26.Bölüm

7.4K 451 68
                                    

Luhan yanına yaklaşan Sehun yüzünden rahatsızlıkla kıpırdandı. Bu rahatsızlığı öğretmen gelene kadar çekecekti. Neyseki dersin başlamasına iki dakika kalmıştı. Son iki dakika sonra rahatlayacağı aklına gelince gülümsedi.

"Öğretmeniniz derse 15 dakika geç gelecek." Sınıfa girip duyuru yapan öğrenciye baktı. Luhan artık Tanrı'nın onu sevmediğine emindi. Sehun'a baktığında yüzündeki çarpık gülüşü git gide korkunç bir hal alıyordu.

"Bana neden öyle bakıyorsun?"

"Çok güzelsin."

"Ha?" Luhan sorusuna gelen saçma cevapla gözlerini irileştirdi. Sehun kollarını ince bele dolayıp, rahatlıkla kendine çekti ve gözlerini yumarak kokuyu içine çekti.

"Kokunda senin kadar güzel." Luhan belindeki elleri iteklemeye çalışırken konuştu.

"Meni kokusu senin güzel kokunu geçemez diyen çocuk sen misin?" Sehun alayla gülerken boyuna öpücükler bırakıyordu.

"Yah! Çek ellerini bize bakacaklar." Diye ciyakladı. Sehun sırıttı.

"Bakmıyorlardı ta ki sen sürtük kadınlar gibi bağırmadan önce." Luhan Sehun'un ağzını kapattı.

"Terbiyesiz." Sehun ağzındaki eli itekledi.

"Ahh! Hadi gir Sehun-ah! Diye bağıran çocuk ne dedi?!" Luhan onlara bakan insanlar yüzünden, yüzünü Sehun'un boynuna gömdü.

"Senden nefret ediyorum Sehun."

"İnsan kocasından nefret eder mi?" Alayla konuştu ve gülerken Luhan'ın saçlarını okşadı. Luhan ellerini Sehun'un göğsüne koydu. Sehun beldeki elini yavaşça kalçaya kaydırdığında Luhan hiçbir şey fark etmemişti.

"Luhan?"

"Hmm?" Luhan'ın dudakları beyaz boyuna çarparken mırıldandı.

"Sanırım ben-"

"Hayır! Ne doyumsuz şey çıktın sen." kıkırdayıp geri çekileceği sıra hala kalçasında olup fark etmediği el kalçayı okşadı. Luhan gözlerini irileştirdi.

"Luhan hiç yapmamışız gibi bakma." Sehun'dan uzaklaşınca Sehun'un istemsizce kaşları çatıldı. Luhan başını sıraya koydu. Sehun ceketini çıkarınca Luhan başını Sehun'un olduğu tarafa çevirdi.

"Yoksa üstüme mi örteceksin. Aww Sehun-ah çok tat-"

"Hayır sadece sıcak oldu." Luhan tısladı ve Sehun'un bileklerini tutup elindeki ceketi zorla üstüne örttürdü.

"Oh! Teşekkür ederim." Luhan gülümsediğinde, Sehun kahkaha atmamak için yanağının içini ısırdı. Ciddi ifadesini korumaya devam ederken Sehun'a bir kedi gibi sokuldu. Sıra rahat gelmeyince kafasına bacaklara koydu. Yan yattığı için kalçası sınıftakilere dönüktü. Sehun ellerini kalçaya koyup gizlemeye çalıştı.

*

Luhan kalabalıktaki sesten rahatsız olup başını kaldırdı. İlk yattığındaki rahatlık yoktu çünkü kafası sıradaydı ve Sehun yoktu. Uykulu haliyle kalkıp koridora çıktı ve yumruk yaptığı eliyle gözlerini ovuştururken etrafına bakınıyordu. Tıpkı çarşıda annesini kaybeden ufak çocuklara benziyordu.

"Sehun-ah?" Sehun'u bulamayınca her zaman arkadaşlarıyla beklediği koridor geldi aklına. Hızla koşarak karanlık koridora vardı. Arkası dönük Sehun'u görünce gülümsedi ve hızla koşacaktı ki duraksadı. Biriyle konuşuyordu. Duyabilecek kadar yakınına gidip dinledi.

"Beni dinle seni piç! Seni uyarıyorum ona yaklaşma!"

"Bunu yapacağımı biliyorsun Oh Sehun. Uzun süredir değer verdiğin şeyi arıyordum ve buldum da istediğimi almadan girmeyeceğim." Luhan duyamadığı için daha çok yaklaştı ve duyduğu tek şey.

"Ona değer vermiyorum. Ona ihtiyacım olduğu için evlendim. Peşimde dolanan lanet sürtüklerden farkı yok!" Sehun'un bağırarak söylediği şeyler Luhan'ın kalbini paramparça etmeye yetmişti.

"Sehun-ah..." Dolu gözlerle Sehun'a bakarken sesi bir fısıltı gibi çıkmıştı.

Kulaklarında yankılanan tek şey ise Sehun'un acımasızca söylediği şeylerdi.
'Peşimde dolanan lanet sürtüklerden farkı yok.' Bu cümleyle minik kalbi büyük bir yara alırken nefes almasının zorlaştığını hissediyordu.

Evet sövebilirsiniz. Tam yerinde kestim ~.~

Not: Smutlu bir one shot ve bir de fice başlamaya karar verdim ama kapakları olmadığı için başlayamıyorum. Yeteneği olan varsa benimle iletişime geçebilir mi?

-BuingBuing.

|Agreement|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin