Yazardan
Herkes Yıkımın bir anda bayılmasıyla ne yapacağını bilmeden sadece baktı en sonunda Aral kendine gelip " abi Bora abi" dediğinde Bora kendine gelip Yıkımın yanına gitti dikkatlice başını kaldırıp gözlerine hiç bir zaman yanından ayırmadığı ışığı tutu sonrada Ateşe dönüp " abi arabayı hazırlayın acilen hastaneye gitmemiz gerek" dedi. Ateş koşarak çıktı Bora'da Yıkıma dikkat ederek kucağına aldı. Aras ne olduğunu tahmin ediyordu ama bir şey söylemedi söyleyemedi sadece abisini takip etti hastaneye gelince Bora arkadaşı Ferhat'a " bir anda bayıldı göz bebeklerinde küçülme var bir tomografi çekilmeli" dedi. Ferhat " sen gelemezsin biliyorsun" dedi. Bora itiraz etsede bir işe yaramayacağını bildiğinden başını olumlu anlamda sallamakla yetindi. Hülya hanım ve Buse ağlarken Mert onları teselli etmeye çalıştı fakat aklı Yıkımdaydı ne olmuş olabilir ki ne ya ne? diye kendine defalarca kez soruyordu. Ateş sadece duvara bakıyordu nefret ettiği hastane duvarlarına günlerce sövdüğü o duvarlara neden burdayım diye kendine soruyordu. Neden Yıkım burda diye kendine soruyordu benim yüzümden mi burda ben mi yaptım diye kendini sorguluyordu ama cevabı yine çıkmaz oluyordu çünkü ona göre yaptığı normaldi sonuçta Ali ona misliyle yapmıştı.
Aras sadece abilerinin gerçeği öğrenince ne yapacaklarını bilmediği için endişeli tanıyamıyor artık abilerini Ali'nin yaptıklarından sonra değişen ve tutarsız olan abilerini.
Murat bey daha kaç defa çocuklarımı burda bekleyeceğim daha kaç defa bu iğrenç kokuyu içime çekeceğim, diye düşünüyordu.
Aradan iki saat geçince Ferhat dışarı çıkıp çok yakından tanıdığı o aileye durumunu anlatmaya başladı " sabahtan beri bir şeyler yememiş su da içmemiş kan şekerinin düşmesi bayılmasını tetiklemiş anacak önemli olan, Yıkım başına aldığı darbe nedeniyle bayılmış. Yıkımın önceki hastane kayıtlarına baktım daha önceden başına aldığı darbelerden dolayı komaya girmiş sırtındaki yaralarada baktım( başını eğip) kemer, bıçak, yanık, daha sayamayacağım kadar yara izleri vardı" dedi ve başını kaldırdı. Ağlayan Arslan ailesini görmeyi beklemiyordu daha doğrusu Ateş abisinin ağlayacağını tahmin etmiyordu. Ferhat daha fazla anlatmak istemediği için " şu an yoğun bakımda sabah çıkacak" dedi. O an Ateş o nefret ettiği duvarlara tutunarak ayakta kaldı. Hülya hanımın ağlaması daha şiddetlendi. Aral gözü yaşlı olsada hâla hissizdi o yüzden Ferit'e " neden böyle oldu yani başına aldığı en hafif darbenin sırtındanki yaralarla ne alakası var" dedi. Ferit konuşacakken Aras ikizinin bu tavrına dayanamayarak araya girdi ve " çünkü senin o geldiği günden beri p*ç dediğin çocuk küçücükken defalarca kez kafasına kül tablası ile vurularak komaya sokuldu" dedi bağırarak herkes şok içinde Arasa bakarken Aral öfkeyle " sen o çocuk için bana bağırmazsın Aras" dedi sanki onca olayın içinde bu önemliymiş gibi. Ararsın öfkesi dahada artınca ikizinin kalbi kırılmasın diye sadece " eve git ikiz kalbini kırmak istemiyorum eve git, git ve düşün" dedi. Aral sadece Arasın yüzüne bakıp " Yiğit abim gelince böyle olamayacaksın ikiz bunu bil yeter ( Hülya hanıma dönüp) ben gidiyorum" dedi. Ateşte "s*ktir git" dedi. Aral gidince herkes tekrar Ferit'e döndü. Ferit bir şey söylemesi gerektiğini anlayınca " sizin burda beklemenizin Yıkıma bir faydası yok eve gidin Bora kalsa yeterli" dedi. Murat bey istemesede ellerinden bir şey gelmeyeceğini bildiği için Ferit'i onaylar bir şekilde başını sallayıp " Ferit oğlum haklı elimizden bir şey gelmeyecek eve gidelim. Bora sende burda kal" dedi. Bora " tamam baba" dedi kardeşiyle ilgilenmek ona açılan her yarayı iyileştirmek istiyor tabi geç kalmadıysa.
Ateş tek giderken Aras babası dalgın olduğu için onlarla gidiyordu. Ateş direksiyonu sahile kırınca Aras abisinin yalnız kalmak istediğini anladı.
Ateş sahile gelince içinde tutuğu acıyı " neden böyle oluyor neden kardeşlerimin canı yanıyor neden koruyamıyorum ( dizlerinin üstüne düşüp) neden canlarını yakıyorum" diyip ağlamaya başladı. Saatlerce ağladı sonra dayanamayıp abisini aradı Yiğit kardeşinin bu saatte armasına şaşırıp telefonu hemen açtı Ateş " abi gel ne olur gel" dedi sonra ağzından bir hıçkırık kaçtı. Yiğit kardeşinin ağlamasına kaşlarını çatıp " Ateş birine bir şey mi oldu neden ağlıyorsun abim" dedi. Ateş " oldu abi benim yüzümden birine bir şey oldu" dedi. Yiğit yataktan kalkıp " geliyorum yarın öğlen orda olurum" dedi. Ateş " çabuk gel abi çabuk" dedi ve telefonu kapattı. Biraz daha ağladıktan sonra arabaya binip hastaneye geri döndü. Bora'yı bulunca " durumu nasıl" diye sordu Bora abisinin gelmesine şaşırmadı çünkü az önce babasıda geldi. Evet Murat bey Arasa ve Mert'e siz burda kalın ben hastaneye gidiyorum dedi sonrada hastaneye geri gelmişti. Sakince durumunu açıkladı sonrada " abi ben çok korkuyorum Yiğit abimin Arasın dediği gibi davranmasından ya da Yıkımın bizi affetmemesinden" dedi Bora. Ateş sıkıntıyla nefes alıp " ne olursa olsun kardeşimi ezdirtmem beni bizi affetmese bile ona bir şey olmasına izin vermem" dedi kesin bir şekilde. Bora abisinin bu tepkisine hem şaşırıp hem sevindi sonuçta kendini affettirmeye çalışılan tek o olmayacak tam abisine nasıl kendini affettireceklerini soracakken Ferit koşarak Boranın yanına gelip " acil durum" dedi. Bora endişeyle ayağa kalkıp " Yıkıma mı bir şey oldu" dedi. Ferit'te " bu hastanede sadece senin kardeşin yok" dedi. Bora rahat bir nefes alıp yoğun bakıma girdi.~•~•|•|•|••|•~•~•|•~•~•|•|•|••|•|•|•|
Aral eve geldiğinde bana ne dedi ve oturup film izlemeye başladı sanki kendi bilgisayarı yokmuş gibi gidip birde Arasınkinden izlemeye başladı (MAL TESCİLLİ MAL). Filmden canı sıkılınca bilgisayarı kurcalamaya başladı. İkizinin en iyi ifşaları telefonunda değil bilgisayarında olur çünkü. Fotoğraf ve video kısmına girip yeni fotoğraf var mı diye bakmaya başladı yeni olan videoyonun üzerine basıp izlemeye başladı ( Yıkımın şiddet gördüğü video). Aras " yine ifşanın buldum ikiz bakalım bundan neyin karşılığında kurtulacaksın" dedi. Gülerek videoyoyu oynattı. Karşısında kanlar içinde yatan Yıkımı görmesiyle ne yapacağını bilemedi kaşlarını çatıp izlemeye başladı.
Aral artık olayı anlayınca ağlamaya başladı taki videoyodan gelen o tanıdık sesi duyana kadar. Yiğit abisinin sesini duyana kadar...Normalde çabuk yazan biri olduğumu az çok biliyorsunuz ama Alanya'da okuduğum okulumun üzerinden hortum geçmesi yüzünden biraz problem yaşadım hâla yaşıyorum bir süre böyle idare edersiniz umarım.
İyi okumalar...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yeni hayat
Ficção AdolescenteSadece mutluluk istemiştim olmadı bakalım şimdi ne olacak...