"Felix lütfen kalk artık,tamam seni anlıyorum ama haftalardır odadan çıkmıyorsun."
Changbin ve Chan hergün olduğu gibi onların evine gelmişti.Felix hala cenazeyi atlatamamıştı.Haftalardır odasından çıkmıyordu.Bu süre zarfında yas tutmasına izin vermişlerdi ama artık bu durumdan çıkması gerekiyordu Felix'in.Hayatına devam etmesi gerekiyordu.Siyah perdeleri çektiğinde Felix elleriyle gözlerini kapattı,gün ışığı odaya süzülürken.
"Changbin kapa şu perdeyi!" Sinirle yorganı kafasına çektiğinde Changbin yanına ilerleyip yatağa oturdu.
"Kalkman gerekiyor Felix,hayatına devam etmelisin.Baban kendine bu şekilde zarar verdiğini görse eminim çok kızardı."
Changbin'n konuşmasıyla Felix'in tekrar gözleri doldu.Zaten bu süre zarfında ağlamaktan ve anıları gözünün önüne getirmekten başka bir şey yapmıyordu.
Changbin karşısında küçücük kalmış bedeni kendine çekip kollarını arasına aldı.Felix için bu kollar güvenli liman olmaya başlamıştı bile.
"Teşekkür ederim Changbin." Bir fısıltı gibi çıkan konuşmaya Changbin, Felix'in saçlarını okşayarak yanıtladı.
__"Duygularını saklama Seungmin! Ağlamak istiyorsan ağla,bağırmak istiyorsan bağır..Acını dışarı vurmaktan korkma lütfen.."
Seungmin bu süre zarfında tamamen sessizdi.Ne ağlıyordu nede eski neşesi vardı.Chan onun için endişelensede yapacak bir şey yoktu.Minho ile tıpa tıp benzerdi resmen.Güçlü durup kardeşlerini teselli etmek için Minho ,dışarı hiç bir duygusunu belli etmiyordu.
"Ben iyiyim Chan,benim için endişelenmeyi bırak!"
" Ben sana iyi değilsin demedim zaten bebeğim,sadece içine atmayı bırak."
" Ben annesiz büyüdüm Chan.Kaybetmeye alışkınım.Artık çok fazla acıtmıyor.Yanımda olduğun için teşekkür ederim ama hergün gelip benimle ilgilenmek zorunda değilsin."
"Evet zorunda değilim Seungmin ama ne yapabilirim kendime engel olamıyorum.Acını,üzüntünü içimde hissediyorum resmen sen ne kadar belli etmesende, hissediyorum.Yanında olmak biraz olsun seni neşelendirmek istiyorum."
Chan'ın söylediği samimi sözler Seungmin'i biraz olsun mutlu etmişti.Onun ne kadar samimi ve içten olduğunu çok iyi biliyordu.Seungmin yüzündeki küçük gülümsemeyle kollarını Chan'ın boynuna doladı.Burnunu boynuna dayayıp kokusunu içine çekerken "İyi ki varsın.." diye fısıldadığında,Chan'ın içi titremişti resmen.
Kapının açılmasıyla istemeden kollarını çekti Seungmin sevdiği adamın boynundan.
"Hoşgeldiniz.." Seungmin ayağa kalktığında Hyunjin ve Jeongin ilk girmişti kapıdan.Kısa süre sonra Minho ve Jisung'ta içeri adımlamıştı.
" Bugünde okula gelmeyince uğrayalım dedik Jeongin ile.Nasılsın?" Hyunjin koltuğa otururken konuştuğunda Seungmin gülümsemişti.Arkadaşları olduğu için Felix ile kendisini çok şanslı hissediyordu.Çünkü orada böyle samimi ve güvenilir arkadaşları olmamıştı.
"Yarın kesin geleceğim merak etmeyin,iyiyim."
"Felix? O nasıl?"
"O biraz daha hassas hala.Changbin her zamanki gibi yanında sanırım bu sefer odadan çıkmaya ikna edecek onu."
" İkna etmesine gerek yok bu akşam hep birlikte yemek yiyeceğiz ailecek.Yarın da okula gidecek.Bu kadar yas tutması yeter." Minho kararlı bir şekilde konuşmaya dahil olduğunda herkes kafasıyla onayladı onu.
Minho ve Jisung akşam için bir şeyler hazırlarken neredeyse hiç konuşmuyorlardı.Minho cenazeden beri oldukça durgundu.Jisung üstüne alınmasa da yine de üzülüyordu.Resmen buz gibiydi Minho ve bu halinden hiç hoşlanmamıştı Jisung.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
MÜHÜRLENMİŞ(Minsung-Omegaverse)
Vlkodlaciİki Alfa'nın mühürlenmesi yasak olan bir bölge de yaşanılan aşk.Yaşadığı yerde kabul görecekler miydi? Ölüm cezası mı alacaklardı yoksa kendilerini kabul ettirecekler miydi? Her şey belirsizdi. Omegaverse Mpreg Minsung ChanMin ChangLix Hyunİn