Merhabalar. 1. Bölüm biraz uzun. Çabuk tanışın diye uzun yazdım. Diğer bölümler eşit uzunlukta olacak umarım sıkılmadan okursunuz. <3
Bölümü anlamakta, karakterlere anlamakta güçlük çekebilirsiniz diğer bölümler anlamanız daha kolay olacak. Umarım pes etmeden okursunuz.
olaylar size karışık gelebilir. Ama birşeylerin başlaması için bu karışık olayların olması gerekliydi. ilerleyen bölümlerde anlarsınız sizi öpüyorum kocamaann<33
5 YIL ÖNCE
Derin başına geleceklerden habersiz, sıcak yatağının verdiği huzurla uyumaktaydı. Gece her zamanki gibi hayal kurarak uyumuştu. Her gece yatmadan önce biri sesimi duyuyorsa hayallerimi gerçek yapabilir mi lütfen? diye mırıldanırdı. Rüyasında; annesi ve babasının tekrar barıştığını, babasının annesine sadık ve iyi baba olduğunu, ablası Ahu ve abisi Çağrı'yı sürekli sevdiğini görürdü. Sevgi, hediyelerden daha önemliydi, onun için. Hediyeler asla istemezdi. Sadece babasının ilgisini istiyordu. Hiç olmayacak bir şeyi. Babasından nefret etse de içinden sevgi istiyordu, bu yüzden kendini hep aciz olarak görüyordu.
Yüzünde küçük gülümsemesiyle uyandı. Çok güzel bir rüya gördüm. Bugün benim için güzel şeyler olacak. Rüyalar iyi şeylerin habercisidir ve bugün benim doğum günüm demişti. Gözlerini ovuşturup baş ucunda ki takvime baktı. Şubat'ın 12 siydi, artık 17 yaşındaydı.
Doğum günün neşesiyle, yatağından kalkıp penceresini örten güneşliği açmaya gitti. Perdeyi açtığında lapa lapa yağan karı görünce mutlu olmuştu. Bugün çok mutlu olacağım diye düşünmeden alıkoyamadı. Komedinin üstünden titreşim yankılandı odada. Telefonundandı. Bildirimi merak edip komedinin üstündeki telefonunu ellerinin arasına aldı. Bildirim babasındandı.
Kalbi pır pır etti. Yüzünde ve kalbinde istemediği bir sıcaklık oldu. Kendine kızdı, ''kötü adam için mutlu olma,'' diye.
''Kızım, seni özledim. Bugün takvimime baktım, yeşil ile bugünü işaretlemişim. En sevdiğin renk ile. Yanına gelmeyi çok isterdim ama annen izin vermez. Acaba annenden habersiz otele gelebilir misin? Bugün seninle vakit geçirmek istiyorum baba kız.''
Derin, babasından gelen bu mesaja dolu dolu güldü. Hemen dolabına yöneldi. Dolabından babasının 9. yaş gününde hediye ettiği, ilk ve son hediye olan yeşil atkısını alıp kokladıktan sonra yatağının üstüne bıraktı.
Dolaptan giyeceği kıyafetlerini çıkarıp, üstünü değiştirdi. Aynaya baktı güzel olmuş muyum? diye düşünerek. Dalgalı, doğal kahverengi saçları omzunun hemen altına gelmekteydi. Saçından rahatsız olup, bileğindeki lastik toka ile saçını topladı. Aynada kendisine bakarak tebessüm edip odadan ayrılmıştı.
Evde herkes uyuduğu için Derin sakin adımlarla ilerledi. Ben uyusaydım bizimkiler topuklarını çarpa çarpa yürürdü evin içinde diye düşünmeden edemedi. Annesi meraklanmasın diye ayakkabılığın içindeki yapışkanlı nota ''Ben biraz dışarı çıkacağım. Siz uyanmadan dönmüş olurum.'' yazıp notu ayakkabılığa yapıştırdı.
Bıraktığı nota güldü, uyanmadan dönmüş olurum diyorum ama o zaman görmezler bu notu diyerek kıkırdadı. Omuzlarını silkti. ''Bakalım ilk kim görecek.''
İnsanlar telaşla kapalı yolları açmak ile uğraşırken, Derin otobüsten inmiş, kayan yerleri umursamadan otele doğru koşuyordu. Düşündü insanlar neden karları yüzleri asık bir şekilde eritmeye çalışıyor? Kar yağınca mutlu olmaları gerekmez mi?
Derin'in anne ve babası boşandıktan sonra evlerinden ayrılmış başka bir mahalleye yerleşmişlerdi. Bu mahalleyi çok seviyordu Derin. Çocukluğu burada geçmişti. Ne kadar kötü olsa da seviyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ev: Sinestezi
Teen FictionSeni yazdım bu şarkıya. Etrafında dönen melodileri döktüm bestelerime. Bana hissettirdiğin rengi çizdim kağıda. Sen benim mavim ve melodimsin Derin'im... ⌂⌂ Sadece babalarımızın yaptıkları kötülükleri düzeltmek istedim. Neden bunun bedeli ağır oluyo...