Fotoğraf müthiş makinelerden biri olan 1970 Dodge Charger... Onu anlatmaya kelimeler kifayetsiz kalıyor...
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Şurası bir gerçek ki : Bu hayat ; süt çocuklarına , iyimser romantiklere ve zayıflara uygun bir yer değil. Hayatta kalmak için sert ve acımasız olmak gerekiyor. İşte bu bendim. Herzaman zırhını kuşanmış öldürmek için hazır bir asker gibi. Merhamet göstermezdim bilirdim ki birkez zayıflık belirtisi gösterirsem karşımda ki bana acımaz kellemi alırdı. Ben diğerleri gibi değildim. Diğer kızlar gibi. Eğer biri beni iterse bende onu iterdim. Karşımdakinin erkek ya da kas yığını olması umrumda bile olmazdı. Benim sınırıma girerse gram tereddüt etmeden savaş baltamı çıkarırım. Şimdi de aynısını yapmıştım beni kışkırtmıştı ve bende sınırlarımı ihlal etmesinin cezasını ödetmiştim. Ah tabi birde karşımda şaşkın gözlerle bana bakan bir çift vardı. Afşin ve yanında ki minyon kız. Onları görmemiş gibi davranmak en iyisiydi sanırım. "Güzel patakladım değil mi ?" diyecek halim yoktu herhalde.
Caddeye çıkmak üzere yürümeye devam ederken esmerin Afşine "Bu neydi böyle. Bu kız fazla korkutucu. Onu nereden tanıyorsun ?" dediğini duyuyorum. Esmer belki de haklıdır ha ?
Nihayet evime vardığım da kendimi yatağa atıyorum. Boş bir yaşam benimkisi. Eskinin siyahını silemediğim kendimi dipten çekemediğim hala sarsıntılarıyla yaşayan biriyim ben. Yakınım da olmak kimseye iyi gelmezdi. Kendi anneme bile gelmemişken. Sevgilimin hayatını kendi ellerimle mahvetmişken. En yakın arkadaşımı kendimden nefret etme noktasına getirmişken. İnsanların yanımda olmasını nasıl isteyebilirdim ki ? Nasıl yalnızlıktan şikayet edebilirdim ? Buna hakkım varmıydı ? Ah hayır kesinlikle böyle birşeye hakkım yok. Dibe kimseyi çekmeye hakkım yok.
Mutfağa ilerleyip ilaç kutumu buluyorum. Bunlara ihtiyacım var deliksiz uyumaya zihnimi boşaltmaya ihtiyacım var. Sarı renkli haplardan birini elime alıp su dolduruyorum. İlacı içip yatağıma doğru ilerliyorum. Yarına uyanmak bile istemiyorum.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Gözlerimi açıyorum. Yatağımdayım tehlikeli herhangi bir durum yok. Telefonumu elime aldığım da saat henüz sabahın altısı. Tam bir saat erken uyanmışım. Kaslarım tutulmuş kalıba girmiş beton gibi hissediyorum. Beni kendime getirecek şeyin ne olduğunu biliyorum. Komidin çekmecesini açıp beyaz parlamenti elime alıyorum. Sigaramı dudaklarımın arasına yerleştirip ateşliyorum. Sabahın ilk sigarası... Verilmiş en büyük armağan. Sigaranın verdiği hafif baş dönmesiyle gözlerimi kapatıyorum. Duman içimi yakıp geçerek ciğerlerime doluyor. Nikotinin her bir zerresini damarlarımda ki akan kanda hissedebiliyorum. İşte tam da ihtiyacım olan şey bu. Yavaş yavaş gevşemeye başlıyorum. Boynumu önce sola sonra sağa yatırıp kıtlatıyorum. Küçüklüğümden beri her sabah bu ritüeli gerçekleştirmeden yataktan çıkmazdım. Utku beni böyle görse kaşlarını çatıp bana kızardı. Bunu yapmamdan nefret ederdi. Boynumu kıracağımı düşünüyor olmalıydı. Sol tarafım tekrar acımaya başlamıştı. Uzaktan bakdığın da umursamaz bir tip olabilirdim. Ama içim de ki küçük kızın çaresiz haykırışlarını duyan bir tek bendim. Boy aynasında kendime bakmaya devam ettim. Uzun , geniş omuzlu kaslı bir yapıya sahiptim. Grimsi gözler ve koyu kahverengi saçlarla sıradan bir kızdım. Kusurlu bir kız. Mükemmel olmak bana göre değildi. Kusurlu olmak her zaman en iyisiydi. Değişik takıntıları olan hastalıklı biriydim. Yazın bile ellerim üşürdü. Utku durmadan ağzıma kuru üzüm şıkıştırırdı bahanesi de "kansızsın" olurdu. Ellerimi avuçları içerisine alır nefesiyle ısıtırdı. Neden bu sabah böyleydim ? Utku yine nereden aklıma gelmişti ? Kafamı sallayıp kendime geliyorum. Duvarda ki saate baktığım da yedi buçuğa yaklaşıyordu. Bu kadar zaman ne halt etmiştim ben ? Çabucak üstüme koyu kırmızı bir kazak ve siyah bir kot geçiriyorum. Saçlarımı öylesine elimden geçirip at kuyruğu yapıyorum. Telefonu ve çantamı alıp aceleyle evden çıkıyorum. Otobüs çoktan gitmiş olmalıydı. Dayıma birkez daha lanet ediyorum. Arabamı ne zamana kadar benden uzak tutacaktı ? Telefonumu çıkarıp hışımla dayımı arıyorum. Üçüncü çalışın sonunda açıyor.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SİGARA
ChickLitAcıları en büyük noktaları olan iki insan. Kadın çok yaralı.... Çok öfkeli... Çok acımasız... Adam bir o kadar kırgın... Bir o kadar darbe almış... Bir o kadar öfkeli... Bu iki kırık yüreğin hayatları nasıl kesişecek?