Ercan yanındaki sakinleştirici ilaçtan içmesini istese de başaramamıştı. En sonunda orada, kilimin üstünde başı mutfak dolabının kapağına dayalı şekilde sızdı. Etrafındakilerin üzgün yüzleri de ne yapacağını bilemez halleri de çok uzaklardaydı artık. Ercan, yavaşça kucaklayıp sarsmadan üst kata çıkarttı. Yatağa yavaşça bıraktı. Tüm kadınlar da peşinden üst kata çıkmıştı. Hepsi odada sessizce duruyordu.
Ercan, "Bırakın uyusun. Çok sarsıldı. Ve bazı şeyler kesinleşene kadar da sık sık böyle krizler geçirecek. Zamanla hafifleyecektir." dediğinde Ilgın ile Neslişah Hanım kendilerini odadan dışarıya zor attılar. İkisi de yandaki odada kendi acıları için ağlıyordu. Poyraz birinin oğlu, diğerinin ağabeyi idi. Ateş düştüğü yeri yakıyor lafı çok doğruydu. Alize kocasının akıbetini bilmez haldeydi. Diğerlerinin kayıpları da aynı derecede ağırdı. Bu üç kadının desteğe ihtiyacı vardı. Bu da şu an evde olan diğer beş kadına düşen görevdi. İkiye bölündüler ve hepsi kendi yakınından olanlara destek vermeye çalıştılar...
Nur Hanım, odadan çıkıp cep telefonu ile yıllardır gittiği psikologunu arayıp ne yapabileceğini sordu. Kocası ile olan sorunlarında destek aldığı doktoru, mümkün olan en kısa sürede üç kadını da görmek istediğini söylemişti. Ercan, Erdem Güneysu adını duyunca kulak kabartmıştı. İsim çok tanıdıktı elbette. Çünkü Erdem Bey sosyetik müşterileri sayesinde adından çok söz edilen bir doktor olmuştu.
"Çok meşhur bir doktordur Erdem Bey. Bir sömestr ben de ders almıştım."
"Gerçekten çok iyi! En kısa sürede onunla görüştüreceğim hepsini. Her şey üst üste geldi. Çıldıracaklarından korkmaya başladım. Derdin biri bitmeden diğeri başlıyor. Kız ayrı perişan Nesli ayrı perişan. Ilgın desen ayrı dert! Hem babasına hem ağabeyine çok düşkündü. Bir de biliyorsundur ailede intihar meyli var. Gerçi kız çocuklarında görülmüyormuş ama belli de olmaz. Az korkutmadı bizi. Gıda zehirlenmesini intihar sanmıştık."
"Biliyorum Alize bahsetmişti. Ailede şizofren yok. Benzer özellik gösteren hastalığı olan da yok. İntihar meyli ilginç aslında! Ama tabii uzmanlığım değil. Beynin nasıl çalıştığını biliyorum ama neler düşündüğünü bilmem mümkün değil."
"Evet, Erdem Bey de öyle diyor. Her beyin ayrı bir bilmeceymiş. Neyi neden yaptığının kesin kuralları yokmuş."
"Doğru. Şimdi tek istediğim Alize ve diğerleri bu süreçte çok kötü olaylar yaşamasın ve kötü şeyler yapmaya kalkmasın."
"Yaşananların nedeniyle ilgili bir şey biliyor mu acaba Alize?"
"Bilseydi Aslı'ya mutlaka anlatırdı. O da bana tabii."
"Çok yakınlar değil mi?"
"Kardeşten öte."
"İkisi de perişan. Böyle yakınlık da çok güzel! İnsan böyle desteği kötü günde arıyor."
Ercan, bir süre sonra boş muhabbete dönen konuşmayı bitirmek için "Aslı burada kalacak ama benim eve gitmem ve yarın için biraz dinlenmem lazım. Otuz altı saattir nöbetteydim. Burada uyumam yakışık almaz. Eşimle vedalaşayım. Sonra görüşürüz. Lütfen hepsine dikkat edin. Şu an en sağlam sizin durmanız lazım. Aileyi toparlayacak tek kadın sizsiniz sanırım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Alize & Poyraz
RomansaÇocukluk aşkı, yaz aşkı, imkansız aşk... Alize, Poyraz'a aşık mı, hayran mı? Yoluna çıkabilecek mi? Kendisini gösterebilecek, ilgi çekebilecek mi? Yoksa çocuksu aşk, anılarında mı kalacak? Alize, aşk ile harmanlanmış bir maceraya hazır mı? Katil...