Hava ne kadar soğuk olsada güneşin olması mutlu etmişti sanki şey gibi tüm zorlukların ardından küçük bir mutluluk payı haketmişiz gibiydi bugünün soğuk ama güneşli olması.
Aden'e sweathim gerçekten büyük olmuştu ama içinde bu kadar tatlı kimse duramazdı, bir elimde sepet bir elimde onun eli, yüzündeki tebessümü dünyaya bedeldi.
Kalabalık ortamları ikimizde sevmediğimiz için çoktan güzel bir mekan ayarlamıştım kafamda ikimiz için ...
Durakta indiğimiz zaman Aden bana kafa karışıklığı bir bakış atarak;
-Nereye geldik biz
-Az kaldı sabret
Önümüzde bir kaç ağaçlık alan vardı , beni takip etmesini işaret ederek ağaçların arasına girdik, ağaçların ardına geçtiğimizde şaşırır bir ifadeyle bana bakarak ;
-İnanmıyorum rüyamı burası
Hayranlıkla bakıp çimenlerin üstünde göle doğru koşmaya başladı , onu mutlu görmek bambaşkaydı yaşadıklarımın bir rüya mı olduğunu düşündüm bir an bunca bataklıktan sonra elimden tutup papatyalarla dolu bir bahçede buldum kendimi onunla , her şey ne kadar zor gelsede ben onunla toparlanmıştım ben onda kendimi bulmuştum ...
Piknik alanımızı hazırladıktan sonra gölün kenarındaki köprüye oturup ayaklarımızı suya sokmuştuk.
Aden gözlerini kapatarak içine huzurlu bir nefes çekti
Aden- küçükken annem ve babam kavga ettiğinde onları artık kaldıramıyordum, alır başımı dedeme kaçardım zaten okadar odaklanıyorlardı ki kavgalarına evde olmadığımı ruhları bile duymuyordu. Dedem benim bir limanımdı okadar huzur buluyordum ki yanında olduğumda başka hiç bir şey umrumda olmuyordu . Her moralim bozuk olduğunda çilekli sütümün ne kadar iyi geldiğini bilirdi.
Ben bunları Adenden dinlerken gözlerinde dedesine olan özlemini görüyordum.
Aden-Bir gün yine annem ve babam kavga ediyordu bende yine dedeme kaçmıştım, kapıyı çalıyordum ama dedem açmıyordu evin ışıklarıda yanıyordu oysaki ben bir kaç dakika ağlayarak kapıyı çalmaya devam ettim yine açmamıştı . Sokağın ortasında haykırarak bağırmaya başlamıştım "Dede artık sende benden bıktın demi, dede nolur sen beni yalnız bırakma benim sana ihtiyacım var!"
Diye gözyaşlarına boğulmuştum .
Sonra sokağın başından ambulansın ışıkları ve siren sesleriyle gelişini gördüm , binanın önünde durmuşlardı , koşarak içeri girmişlerdi bende fırsat bilip arkalarından girmiştim dedeme çok kızgındım hesap sorucaktım ona yalnız bırakmıştı beni sokakta ,
Herkesin dedemin evine girdiğini görünce olduğum yerde kalakalmıştım , neye uğradığımı şaşırmıştım benim dedem olamazdı başka birine gelmişlerdi bir hata olmalıydı.
Koşarak içeri girdiğimde dedemin üstüne fermuarla kapatmışlardı, Çilekli sütümü masanın üstünde hazır duruyordu ama dedem neden orda üstü kapatılmıştı "Dede çilekli sütümü ver nolur hadi kalk sarıl bana lütfen yatma kalk nolur!" Sarılarak bu cümleleri sarf ettim başında .
O günden beri çilekli süt içmiyorum , sonrasında hep bir boşlukta kaldım kimsenin yanında huzur bulamadım Dedemin gidişinden sonra ama imkansız gibi gelen şeyi sende buldum İsmail ben o eksik yanımı sende buldum ,ben sende buldum kendimi ,huzuru sende buldum . Hıçkırarak ağlayıp sarıldı boynuma , saçını okşayarak;
-Bundan sonra hiç bir zaman eksik değilsin ben hep yanında olacağım Dedende ben olurum olmazmı?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KOZA
Teen Fictionsıradan bir hayatı olan gencin kendini tanıyamayacağı boşluğa düşer... aslında her şey orda başlamıştır adımlarım tökezlerken