2.Bölüm

3.4K 412 45
                                    

Gökyüzünün herkese farklı baktığını düşündünüz mü hiç?

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Gökyüzünün herkese farklı baktığını düşündünüz mü hiç?

Düşünün.

Herkesin gökyüzüne farklı baktığını düşündünüz mü hiç?

Düşünün.

Gökyüzü bir insan olsaydı, nasıl olurdu? Alaycı bakışları mı olurdu, sert bakışları mı? Yoksa merhametli mi bakardı, insanı aşağılar mıydı? Olmayan duygularınızı ya da olmayan hayatınızdaki varlıkları, eşyaları yüzünüze mi vururdu? Yoksulluklarınızı, eksiklerinizi...

Gökyüzü bir insan olsa nasıl olurdu? Herkese farklı mı bakardı bir insan gibi yoksa halden anlar mıydı, anne kucağı gibi sarmalar mıydı, bir baba tokadı atar mıydı?

Neden aynı gökyüzü, farklı bir noktadan bakıldığında daha farklıdır? İnsan gibi...

Tıpkı gökyüzü gibi insana nereden ve ne anlamla baktığınız önemliydi. Nasıl göreceğiniz, sizin tercihinizdi.

Gökyüzü herkese farklı bakar, herkes de gökyüzüne...

İnsanlar da insana farklı bakar, görmek istediği şekilde.

Parmakları, sancılı bir gecenin içinde sıkışıp kalmışçasına tutunmuştu birbirine. Pencere kenarından insanları izlemek, pencere kenarından gökyüzünü izlemekten farksız değildi.

Hangi pencere kenarından baktığı önemliydi sadece, göreceklerini görebilmek için.

Bir taksi korna çalıyor, diğer arabalar vızıltıyla önünden geçiyor, bir insan koşuyor, bir insan konuşuyor, birileri duruyorken birileri mutlaka bir yere yetişmeye çalışıyor.

Bulutlar gider mi? Bulutlar gitmek zorunda kalırlar mı?

Pencerenin önüne konan kuş, onu izleme fırsatı yaratmıştı. Aralarında bir cam vardı ama elini kaldırsa, kuşa dokunmadan bile onun uçup gideceğini biliyordu.

Gökyüzü elini kaldırsa, hiçbir şey yapmasa, bulutlar yine giderdi.

Kuşa bakarken iç çekti. Bir kuş uçmaktan başka ne yapabilir? Sevindiğinde kanat çırpar, üzüldüğünde kanat çırpar, kırılsa, mutlu olsa ne olursa olsa kanat çırpar. Çünkü yapabileceği tek şey budur.

Kuşlar özgür mü? Hayır, diye geçirdi içinden. Özgür değiller, yapabilecekleri tek şey bu olduğu için uçuyorlar ve yine başka bir şey yapamayacakları için kanat çırpıyorlar.

Kahve fincanına bakıp, başını etrafta gezdirdi. Göreceği hiçbir şey yoktu ama görmek istediği bir şey vardı sanki. Gözleri bir eksiklik fark etmiş gibi daha da gezindi mekânda. Aradığı her neyse, orada değildi.

Ayağa kalktı. Üzerini düzeltip, siyah kaşe kabanını üzerine geçirdi. Bileğindeki saat, zamanın epey geçtiğini yüzüne vurmak istercesine hareket ediyordu sanki. Geriye döndü. O sırada başını öne eğmiş bir kız içeriye girdi.

GAZEL #Wattys2022Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin