Üstümde ki Afşini yana itip hızla yerimden kalkıyorum. Bana korku dolu gözlerle bakan Sedatı görünce hızla ona yöneliyorum. Nasıl bırakırdı savunma yapmayı ? Nasıl ? Bu basketbol. Her saniye her an üstünlüğü ele geçirebilirsiniz. Şansta yanınızdaysa iyi hedef aldığınız atışın sayıya dönüşmesi çok da zor değildir. Sedatın yanına ulaştığım da formasından tutup soyunma odasına doğru sürüklüyorum.
"Unutma Duru Gece cehennme döndüğünde ." Piç herif.
Sonunda soyunma odasına girdiğimiz de kapıyı kilitleyip Sedata dönüyorum.
"Bana oradan yavşak yavşak sırıtmak yerine adamı savunsaydın ya ! O beyni ne diye taşıyorsun silik herif !" koluna attığım yumrukla dolaplara doğru sendelese de umrumda değil.
"Atamaz diye düşündüm Duru. Atacağını bilsem engel olurdum."
"Dua et. Dua et ki arabamı istemedi yoksa Sedat buradan çıkamazdın."
Kapıyı açtığımda Akınla karşılaşıyorum. Kafasını içeri uzatıp Sedatı kontrol ediyor. Hasar almadığını görünce sorgulayan bakışlarını mızrak gibi bana yöneltiyor. Açıklamamı yapacaktım birde. Bana yönelttiği bakışları yok sayıp okul binasına gidiyorum sınıftan çantamı alıp çıktığım da bahçede Afşin ve takımının yaptığı kutlamayı görmek beni nirvanaya ulaştırıyor. Biraz daha burada kalırsam kendime hakim olabileceğimi sanmıyorum. Belimden düşen şortu birkez daha çekip arabama yöneliyorum. Gidip dayak yemeliyim yoksa o herifi gidip ben pataklayacağım.
Salona geldiğimde hızla Hamit abiyi arıyorum. Nam-ı değer Kelepçe Hamit. Tekmeleriyle bacak kırdığı için kavuştuğu bir ünü var. Şakası yoktur eğer sinirlenirse değil bacak, boyun bile kırar. Salonuna girmek için lisanslı sporcu olmanız gerekir. Boşu boşuna kimseyi çalıştırmaz. Çalıştırdığı öğrencilerinin çoğu Dünya ya da Avrupa şampiyonu sporculardır. Ben istisnaydım. Aylar boyu beni kabul etmesi için salonu bile temizlemiştim. Yapmadığım halt kalmamıştı. Beni kabul edip ilk ringe çıkardığı zaman ; "Seni öylebir eğiteceğim ki benden başka kimse sana dokunamayacak" demişti. Ki bunu gerçekten yapmıştı. Sonunda gözlerimle Hamit Abiyi bulunca beni fark etmesini bekliyorum. İçine doğmuş gibi başını kaldırdığında beni görmesiyle gözlerin de ilk şefkat belirtileri olsa da o parıltılar yerini ateş saçan gözlere bırakıyor. Heybetli cüssesiyle bana doğru adım atarken boynumdan aşağı bir ter damlası iniyor. Önümde durduğun da iki şey için dua ediyorum : beni dinlemesi ve burnumu kırmaması. "Nasılsın Hamit abi ? " dememe kalmadan beni sürüklemeye başlıyor. Hayır romantik bir şekil de bileğimden değil ensemden sürüklüyor. Ensemden. Odasına geldiğimizde oturmama fırsat bırakmadan üstüme kükrercesine konuşmaya başlıyor. Allah Hamit Abinin düşmanlarını korusun.
"Bak bak hanımefendiye bak. Elini kolunu sallaya sallaya gelmiş önüme dikiliyor. Dönmüş ama gelip yanımıza bir kere bile uğramamış. Ulan demiyor ki bu adam bizim abimiz bir haber verelim. Şimdi seni alsam o ringte pestilini çıkartsam kim alacak seni elimden?"
"Abi bi anlatsaydım. Bakma bana öyle ceylan avlayacak aslan gibi. " dediğimde bana attığı o yan bakışla bu adamdan niye bu kadar korktuklarını yeniden anlıyorum.
"Anlat anlat yoksa parçalara ayıracağım seni."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SİGARA
ChickLitAcıları en büyük noktaları olan iki insan. Kadın çok yaralı.... Çok öfkeli... Çok acımasız... Adam bir o kadar kırgın... Bir o kadar darbe almış... Bir o kadar öfkeli... Bu iki kırık yüreğin hayatları nasıl kesişecek?