Yemekten önce yatak odasında birbirlerinin tadına baktılar. Yataktan kalkmak zor gelse de neredeyse tüm gün annesine uğramadığı için duş yapıp karınlarını duyurup yan eve geçtiler. Ev yine ziyaretçilerle doluydu. Alize'yi görenler Poyraz'ın nişanlısı olarak kabullenip ona göre hitap ediyorlardı. Hatta düğünün ertelenmesi yüzünden üzüntülerini belirtenler de oluyordu.
Neslişah Hanım, ziyaretçilerinin karşısında soğukkanlı oturuyordu. Güçlü bir kadındı. Bunu da belli ediyordu. Annesinin yanına gidip oturdular. Poyraz elini eline alıp güç vermek ister gibi tuttu. Annesinin gözlerinde hayat kıpırtılarını görünce rahatladı. Alize diğer yanında oturuyor anne ile oğlunu izliyordu. Neslişah Hanım Alize'nin bakışlarındaki sevgiyi gördü. Diğer kolunu gelininin omzuna attı.
"İyi ki varsınız. İyi ki birbirinizi buldunuz. Ona destek olacak birinin olduğunu bilmek beni rahatlatıyor."
Alize söyleyecek söz bulamadı. Poyraz da annesinin sözlerinden sonra sadece susmuş iki sevdiği kadına bakıyordu. İkisinin de bundan sonra üzülmemesi için elinden geleni yapacağına dair kendisine söz verdi...
Pazartesi sabahı ikisi de yataktan çıkmak istemiyordu ama iş ikisini de bekliyordu. Geç uyansalar da kahvaltıyı es geçip yeniden sevişmeyi tercih etmişti ikisi de. Belli bir mesai saati sorunu olmayan kişilerin rahatlığı ile hareket ediyorlardı. Alize bundan sonra çoğunlukla evden işlerini takip edecek gibiydi. Danışmanlık hizmeti vermeyi kabul ettiği firmalardan biri ile bu hafta görüşecekti. Çalışma programını netleştirdikten sonra dergideki saatlerini de kısaltacak evine ve kocasına vakit ayıracaktı.
O gün kendi evlerinin tüm işlerine bakacak iki kadın iş başı yapacaktı. O nedenle Alize geç çıkacaktı. Saat on olduğunda Poyraz gitmiş, görevliler gelmişti. Alize mutfaktan sorumlu olacak tombul kadını görür görmez sevdi. Ayşe idi adı! Neslişah Hanımın aşçısı Fatma'nın kardeşiydi zaten. Orada yediği lezzetli yemeklerden sonra evinde de güzel yemekler pişecekti. İçi rahattı. Temizlik işlerine bakacak olan Sultan daha gençti. Ama gücü kuvveti yerinde gözüküyordu. İkisi de saat beşte çıkacaktı. Akşam yeni evli çift baş başa olmayı tercih ediyordu. Zaten masa kurmak kaldırmak ne kadar yorucu işti ki? Üstelik ikisi birden yaptı mı sadece birkaç dakikalarını alırdı. Hem de keyifli yapılırdı.
Alize görüşmeleri yapıp evden çıktığında saat on buçuk olmuştu. Öğlene doğru büroya yaklaşırken telefonu çaldı. Poyraz'ın adını görünce sevinçle açtı.
"Söyle aşkım."
"Seni seviyorum."
"Ben de seni."
"Yemeğe çıkalım."
"Daha dergiye bile gitmedim."
"İyi o zaman hemen bana doğru geliyorsun. Söyleyeceğim lokantada masamız hazır bekliyor olacak."
Yarım saat sonra buluşmuştu iki âşık. Yanak ile dudak arasına konan öpücük ile tüm vücudu elektriklenmişti. "Beni deli ediyorsun." Alize'nin sesi tutkudan boğulmuştu...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Alize & Poyraz
RomanceÇocukluk aşkı, yaz aşkı, imkansız aşk... Alize, Poyraz'a aşık mı, hayran mı? Yoluna çıkabilecek mi? Kendisini gösterebilecek, ilgi çekebilecek mi? Yoksa çocuksu aşk, anılarında mı kalacak? Alize, aşk ile harmanlanmış bir maceraya hazır mı? Katil...