırdadı.

"Normal. Çünkü öyle birşey yok." kahkaha atmaya başlayınca Luhan burkulan bileğini unutup Tao'yu yakalamaya çalıştı.

"Yah! Buraya ge-AHH!" Tao kahkahasını yarım kesip kaşlarını çattı. Hızla Luhan'ı kucağına aldı.

"Lu iyi misin?" Luhan yüzünü buruşturdu.

Tao, öğrenci kalmayan bahçeye çıktı ve spor salonundaki yardım kutusu için oraya iletleyeceği sıra onu sert bir ses durdurdu.

"Hey! Sen!" Tao arkasını döndüğünde Luhan'ın abisi diye tanıdığı Sehun sigarasını yere atıp çatık kaşlarla onlara yürüyordu. Tao gülümsedi.

"Onun bileği onunla ilgilenmelisin." Luhan'ı hızla kendi kucağına çekti.

"İlgileneceğim hemde çok güzel bir şekilde." Sehun Luhan'ın belini sıkarken konuştu.

Tao Luhan'a bakıp el sallayıp uzaklaştı. Luhan Sehun'a bakmamak için Sehun'un tişörtünde daireler çizerek oynuyordu. Sevimlice kıkırdarken Sehun birine işaret verir gibi ıslık çaldı. Kai ve Kris sırıtarak geldiklerinde Luhan korkuyla gözlerini irileştirip Sehun'dan yardım istercesine ona daha çok sokuldu.

"Asıl korkman gereken kişi şuan sığındığın kişi Luhan." Alayla konuştu Sehun ve diğerlerine bakarken spor salonuna yürüdü.

"Hadi çocuklar! Luhan'ın bileğine bakmalıyız." Spor salonuna geçip Luhan'ı bırakınca Kai Luhan'ın belini tutup kendine çekip boyuna sesli öpücükler bıraktı. Sehun Kai'nin ense kısmındaki yakayı çekti.

"Bu sefer o şekilde zarar vermeyeceğiz." Hepsi anlamamış gibi bakarken Kris ensesini ovuşturdu.

"Tahmin ettiğim şeyi yapmayacaksın değil mi?" Sehun yan ağız sırıttı.

"Yapacaksın." Kris gözlerini büyüttü.

"Çok konuşmada tutun kollarını." Kai ve Kris kolları tutunca Luhan gözlerini irileştirdi.

"S-Sehun yapma." Sesi fısıltı gibi çıkmıştı.

"O zaman o çocuğun kucağında ne aradığını söyle!"

"Bileğim ağrı-" Luhan yüzüne inen yumrukla başı yana düştü. Eğer Kris ve Kai tutmasaydı çoktan düşmüştü. Luhan'ı duvara itince Luhan kafasını duvara vurdu ve sırtının acısıyla inledi. Gücü kalmayınca duvardaki sırtıyla birlikte yere çöktü.

"B-Beni hiç bir zaman...dinlemedin." Kendini zorlayarak konuştuğunda Sehun yakalara yapıştı ve silkelemeye başladı. Sert yumruklarını savurmaya başladı. Luhan derin derin nefesler almaya başlayınca sayamadığı kadar attığı yumruklarını hızla karına indirdi.

"SANA BENİM OLDUĞUNU SÖYLEMİŞTİM!"

"Seni...severken başkasının altında i-inleyecek kadar sürtük d-değilim." Luhan zorlukla konuştu.

"Sen hala konuşabiliyor musun?" Sehun işaret verdiğinde ayakta duran ikili sertçe tekmelemeye başladı. Luhan karnını tutup kıvranırken ağızındaki kanlı tükürüğü öksürerek çıkardı.

"Bu kadar yeter Sehun!" Kai ve Kris Sehun'u engellemeye çalışsada Sehun'un gözü dönmüş gibiydi. Boynundaki damarlar belli oluyor ve gözlerinin içi kırmızıydı.

Luhan'ı tekmelemeye başlayınca Kris Sehun'u itekledi.

"Yeter seni sik kafalı!"

"S-Sanırım o ö-ölmüş." Kai yerde Luhan'ın nabzını ölçerken konuştu.

Yine ben bölümü paylaşıp yeniden yazdım bu kadar hızlı yazacağımı tahmin edememiştim. Okuyucularımı bekletmek istemedim ve bugün bunu da paylaştım.

-BuingBuing.

|Agreement|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin