Naz, bir yıl daha Paris'te kalacak ve mankenlik yapacaktı. Anlaştığı firma çok yüksek rakamlar teklif etmişti. Üstelik o süre içinde bir de kozmetik firmasının yüz ve el ürünleri için mankenlik yapacaktı. Poyraz, gurur duyduğunu hissetti. Naz'ın kalitesi ortadaydı zaten. Tek sorun bir yıllık süre sonunda yurda döndüğünde yeniden başlayacak dedikoduların önünü nasıl keseceğiydi. Bu süre içinde fırsat buldukça yurda geleceğini, hatta fırsat buldukça kendisini defilelerde yakalaması için tüm programını göndereceğini söylüyordu.
Poyraz, Naz'ın uzakta olmasının aslında işlerini kolaylaştıracağını umuyordu. Araştırmalarını o kadar gizli yapıyordu ki, belki de birkaç ayda bitecek iş ikinci yıla dönmüştü. Bunda elbette işleri yüzünden kaybettiği vakit de söz konusuydu. Sonuçlarından hiç memnun olmasa da araştırmayı yapmak zorunda olduğunu biliyordu. Amcası ile ilgili gerçekleri bulmalıydı. Hatta dedesi ile ilgili gerçekleri de bulmalıydı.
Savaş Kurt, intihar edecek biri değildi. Eğer gerçekten öyle ise tüm ailenin erkeklerinde bu psikolojik rahatsızlık bir gün ortaya çıkacak demekti. Kendi geleceği için de bu çok önemliydi. Yaşı otuz bir olmuş ve artık evlenmeyi düşünmeye başlamıştı. Ama asıl istediği baba olmaktı. Oysa iki yıl önce duydukları ile bundan vazgeçmek zorunda kalmıştı. İntihar edeceğini bile bile çocuk sahibi olmak? Kendi canından birine bunu yapmak istemediğine karar verdiğinde hayatına girecek kadının çocuksuz bir evliliğe 'evet' demesi gerektiğine de karar vermişti. İki kuzeni de evlenmişti. Üstelik kendisinden biri beş diğeri yedi yaş küçüktü. İkisinin de eşi, holdingde çalışan iki kardeşti. Evlenip damat statüsüne geçmelerinden sonra Baki Bey hisselerinin ufak bir kısmını vermiş ve yönetim kuruluna alınmalarını sağlamıştı.
Tüm bu gelişmeleri Poyraz doğru bulmasa da aile içinde sorun yaşanmaması için kabul etmişti. Elbette onların oyu karar vermeye yetecek kadar değildi. Poyraz, erkeklerin gerçekten kuzenlerine âşık olduklarına hiçbir zaman inanmamıştı. Ama kızların gözleri başka şey görmeyince susmak ve evliliklerine olumlu bakmak zorunda kalmıştı.
Nurhan, amcasının büyük kızıydı. Özcan Taşkent ile üç yıl önce evlenmişti. Özcan, şirketin yan kuruluşlarından birinde finans müdürüydü. Kardeşi Özkan da bir başka yan kuruluşta genel müdür yardımcısıydı. İşlerinde çok başarılı olan bu gençler, patronların kızları ile evlenerek yerlerini daha da sağlamlaştırmıştı. Poyraz, evliliklerin para için yapılıyor olabileceği korkusunu taşısa da erkeklerin aileleri de varlıklı olunca fikrinden caymış, kuzenlerinin mutlu olmasını istemekten başka bir şey yapmamıştı. Nurhayat ile Özkan'ın geçen sene yapılan düğünlerinden sonra, Poyraz bir daha aile içindeki aşklara ve evliliklere karışmama kararı almıştı. Çünkü küçük kuzen çok mutluydu. Hatta ablasından önce hamile bile kalmıştı. Hafta sonu tüm aileye üç aylık hamile olduğunu söylemişti. Amcasının durgunluğunu bu haber bile geçirememişti.
İntihar olaylarını tek kafaya takanın kendisi olduğundan emindi. Ama o böyleydi. Her şeyin kendi istediği gibi olmasını isterdi. Olmazsa da gerekeni yapar oldururdu. Yeter ki kafaya takmasın. Şimdi de şirketin içinde olduğu maddi sıkıntıyı bertaraf etmeli ve işleri yoluna koymalıydı. Maddi sıkıntı kısmı daha kolaydı. Ekonomik kriz beklentisinde olan ülkede, doğru yatırımlar para kazandırırdı.
Neler yapacağını düşünerek, havaalanına doğru yola devam etti. Elde olan gayrimenkulleri satışa çıkartmak istiyordu. En geç ekim ayında birçoğunun satılmış olması gerekirdi. En ölü mevsim olan aralık-ocak arasında yeniden gayrimenkul alarak, aradaki farkı kâr olarak yazacaktı. Hiç sevmese de döviz ile oynaması da gerekecekti. Bunu Alize'ye de söylemişti. Alize! Ne kadar güzel gözleri ve ne kadar hoş bir gülümsemesi vardı. O gökdelenin yirmi beşinci katından bakan ve arabaları küçük gördüğü için kahkahalar atan bir çocuktu. Ama tüm hatları, bir erkeğin aklını başından alacak kadar gelişmiş bir çocuk. Üstelik evli bir çocuk! Ya da evli olmayan bir çocuk! Bunu araştırmak istiyordu ama gururu buna engel oluyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Alize & Poyraz
RomanceÇocukluk aşkı, yaz aşkı, imkansız aşk... Alize, Poyraz'a aşık mı, hayran mı? Yoluna çıkabilecek mi? Kendisini gösterebilecek, ilgi çekebilecek mi? Yoksa çocuksu aşk, anılarında mı kalacak? Alize, aşk ile harmanlanmış bir maceraya hazır mı? Katil...