6. Mahzen

224 13 2
                                    

  

6. Bölüm: "MAHZEN"

 Bölüm: "MAHZEN"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Hata Benim Göbek Adım, Lalalar

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Hata Benim Göbek Adım, Lalalar


•••

Hava, göz gözü görmeyecek kadar karanlık; üzerimdeki kot cekete sıkıca sarılmama sebep olacak kadar da soğuktu. Anlaşmışız gibi o önde, bense bir adım gerisinde durmak şartıyla gündüz atıştıran yağmurun izlerini taşıyan ıslak kaldırımlarla döşeli adını dahi bilmediğim Ankara sokaklarında yürüyorduk.

"Öyle değil mi?"

Alışmayı şiddetle reddettiğim halde zamanla kanıksamaya başladığım gibi nereye gittiğimize dair bir şey söylemiyor, sorduğum tüm soruları görmezden gelmeye devam ediyordu.

"Mahzen denilen o yere gidiyoruz, öyle değil mi?" Derin, sinir bozucu bir sessizlik daha. Tam o an uzaklardan bir köpek havladı, onun adına yanıt verir gibi. Bu düşünce beni istemsizce gülümsetirken "Hani arkadaşının söylediği? Hani Eda olan arkadaşın?" diye yinelesem de kendimi, inatla susmaya devam etti. Ben ise konuşmaya. "Ben de mi geleceğim yani? Seninle birli-"

"Sen," dedi nihayet pes etmiş gibi bezgince nefeslenerek. "Ne çok soru soruyorsun öyle."

"Ve sen hiçbirini yanıtlamıyorsun." dedim göz devirip. Elleri, üzerindeki siyah kabanının ceplerindeydi. Kabanının yakaları ise rüzgarın etkisi yüzünden mi yoksa kasten mi bilmem, ensesini bütünüyle kapayacak kadar havaya dikiliydi. Üşüyor muydu? Öyle olmalıydı çünkü ben de üşüyordum, kan değerleri en az kafası kadar bozuk olan herkes gibi. Senelerdir peşimi bırakmayan aneminin armağanıydı bana, bir türlü ısınamayan el ve ayaklar.

EGLAFHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin