Alize bir an duyduğunu doğru anlayıp anlamadığını sorguladı, beyninde. Bakışları ile o sözlerin doğruluğunu aradı gözlerinde.
"Ayrıldılar mı? Sen nereden biliyorsun?" sesi titriyordu.
"Çünkü işlerini takip edecek kadar çok beğendiğim nadir mankenlerdendir. Ama Poyraz'ın resimlerine hiç dikkat etmemişim demek ki. Son yıllarda ikisini bol bol gördüm magazin dergilerinde. Ama kadına bakmaktan yanındaki gereksiz varlığa dikkat etmemişim." Sesindeki gülümseme aslında o erkeğe de dikkat ettiğini ama o an tanıyamadığı için yalan söylediğini belli ediyordu.
"Vay magazin dergisi okuyorsun öyle mi?" Sevincini belli etmemek için işi şakaya vurmaya çalışıyordu ama ses hala heyecanlı çıkıyordu.
"Meslek icabı desem! Unutma ben dergide çalışıyorum. Bizim diğer yayınları da yakinen takip ediyorum. Ayrıca güzelim, biraz daha param, biraz daha büyüleyici özelliklerim olsa o kadının peşinden ayrılmazdım."
"Sen ciddisin değil mi?"
"Evet, ama rakibim çok dişliydi. Şimdi ise Naz'ı yâd eller aldı."
"Ne demek o?" Bu arada yavaş adımlarla masaya gelmiş, yerlerine oturuyorlardı.
"Şu demek, Paris'te bir yıl kalacak. Zaten ayrılma nedenleri de o. Duyduğuma göre Poyraz gitmesini istememiş ama Naz inat etmiş. Böylece iniş çıkışlı aşk inmiş çıkamamış. Sen hiç magazin okumaz mısın? Tüm dergiler yazdı."
Alize, duyduklarına olan memnuniyetini gülümseyerek belli etti. Birilerinin mutsuzluğu neden kendisini mutlu etmişti. Çünkü o gri gözlü kendisinin ilk ve tek aşkıydı. Uzaktan da olsa hep sevmişti. Bir araya geldikleri birkaç sefer bu duygularını çok derinlere gömmüştü. Çünkü onun hayatında biri vardı ve kendisine en ufak bir ilgi göstermemişti.
Şimdi ise hayatında artık kimsenin olmadığını öğrenmişti. İşte o andan beri içinde bir yerlerde gizlenmiş aşk yine su yüzüne çıkıyordu. İyi de hayatında başkası olmadığını duymamıştı ki. Naz'ın olmadığını duymuştu. Faruk'a yanıt vermediğini fark edince kısık sesle,
"Okumam ne yazık ki. Gerçi ayrılmış olmalarının ne önemi var? Yeni biri girmiştir hayatına!"
"Kimse ile adı çıkmadı. Ya da ben okumadım. Zaten ilgi alanıma asla girmez. Tek ilgilendiğim Naz Çağlar'ın Paris'te bir yıl çalışması sonucunda temelli ülkeye döneceği kısmı. Bu sürede ben de hem para biriktireceğim hem de karizma edineceğim. Döndüğünde Naz'ı tavlamam kolay olur."
Faruk'tan duyduklarından sonra başını kaldırdı ve güvertede Poyraz'ı aradı. Çok uğraşması gerekmiyordu. Çünkü o gri gözler, gecenin tüm siyahını yansıtarak kendisine bakıyordu. Üstelik oldukça da sinirli gözüküyordu. Faruk 'kıskanıyor' dediğinde üstünde durmamıştı ama haklı mıydı? Neden kızgındı? Faruk ile konuşmasını gördüğü için olabilir miydi? İnşallah diyordu içinden. İnşallah yanılmıyorumdur o da benim onu beğendiğim kadar beni beğenir.
Bir an sonra yine düşünceleri karamsarlaştı. Yeni bitmiş bir ilişkisi vardı Poyraz'ın. O ilişkiyi unutmak için kullanılacak kadın olmak istemiyordu. Bunu bilmesine imkân da yoktu. O yüzden en iyisi uzak durmaktı. İlgisi gerçek ise nasılsa bunu anlar ve o zaman gereken yakınlığı o da gösterirdi. Evet, en doğrusu buydu. Bir hafta önce bir başka kadınla aşk yaşayan bir erkekle birlikte olamazdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Alize & Poyraz
RomanceÇocukluk aşkı, yaz aşkı, imkansız aşk... Alize, Poyraz'a aşık mı, hayran mı? Yoluna çıkabilecek mi? Kendisini gösterebilecek, ilgi çekebilecek mi? Yoksa çocuksu aşk, anılarında mı kalacak? Alize, aşk ile harmanlanmış bir maceraya hazır mı? Katil...