Yeniden merhabalarr
Burayı unutmadım merak etmeyin (:
Şu sıra okunmalarımız arttığından biraz da kitlenin genişlemesini bekledim denebilir
Ayrıca bu sırada boş durmadım!
Yakında güzel haberlerim olacakUmarım sizler için de her şey yolundadır
Yorumlarınızı okurken gerçekten çok gülüyorumm, harikasınız 💜Keyifli okumalar diliyorum
***
Exbest:Ne yapıyorsun bebeğim
Her şey yolunda mı?
Mylove:
Yiyecek bir şeyler hazırlıyorumm film izleyeceğim
Her şey yolunda
Sen ne yapıyorsun?Exbest:
Hala çocuklarlayım bitmek bilmedi bir türlü
Belki söylediğimden de geç gelebilirim o yüzden sen beni bekleme,yat
Mylove:
Ha öyle mi
Tamam sorun yok sen işine bak
Zaten dünden uykusuzum, erken yatarım
Sabah görüşürüz artıkExbest:
Tamamdır
Yine de bir sorun olursa ara hemen
Eve çok da uzak sayılmamMylove:
Tamamm
Kendine dikkat etExbest:
Sen de aşkım
(Görüldü.)***
Jeongguk'un eve geç geleceğini öğrendiğim anda biraz olsun rahatlamış ve üstümdeki stresi az da olsa atmıştım. Ona yalan söylemek hiç içime sinmese de aklıma başka bir alternatif gelmiyordu. Taehyung ile buluşacağımı öğrenmesi demek devamında bizi o geceye götürecekti ve biliyordum ki Jeongguk öğrendiğinde çok kırılacaktı. Bunu bana yansıtmamak için elinden geleni yapacak ama başarılı olamayacaktı. Bu yüzden ona söylemek istemiyordum, yaptığım hatayı kendim telafi edecek ve onu buna dahil etmeyecektim.Taehyung ile buluşmak üzere sözleştiğimiz barın önüne geldiğimde arabayı –Jeongguk'un arabası- valeye teslim etmiş ve içeri girmiştim. Buraya en son gelişim Taehyung'laydı. O zamanlar ona karşı olan hislerim hakkında istemeden düşündüğümde dudaklarımdan ufak bir tebessüm geçip gitmişti. Kısa süren ama yaşadığım için de pişman olmadığım duygulardı.
Zaman kaybetmek istemediğimden hızlı adımlarla barın içinde ilerliyor ve gözlerimle de Taehyung'u arıyordum. Hala gergin ancak bu işin sonuna yaklaştığım için de bir o kadar rahat hissediyordum. Evet, kabul ediyorum. Gerçekten saçma bir ruh hali içindeydim.
Hızla değişen ışıklar eşliğinde onu gördüğümde aniden duraksamış ve beklemeye başlamıştım. Henüz beni fark etmemişti ama birkaç saniye içinde bakışlarının beni bulacağından hiç kuşkum yoktu çünkü tek başına oturduğu masada ara sıra etrafına bakınıyor ve gelip gelmediğimi kontrol ediyordu.
Birkaç adım gerilediğimde gün boyu duyduğum gerginliğin artık zirveye ulaştığının farkındaydım. Kalbim neredeyse ağzımda atıyordu ve neden bu kadar heyecanlandığımı ya da gerildiğimi anlayamıyordum.
Ondan bu kadar çekiniyor olmam çok saçmaydı, ona haksızlık ettiğim bir gerçekti ama yaşananların benim tarafımdan da dinlenilmesi ve hemen karar verilmemesi gerekiyordu. Mantığım bu yönde beni sakinleştirse de o an duygularım ağır basıyordu. Deli gibi korkuyordum, Taehyung'un beni dinlemeden hakkımda asla değiştiremeyeceğim şeyler kurmasından ve benden nefret etmesinden korkuyordum.
Siyaha boyanan saçları tüm alnını kapatıp onu olduğundan daha küçük gösteriyorken içimden bir ses bu kişinin beni anlayacağını fısıldıyordu ve o anlarda, o fısıltıya kulak vermekten daha iyi bir seçeneğim yoktu.
Ağır adımlarımla ona doğru ilerlemeye başlamamdan birkaç saniye sonra beni nihayet fark etmişti. Dikkatle izlediğim ifadesi biraz bile değişmedi ve ben masasına ulaşana kadar da olduğu gibi kalmaya devam etti.
"Merhaba," diyerek bardaki sesi bastırmak isteyerek yüksek bir sesle seslendiğimde aynı şekilde karşılık vermişti. "Otursana," dediğinde tam karşısına geçtim. Burası gerçekten çok gürültülüydü ve bu gürültüde nasıl ciddi konular hakkında konuşabileceğimizi inanın bilmiyordum.
"Ne içersin?"
"Hafif bir şeyler," diye karşılık verdiğimde yüzünde gerçekten de ukala bir gülüş oluşmuştu.
"Ha tabii, aran iyi değildi." Diyerek daha gelir gelmez ilk golünü attığında kafamı masaya art arda vurarak yok olmayı diliyordum. Ancak tüm bu düşüncelerin zıttı bir ifadeyle gülümsedim ve başımı salladım. Burayı her şeyi göze alarak gelmiştim, amacım kavga etmek değildi. Sakin kalmam gerekiyordu.
Gelen garsona siparişlerimizi verdikten sonra aramızda uzun sayılabilecek bir sessizlik oluşmuştu ve tahmin edeceğiniz üzere bu beni daha fazla geriyordu. Zaman kaybetmemem gerekirken böyle susarak oturuyor olmam deliceydi.
Taehyung dışında her yerde göz gezdiriyor ve onun benim tam da yüzüme odaklanan bakışlarından kaçmaya çalışıyordum ama çok uzun sürmedi. Buraya çoktan mağlup olarak geldiğimden bir yenilgi daha almak absürt kaçmayacaktı.
"Uzun zaman oldu."
"Değil mi? Bir buçuk ay kadar oldu sanırım." Diye sahte bir şekilde parmaklarıyla hesap yaptığında yüzünden silinmeyen o ukala gülüş gerçekten sinirimi bozuyordu.
"Aynen. Neler yaptın?" diye sorduğumda beni hiç de şaşırtmayarak gözlerini devirmiş ve gelen içkilerimizden kendi bardağını bir dikişte bitirmişti. Fazlasıyla sert bir şey sipariş ettiği için bardağı masayı bırakırken ekşimiş yüzünün eski haline gelmesi zaman almıştı.
"Bunları sormak için mi aradın Jimin? Lafın uzatılmasından hiç hoşlanmam, ikimiz de bu yüzden burada olmadığını biliyoruz," dediğinde ben de bardağımı tek dikişte bitirmiş ve kendimce zaman kazanmaya çalışmıştım. Başlıyorduk ve Taehyung bugün, buraya gardını giyerek gelmişti.
"Ben de uzatmaktan da hiç hoşlanmam."
***
Harika yerde kestim biliyorum kekdkskdkskd
Diğer bölümü hemencecik yayımlayacağım merak etmeyin
Sağlıcakla kalınn(çok güzel bakıyor çok güzel bakıyor çok güzel bakıyor çok güzel bakıyor çok güzel bakıyor çok güzel bakıyor)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Twin Flame [Jikook Texting]
Fiksi PenggemarKlasiktir, en yakın arkadaşlar daima potansiyel birer sevgili adayı olurlar. Jimin ve Jeongguk ise birbirlerine her konuda zıt ancak bir bedende yaşayabilecek kadar da benzeyen en yakın arkadaşlardı. [jikook #1 🎉] 12.03.22 [ jikook #2] 27.05.21...