15. Bölüm

346 21 8
                                    

Yıkım'dan
Yine başımda ağrıyla gözlerimi açtım etrafa bakınca odamda olduğumu görünce derin bir nefes alıp yanımda yatan abime baktım uyuyordu önceden olduğu gibi masumca uyuyordu. Özlediğim abimin saçlarıyla oynamaya başladım abimse kedi gibi sırnaşmaya başladı bu haline kıkırdayınca abim hemen uyanıp gözlerimin içine baktı ve " abim iyi misin ben ben ne olduğunu anlayamadım bilmiyordum astımın olduğunu daha doğrusu hatırlamıyorum" dedi başını eğerek. Abimin bu haline üzülerek buruk bir gülümsemeyle " iyim abim iyim sadece anlık bir şey bakma bana öyle kıyamam sana" dedim. Sonrasında odamın kapısı paldır küldür açılınca gelene baktım Boraydı ve beni uyanık görünce gülerek " iyi misin aslanım zorlanıyor musun nefes alırken" dedi. Azıcık zorlansamda umursamadan " iyim Bora ne için gelmiştin" dedim buz gibi sesimle. Bora saçlarını karıştırıp başını eğerek " seni merak ettim dün öyle görünce" dedi. Bende " gördün iyim gidebilirsin" dedim. Bora " ee şey birazdan kahvaltı yapcağız gelirsiniz" dedi. Abimde " tamam yakışıklım biz geliriz 10 dakikaya" dedi. Bora çıkınca abime dönüp " demek yakışıklın öyle mi abi" dedim kaşımı kaldırarak. Abim kahkaha atarak " sen kıskandın mı" dedi. Bende " ordan bakınca nasıl duruyorsam tam olarak öyle hissediyorum demektir" dedim. Abim yüzünde tebessümle " tamam benim kıskanç kedim hazırlanda aşağı inelim" dedi ve kapıya yöneldi bende arkasından " kedi ne abi kedi ne" dedim yine kahkaha attı ve gitti. Ben de üzerime rahat bir şeyler giyip aşağı indim. Kimseye bir şey demeden boş sandalyenin birine oturdum. Kahvemden bir yudum alırken Buse'nin bir şeyler söylemek için kıvrandığını fark ettim. Benim baktığımı görünce ona destek olurcasına gülümsedim o da cesaretlenip " Murat amca en yakın zamanda Amerika'ya gidicem babamların doktoru durumlarının iyiye gittiğini söyledi" dedi. Bense fok balığı gibi ağzımı açarak ona bakıyordum dur bir saniye Buse benim kardeşim değil miydi ? Ne nasıl ? Anlamaz gözlerle onlara bakarken Murat Bey " tabiki kızım yıllardır iyi bir haber alamamıştın babandan daha doğrusu hiç birimiz alamamıştık şu an çok mutlu oldum baban ve annen uyandığında beni ara hemen oraya geleyim Ahmet'i kardeşimi çok özledim" dedi. Ben daha da anlamaz bakışlarla etrafa bakarken Ateş bana baktı ve gülümseyerek " Buse bizim öz kardeşimiz değil hatta kardeşimiz değil Busem yanlış anlama abicim Yıkım abin daha rahat anlasın diye öyle dedim. Sadede gelecek olursak Buse babamın çocukluk arkadaşı Ahmet amcamın kızı dört yıl önce bir trafik kazası geçirdiler durumları ağırdı zor bir ameliyattan çıktılar sonrasında Buse annesi ve babasından önce uyandı bizde ona yardım ettik. Ahmet amcamların durumu daha iyi olsun diye Amerika'ya nakili yaptık üç yıldır ordalar ve durumları öncekine göre çok iyi bir yere gidiyor" dedi. Üzüldüm tek kelimeyle üzüldüm Buse'nin yaşadıklarına ve kardeşim olmamasına. Ateş'e dönüp " anlattığın için teşekkürler" diyip Hülya hanıma döndüm ardından da " ben doydum size afiyet olsun" dedim Hülya hanımsa " Yıkım seni zorlamak istemiyorum ama oğlum ağzına bir lokma koymadın iki yudum kahve içip nasıl doyuyorsun hayır birde hastaneden yeni çıktın daha dikkatli olman lazım" dedi. Kadın haklı ama ne yapayım istemiyorum çok bilmiş Bora'da " annem haklı Yıkım senin dikkat etmen gerekiyor hatta bizimde seni yalnız bırakmamamız önce yemeğini ye sonra üç saat uyu ardından da seni yürüyüşe çıkartıcam hem bacakların açılır hemde kafanı dinlersin he bir de bu dediklerime itiraz edemezsin doktorun be abin olarak söylüyorum" dedi. Bende alayla gülüp tek kalışımı kaldırarak " doktora okeyim ama abi deme valla gülesim geliyor" dedim. Yüzü düşsede " o zaman kabul ettin olarak algılıyorum şimdi ver tabağını" dedi ardından da elini uzattı bende em fazla ne yapabilir ki diyerek tabağımı uzattım şaşırsada hemen aldı ben de göz devirerek Yiğit abime döndüm kulakıma eğilerek " keşke vermeseydin bu adamı açlıktan değil tokluktan öldürür" dedi. Sert bir şekilde yutkunarak Bora'ya döndüm ve elinde ki tabaka baktım Heyt yavrum kimler doyar la onla

Bağırarak " Bora durmazsan yemin ederim her dediğinin zıttını yaparım" dedim bu sefer sertçe yutkunan o oldu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bağırarak " Bora durmazsan yemin ederim her dediğinin zıttını yaparım" dedim bu sefer sertçe yutkunan o oldu. Bora'da gözlerini büyülterek " aa ama kardeşim ne yaptım ki" dedi tam cevap verecekten Aral " daha ne yapabilirsin abi çocuğa mide fesatı mı geçirteceksin nasıl doktorsun sen az yiyen birisi bu kadar şey yerse BİR anda sence ne olur" dedi. Şaşırarak " sen hayırdır birader benim yerime cevap vermeler falan kafana dağ mı düştü" dedim. Suratını  asarak " pardon seni düşünende kabahat" dedi. İlk defa içten bir kahkaha atarak " sen ne zamandır beni düşünüyorsun Aralcık" dedim.  Üzgün gözlerle bana baktı sonra Murat beye dönerek " baba ben büroya gidiyorum akşam gelmem" dedi. Murat beyse " oğlum yorgunsun günlerdir toplasan beş saat uyudun bu gün dinlen sonra nereye istersen git" dedi. Bu bebe niye günlerdir uykusuz diye düşünürken Aral " yok baba olmaz" dedi. Ama harbi ayakta zor duruyor bu kıçı kırık Yiğit abime döndüğümde Aralı nasıl ikna edeceğini düşünürken yakalayınca dayanamayarak " Aral" dedim. Bana döndü ve " buyur Yıkım gel bir şeyler söyle daha da yık beni" dedi Aral dedi ney? " Aral senden bir şey istiyorum" dedim. Gözünden bir an mutluluk geçsede yine hüzünlü baktı " iste abim" dedi içten bie şekilde  şaşırtıcı. Ciddi bir ifadeyle " gitmeni istemiyorum" dedim. Şaşkın ördek gibi " ne nasıl yani neden" diye artarda sordu bende " ben Bora ile yürüyüşe çıkınca senin Yiğit abimin yanında durma istiyorum çünkü diğerlerine güvenmiyorum" dedim. Aral daha da şaşırarak " T-tamam ben beklerim başında" dedi ve oturup sırıtarak tabağındakileri yemeye başladı. Ben ben çok az yiyip " başım ağrıyor uyumaya gidiyorum" dedim. Mert Bora'dan önce " iyi misin hastaneye gidelim mi" dedi. Saçmalama der gibi bakıp kapıya yöneldim aklıma gelen şeyle topuklarımın üzerinde hızlıca döndüm keşke sadece dönsem başımda dönünce elimi koyacak yer ararken sert ama yumuşak gibi olan duvara tutundum.
Ne o nasıl duvar ya derken uğultu bir şekilde " Yıkım iyi misin bir anda öyle mi hareket edilir be oğlum off" diyen endişeli bir adet Mert'i görünce gülerek " iyim sadece Buse'ye ne zaman gideceğini soracaktım aniden dönünce şey oldu hem sen hayırdır ya az önce oturuyordun" dedim. O da garip bir bakışla " sen bir şey demeyince hepimiz korktuk" dedi. " hepiniz hepiniz masa kahvaltı hay" dedim ve endişe ile bana bakan aileye " ben iyim valla sadece dalgındım" dedim. Murat bey yanıma gelip sarılarak " dalma oğlum korktum yine yine öyle olacaksın diye" dedi. Adamın böyle yapmasına mı yoksa omzumdaki ıslaklığa mı şaşırayım derken bir anda ayrıldı ve dışarı çıktı ağladığını belli etmemeye çalışıyordu galiba. Neyse diyip Buse'ye dönerek " abicim biletin ne zamana" dedim. Gülerek " akşama abi" dedi. Anladım diyerek sabahtan beri sesini çıkarmayan Aras'a dönerek " Aras ben uyanana kadar bana Kıbrıs tatlısı yapar mısın" dedim. Şaşkın ama bir o kadar mutlu bir tavırla " yaparım mutluluğum yaparım" dedi. Koşarak mutfağa doğru yol aldı. Derin bir oh çekip " ben uyumaya gidiyorum" dedim ve odama yol aldım sonra kendimi yatağa atıp gözlerimi kapattım...

Yeni hayatHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin