espiral de mentiras | Lalisa 𓂀 [Düzenleniyor]

11| tener miedo de los pasos

"Küçük kelebek karanlıkta bir başına ışıldarken, avcının ağacın arkasında gizlendiğinden haberi yoktu."

~⏳~

Merdivenlerin bitişinde bir tür fısıltılar duydum. İleride birkaç kapıdan başka bir şey göremediğim için daha öncesinde rahiplerin geçtiği tarafa baktım. Koridorun çıplaklığından başka bir şey bulamadım.

"Dur bir dakika, Lisa! Buraya gel!"

Jisoo'nun sesini anımsadığımda hızla yönüme geri dönüp sağdaki ilk aralık kapıdan başını uzatan Jisooyu gördüm. Eliyle gelmem için işaretler yaparken ne olduğunu anlamayarak etrafıma bakındım. İlerideki iki muhafızın holde beklediğini farkettim. Rahiplerin gelişinden sonra yerlerine geçmiş olmalıydılar. Sessizce Jisoo'nun yanına gidip açtığı kapıdan geçtim.

Odada birkaç koltuk vardı ve duvarda her zamanki saray odalarını temsilen tablolar vardı. Ankh sembolü ile Horus'un gözünün başrol olduğu tablolardan gözümü çektim ve kapının kenarında bekleyen Roséyi gördüm.

"Ne oluyor burada? Siz neden gitmediniz?" Diye sordum kollarımı göğsümde bağlayarak. Onlar beni bıraktıklarında doğruca odalarına gideceklerinden emindim. Şuan onları bu alakasız odada görmeyi beklemiyordum.

Kapıyı yavaşça kapatan Jisoo elini alnına 'şak' diye yapıştırınca ağzım o şeklini aldı. Delilerin etrafımda toplandığına tamamen eminim artık. Özellikle de Jisoo'nun acil bir hastaneye tıkılmasını diliyorum! Firavundan sonraki ricamın bu olmasını defterime yazınca, "Ne yapıyorsun Jisoo? Ah, boşver. Sorumu cevaplayın ilk önce!"diye çıkıştım.

"Lisa, biz bir şeyler duyduk daha demin."

"Ne? Başından güzelce anlatın şunun."

Jisoo konuşması için Rosé kaş göz işareti yapınca Rosé ona göz devirip bana döndü.

"Hanımım, sizin için kapıyı çaldıktan sonra hızlıca oradan ayrıldık. Ama şu Jisoo! Neyse işte, sallana sallana gidiyordu koridorda, bende yanında gidiyordum. Birden Rahiplerin geldiğini bildiren Muhafızları duyduk. Henüz yeni kapıdan geçmiş olmalılardı." nefes almak için birkaç saniye bekledi. Asıl olaya geliyormuş gibi bir hissiyat sardı beni.

"Eee?" diye atıldım hemen.

"Biz de Hole çıkamadık böylece, bu koridorda yakalanırsak da bizi rahat bırakmazlardı. Biliyorsunuz burası sarayın en önemli bölgesi ve iki çalışan bir emir olmadıkça burada bulunamaz. Onlarda sorgulayacaktı elbette, biz de görünmemek için bu odaya saklandık. Tahmin ettiğimiz gibi bu koridora girmişlerdi."

"Sonra," diye konuyu üzerine alan Jisooya döndüm. " Biz kapıyı da diyorduk bir yandan. Konuşulanları duyduk!" Oflayarak yanıma gelen Jisooya odaklanmıştır tamamen. Ne duyduğunu merak etsemde söyleyeceklerinden korkmaya başlamıştım. Eğer ki Jisoo bile bu durumda tedirgin davranıyorsa, o konu küçümsenmemeliydi.

"Onlar bir şey... Bir şeyler planlıyor Lisa! Firavun'un yanına gidiyorlardı. Kesin yine bir şeyler olacak. Geçenki ziyaretlerinde de bir şeyler olmuştu. Rosé! Hatırlıyor musun? İki kişi tasmayla götürülüyordu." Duyduğum bu şey ile şaşkınlığımı gizleyemeyerek sordum. "Böyle bir şey oluyor ve benim yeni mi haberim oluyor?!"

Rosé omzuma dokundu. "Hanımım olayın aslını kimse bilmiyor ve sizi de endişelendirmek istemedik."

"Lisa, ne duyduğumuzu öğrenmek istiyor musun?" Onlara kırgınlığımı kenara atıp başımı salladım.

"O iki adam önceden muhafızmış sanırım. Rahipler geçen gün tapınaktayken sokakta çıkan kargaşalar yüzünden Firavun o an kargaşanın sahibini sorgulamak için onları göndermiş, huzuruna getirmeleri için. Sonrasında tüm Rahipler buna karşı çıkmış ve neydi adı onun?"