-5-

469 32 11
                                    

Hepinize yeniden Merhaba :) Aslında bu hikayeden umudumu kesmiştim ama yapılan bir yorum beni tekrar canlandırdı diyebilirim. Eğer bu hikayeyi okuyan hala birileri varsa, okumaya devam edin. Bana birazcık daha yardımcı olursanız herşey daha güzel olacak...

Herşey daha güzel olabilirdi ama olmadı. Bana verilen hayat buydu. Evet kabul etmeliyim bende çok hata yaptım ama dönüpte arkama baktığımda bunlara üzülmek gibi bir şansım yoktu.

Yatağın içinde debelenmeyi bırakıp,yorganı üstümden atarak kalkmaya çalıştım ama malesef başarısız olmuştum. Dün gece içmemiştim buna emindim ama başımda ki ağrı o kadar feciydi ki üç şişe viski içsem bile bu kadar kıvranamazdım. Başımda ki ağrıya söverek dolaba

yöneldim yeşil bir kazak evet renkli giyiniyorum yoksa sadece siyah giydiğimi mi düşünüyorsanuz ? Ve jean bir pantolonu çekip,hızlıca giyinmeye başladım. Evden çıktığımda resmen soğuk içimi titretti. Dayıma birkez daha arabamı vermediği için söverek otobüs durağına koşmaya başladım son anda otobüse yetişip kendimi koltuğa attım. İçinde bulunduğum duruma saatlerce kahkahalarla gülmem gerekirdi aslında , 20 yaşındaydım ve liseye gidiyordum. Ahh bu gerçekten çok saçmaydı. Herşey o piç dayımın kafasının altından çıkmıştı. Otobüsten inip okula doğru yurumeye başladım yıllardır gördüğüm mavi büyük kapı. Kötü anılarımın ev sahibiydi bu okul.

Cam kenarında ki yerimde dersleri dinliyor goruntusunden çok uzaktım. İsmimi duymamla kafamı camdan çekip matematik öğretmeni Murat Bey'e baktım.

"Durucum,soruyu cevaplamak istermisin?" dedi bilmiş bir şekilde.

"X=39 hipotenüs ise -2."dedim gözlerine bakarak. Büyük ihtimal soruyu bilemeyeceğimi düşünmüş ve beni cezalandırmak için hazırlanmıştı. Beni gerçekten hafife alıyordu.

Zil sesi araya girmiş Murat Bey'i utancıyla başbaşa kalmıştı. Bilmiş bir şekilde gülümseyip önüme döndüm insanlar gerçekten fazla komikti.

Öğle arasına kadar herşey normaldi. Kantinde ki masada tek başıma otururken telefonuma gelen bildirimleri yanıtlamakla meşguldüm. Dayım saçma sapan bir yemek için beni ikna etmeye çalışıyordu.Şirket yemeklerine katılmayı hiçbir zaman sevmemiştim ve katılmayı herzaman reddederdim. Dayım bu sefer herzamankinden daha ısrarcıydı. Ona okul çıkışı şirkete  gelip bu konu hakkında konuşacağımızı belirten bir mesaj atıp telefonu elimden bıraktım. Kantin herzaman ki gibi tıklım tıkış dolmuştu. Karşımda ki sandalyenin çekilmesiyle başımi merakla kaldırınca Afşin'le karşılaştım. Kıvırcık saçları kirpiklerine kadar dökülmüş , gözleri ve dudakları ise alaycı ama tehlikeli bir şekilde çizgi halini almış , ateş gibi yanan gözlerle bana bakıyordu. O arsızca beni süzerken , ben de gözlerimi ayırmadan onu süzüyordum.

"Dünkü şovun beni etkiledi Duru." ismimin üstüne basa basa söylemiş beni alaycı gozleriyle izlemeye başlamıştı. Gözlerimi alayla kasıp gülümsedim.

"Ben hiçbirşeyi şov olsun diye yapmam Afşin. Ayrıca,benim için şov yapmaya o kadar uğraşmaya değer bir kişilik değilsin."dediğimde çenesi seğirmeye başlamıştı. Işte ! Bana bunu ver oğlum.

"Bana bak kızım , Benimle başa çıkacağını mı düşünüyorsun? Eğer böyle bir kanıya vardiysan aptalin tekisin demektir."

"Eğer sen benimle başa çıkacağını düşünmüşsen hayal dunyandan cik derim çocuk." cumleni bitirip sandalyeyi gürültülü bir şekilde çekip ayağa kalktım. Tüm kantin dönmüş bizi izliyordu. Onları takmayarak Afşin'a döndüm.

"Benden izinsiz bir daha bu masaya oturma,hatta izin alma gereği bile duyma seni yakınlarımda görmek istemiyorum"diyerek sınıfa yöneldiğimde arkamda sinirli bir Afşin ve şaşkın bir kantin bırakmıştım.

~~~~~~~~~~~

Afşin'den ;

Sinirden çıldırmak üzereydim. Resmen beni sinir etmişti. Çevremde görmek istemiyorum demişti birde. Hah ! Yumruğumu masaya geçirip,çaprazda ki masada oturan Akın'a kafamla işaret vermiş beni takip etmesini belirtmiştim. Okulun arkasında kalan spor salonuna girip tribünlerde ki koltuklardan birine.attım kendimi. Çok beklememe gerek kalmadan Akın karşımda ki yerini almıştı. İyi çocuktu Akın bu okula ilk geldiğimde nadir muhatap olduğum insanlardan biriydi. Bana her konuda çok yardımı dokunmuştu. FBI gibi birşeydi bu piç.

"Eee Afşin konuşacak mısın Birader? Yoksa buraya beni bakışmak için mi çağırdın" deyip gevşekçe sırıtmaya başlamıştı bile.

"Şu kız hakkında bilgi istiyorum eminin birşeyler biliyorsundur. Genellikle yanında dolaşıyorsun. Anlat bakalım kım bu Duru?"dediğimde yüzünde rahatsız olduğunu belirten bir ifade vardı ama sonra anlatmaya başladı.

"Duru Kızıltan. 20 yaşında,Özer ve Kızıltan holdinglerinde hissesi var. Türkiye'nin en zengin 10 gencinden biri. Babası trajik bir şekilde öldü. Tek başına yaşıyor. Görebileceğin en değişik ve belkide en tehlikeli kızı. Liseye ara verdi ve dayısının ısrarları üzerine tekrar başladı. Karışmadığı pislik ve olay yok sanırım. Istanbul Emniyet Müdürlüğünde sayısız dosyası olduğuna eminin. Dövme ve piercinglerine laf edilmesini sevmez. Büyük bir spor ve araba tutkunudur ha birde iyi dövüşür."

"Liseye neden ara vermiş?"

"Bunu söyleyemem öğrenmek istersen Duru'ya sor dostum. Aranızda başlayacak olan savaşta bir taraf seçmek istemiyorum beni bu işe buluşturmayın."dediğinde spor salonunun çıkışına yönelmeye başlamıştı bile. Duru denen kıza değer verdiği belliydi.

"Sikik herifin tekisin"diye bağırdım arkasından salondan çıkmadan "eyvallah" diye gülerek  cevap verdi.

Bu kızla aramızda ki soğuk savaş başlamış ve kolay kolay biteceğe benzemiyordu.Dişli bir rakipti. Dişli ve seksi. Şimdilik bu işi bir kenara itmeliydi okuldan sonra gitmesi gereken sıkıcı bir toplantısı vardı. Spor salonundan çıkıp sınıf yerine Bugatti markalı spor arabasına yöneldi. O berbat toplantidan önce biraz uyursa kendinı daha iyi hissedecekti. Arabaya binerken aklında Duru vardı. Bu kızla işi cidden zor olacağa benziyordu...

~~~~~~~~~~~

Belki yorum yaparsınız ? Ha ? :))

SİGARAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin