❀İlk Gün❀

402 34 119
                                    

Hongjoong~

Şuan karşımda duruyor koskoca ****Üniversitesi. Heyecandan bayılacağım şimdi. İlk günden böyle olaylar yaşamamalıyım.

İlk adımı attım. Tanrım kalbim duracak. Birisi bana doğru koşuyor. Kaç Hongjoong.

"DUR KAÇMA!"

"NE İSTİYORSUN BENDEN!?"

"SARILMAK! SÖZ VERMİŞTİN!"

"TANRIM WOOYOUNG! O SAÇTA NE ÖYLE!?"

"BOYADIM! GÜZEL OLMAMIŞ MI!? ARTIK DURUP KONUŞSAK!"

"SEN KOVALAMA BEN-"

"HONGJOONG ÖNÜNE BAK!"

"NE?"

Çarpmıştım. Ve kafam çok acımıştı. Geri doğru sendeledim. Çarptığım kişi belimden tuttu. Tanrım bu klişeyi yaşıyor olamazdım.

"Daha ne kadar öyle durmayı düşünüyorsun?"

Bana seslenmesiyle kendime geldim. Sesi tanıdıktı ama neyse. Başımı eğip özür diledim.

"Çok özür dilerim. Hepsi arkadaşım yüzünden. Gerçekten üzgünüm."

Wooyoung yanımıza gelmişti.

"Joongie! İyi misin? Bir şeyin yok ya."

"İyiyim Wooyoung."

"Tamam o zaman sarılabilir."

Demesiyle üzerime atlaması bir olmuştu. Yere düşmüştük. Altta olduğum için başımı vurmuştum.

"Wooyoung kalk üstümden! Başım! Yardım edin! Kaldırın şunu üstümden."

Bir anda üstümdeki yük kalmıştı. Gözlerimi açtığımda karşımda bir el gördüm. Eli tutup ayağa kalktım. Wooyoung'ı tutan çocuğu tanımıyordum ama karşımda Wooyoung ve onu tutan çocuğun kavgasına gülerek bakan çocuğu tanıyordum. Park Seonghwa. Dört yıldır aşık olduğum çocuk. Onunda bu okulda olduğunu unutmuşum.

Bir dakika Wooyoung kavga ediyordu. Hemde kavga ettiği çocuğu tanıyordu.

"Merhaba Choi San! Tekrar karşılaştık."

"Tanrım yine mi sen?"

"Evet yine ben ama... Sen ne haddine beni arkadaşımın üstünden kaldırırsın! Ve nasıl bana dokunursun!?"

"İnan bende sana dokunmak istemem ama arkadaşının kafası fazla sert bir şekilde zemine çarptı."

"Ne!? Jongie? İyi misin? Özür dilerim. Bir şeyin yok di mi? Çok üzgünüm. Başına bir şey oldu mu? Acıyor mu?"

"Wooyoung sakin ol. Ağlama. Yok bir şeyim bak. *etrafında döner* turp gibiyim. *bayılır*"

"Hongjoong!"

🔗

Başım ağrıyordu. Ve birisinin burun çekme sesi geliyordu. Gözlerimi açtım. Sanırım revirdeydim. Yan tarafıma baktığımda Wooyoung kafası eğik bir şekilde ağlıyordu.

"Wooyoung neden ağlıyorsun?"

"Tanrım uyandın! Çok özür dilerim Hongjoong! Hepsi benim suçum. Çok üzgünüm!"

"Ağlama ama... Wooyoung bana bak hadi. Sil göz yaşlarını. Bir şeyim yok benim. Başım döndüğü için bayıldım ben. Seninle ilgili değil."

"Aslında gayette Wooyoung'ın suçu. Başını çarptığın için bayıldın."

"San!"

"Doğru söylüyor! *daha fazla ağlar*"

"Çıkar onu buradan ve sakinleştir. Tek kötü bir söz bile söyleme!"

THANK U ~SEONGJOONG ✔︎Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin