Yıkım'dan
" baba uyanınca çok zorlamayın yorgun olacak bir de yüksek sesle konuşmayın bu günlük" diyen Bora'yla gözlerimi açmaya çalıştım ama olmadı. Nerde olduğumu tahmin etmeye çalışırken Murat beyin " tamam oğlum bir uyansın" demesiyle zor olsada yanan gözlerimi açtım yine o iğrenç koku ve yine aynı şekilde olan duvarlara bakarak " unutturmayın o Ateşi çıkınca bir güzel sevicem" dedim Murat beyin " oğlum iyi misin ağrın var mı" diye sorduğunda Aras benim yerime " uyanır uyanmaz Ateş abimi seveceğini söylediğine göre Yıkım gayet iyi baba" demesiyle yüzüne boş boş baktım. Bora'da göz devirip bana döndü ve " küçük bey kendinizi nasıl hissediyorsunuz" dedi. Bende " başım ağrıyor onun dışında bir sıkıntı yok" dedim. Bora " seni bir muayene edicem sonra bir kaç test yapıcam sonuçlar temiz çıkarsa eve gideceksin" dedi. Bende " ne yapacaksan yap yeterki beni burdan çıkar" dedim. Bora kaşlarını çatıp cebinden küçük bir şey çıkardı ve gözüme ışık tuttu sonra dosyaya bir şeyler yazdı. Bende odadakinlere bakmaya başladım Ateşi görünce kaşlarım çatılsada yüzüne bakınca ne kadar pişman olduğunu anladım fakat bu demek olmuyor ki bu yaptığını burnundan getirmeyeceğim, getireceğim hemde en güzel şekilde. Ne yapacağımı sonraya bırakarak Arasa baktım ne kadar enerjik konuşsada ağladığını belli eden gözlerine baktım onu böyle görmek canımı sıktığı için " Aras senden bir şey istiyorum" dedim. Aras şaşırarak " ben mi" dedi. Gülüp " evet yanlış hatırlamıyorsam adın Aras'tı" dedim. Aras ne olduğunu anlayınca gülerek yanıma geldi ve " ne istiyorsun bakalım abisinin bir tanesi" dedi. Kaşlarımı çatıp " ben Buse miyim de bana abinin bir tanesi diyorsun Aras" dedim. Aras dahada gülüp " tamam tamam söyle bakalım ne istiyorsun" dedi. Bende " ben acıktım bana bir şeyler al birde temiz kıyafetler getir bu iğrenç şeyleri giymek istemiyorum" dedim. Aras " emir edersin küçük bey ben istediklerini alıp geliyorum" dedi ve saçlarımı öpüp gitti. Ben ne olduğunu anlamadan Murat beyde saçlarımı öptü benim saçlarımı öptü babam öptü. Ne yapacağımı bilmeyerek Murat beye baktım tam konuşacakken Murat bey " eğer rahatsız olduysan bir daha yapmam" dedi gözleri dolu dolu, dayanamayarak " hayır rahatsız olmadım" dedim. Murat bey öyle bir baktı ki sanki sanki hayatı ona vermişim gibi sanki, tarifsiz işte anlatamayacağım bir şekilde baktı sonrada " oğlum" diyip sarıldı ama bu lafta oğlum demek değildi içten bir oğlum demekti bu. Neden oğullarının acısını bu adamdan çıkartıyorum ki hak etmiyor bu yüzden " baba" dediğimde Murat bey dahada sıkı sarıldı ve " her yaranı iyileştireceğim oğlum her acını dindireceğim" dedi. Bende ilk defa baba dermiş gibi " baba" dedim çünkü ilk defa baba kelimesi benim için anlam kazandı çünkü ilk defa babam oldu. Ben babama sarılırken onun kokusunun uykumu getirdiğini anladım ve " baba kokunda uyumama izin veriri misin" dedim gök gürültüsünden korkan küçük çocuk gibi. Babam saçlarımı okşayıp " sorman hata oğlum" dedi ve yanıma uzandı sonrada belime kollarını sardı " hadi uyu" dedi hiç itiraz etmeden gözlerimi kapattım sonra kendimi karanlığa bıraktım daha doğrusu babamın kollarına babamın şaka gibi.
4 saat sonra
Yine acıyan gözlerimi aralayınca babamın yanımda bana baktığını görünce " dünden beri uyumadığın belli baba niye uyumuyorsun benimle" dedim. Babam " yılların acısını çıkartıyorum oğlum" dedi. Yüzüne bakıp beni incelediği gibi onu incelemeye başladım tâ ki Arasın " eh yeter be annemden daha çok baktın babama" demesine kadar. Gözlerimi devirip " kıskandığını bu kadar belli etme Aras hem istediklerimi getirdin mi" dedim. Aras gülüp " sen abinden bir şey istersiniz abin yapmaz mı. Getirdim tabiki Aslan parçası sonuçta abinden istedin" dedi Ateş ve ne zaman geldiğini bilemediğim Arala dönerek. Bu haline gülüp " tamam o zaman önce üzerimi değiştireyim sonra yemeğimi yiyeyim ve eve gidelim" dedim. Babam bu Halime gülüp " çıkacağından bu kadar emin olman beni şaşırttı doğrusu" dedi. Bende " çıkmama izin vermezseniz kaçarım" dedim. Babamın kaşları çatışırken Ateş " senin sağlığın için buradayız sen burda kaçmaktan bahsetiyorsun" dedi. Bende " sağlığımı düşünüyor olsaydın buraya gelmeme sebep olmazdın. Burda durmak hatırlamak istemediğim şeyleri hatırlatıyor ve bu durum benim canımı sıkıyor ayrıca senin kardeşin boşuna mı tıp okudu evde baksa olmuyor mu" dedim sinirle. Babam derin bir nefes alıp " tamam oğlum sakin ol çıkıcaksın birazdan zaten" dedi. Bende " tamam baba ben üzerimi değiştirip geliyorum" dedim ve ayağa kalktım sanırım aniden kalktığım için başım döndü koluma giren olmasaydı heralde yerdeydim. " eyvallah" diyip başımı kaldırınca gözleri kızarmış Aralı görünce " kendim yürürüm" dedim. Aral kaşlarını çatıp " az önce tutmasaydım yerdeydin şimdi nasıl tek başına gitmeyi düşünüyorsun" dedi. Bende " o zaman sen değil Aras gelsin" dedim. Aras kahkaha atıp " ya işte abisini o kadar çok seviyorki her yerde yanında istiyor" dedi. Bu haline gülüp " evet şimdi gir koluma kurtar beni" dedim. Aral'ın gözlerininde dolmasını önemsemeyerek Arasın koluna girdim. Üzerimi giyindikten sonra Bora gelip " Aras bir şeyler almış onları yolda yersin" dedi bende tamam der gibi başımı salladım. Bora son kontrolleri yapınca babamın kolunun altına girip hastaneden çıktım. Hareketlerime dikkat etmem gerektiği için yavaşça arabaya bindim. Aras arabayı sürerken Ateş solumda babam sağımda Aral Arasın yanındaydı hayır büyük olarak Ateşin arabayı sürmesi gerekmiyor mu bu niye yanıma oturduysa neyse sen babana sarıl yeter Yıkım bunca yılın anca böyle acısını çıkartırsın. Tam gözlerim kapanırken Ateş " Yiğit abim geldi" dediğinde araba ani fren yaptı ben öne doğru giderken başıma giren ağrı şiddetlendi bir şey demeden sadece yüzümü buruşturdum ve Arasın " p-pardon ben Y-Yiğit abimin geldiğini duyunca" dedi kekeleyerek. Kaşlarımı çatıp " kim bu Yiğit" dedim. Aral herkesten önce davranıp " senin gibi karıştırılan aile ferdimiz daha doğrusu ailenin en büyük çocuğu" dedi. Ne diyor bu salak der gibi yüzüne baktıktan sonra babama dönüp " baba" dedim sorar gibi. Babam derin bir nefes alıp " Aral doğru söylüyor ama bunları şimdi konuşmayalım oğlum eve gidince daha açık anlatırım" dedi. Bende babamın Gülen yüzünü asmamak için " tamam baba" dedim. Belli oğlunu özlediği. 30 dk sonra eve geldik babam " oğlum yavaş in" diyince acele ettiğimi anladım e ama merak ediyorum yeni abiyi ne yapayım. Neyse.
Babama gülüp " tamam" dedim. En sonunda kapıya varınca Aras heyecanla zile basınca bu yeni abiyi daha da merak etmeye başladım kapı açılınca Aras koşara içeri girdi ve " abi nerdesin anne abim nerde" diye bağırmaya başladı. Bu haline gülerek içeri girdim sanki evin kokusu değişmiş gibiydi daha doğrusu ev abim gibi kokuyor bu düşünce gözlerimin dolmasına neden olurken babamın " oğlum iyi misin" demesiyle gözlerimin dolmadığını aslında ağladığımı anladım ve göz yaşlarımı silen babama bakıp " baba ev abim gibi kokuyor" dedim. Babam kaşlarını çatıp " hangi abin gibi oğlum" dedi. Bende buruk bir şekilde tebessüm ederek " Bulut abim yani o evdeki abim gibi yani kahramanım gibi" dedim. Babam bana anmazca bakarken bende " boş ver baba hem senin oğlum gelmiş bir git ona bak" dedim. Babam ani değişimime dahada kaşlarını çatıp " o benim oğlumsa sende benim oğlumsun bu konuyu sonra konuşacağız" dedi itiraz istemez bir şekilde. Bende " tamam o zaman şu yeni abiyi görmeye gidelim" dedim. Babam yeni abi dememe gülerek " hadi bakalım şu eşşek sıpasına" dedi. Bende gülüp salona girdim ve arkası dönük Arala sarılan abiye baktım arkadan abime çok benziyor olması beni dahada mutlu edince gülümsemem genişledi arkasını dönüncede o gülümseme yüzümde dondu tıpkı onun yüzünde donduğu gibi. Babamla bize bakarken ikimiz aynı anda
"YIKIM"
" ABİ"
dedik.İyi okumalar...