Hongjoong~
Eve geldiğimde Jaebeom hyung yoktu. Hemen odama geçip yatağın içene attım kendimi. Ağlamak istiyordum ama istemiyordum da.
Dış kapının çalma sesi geldi ardından da kapının açılma sesi. Birisi bana seslendi ama kim olduğunu anlamadım. Kapım yavaşça tıklatılıp açıldı.
"Joong-ah..."
Wooyoung yanıma gelip bana sarılmıştı. Saçlarımı okşuyordu.
"Joong-ah? Neyin var?"
"Woo... Bende bilmiyorum."
"En son birisi aradı seni. Kimdi? Ağlama ama.."
"Ağlamak istemiyorum ama olmuyor. Abimdi arayan."
"Şimdi anladım. Ne söyledi sana Hong? Ağlama, bak abine söylerim seni."
"O da ağlıyor. Benim yüzümden. Söylesende bir şey diyemez."
"Siz abi kardeş birbirinizi kıracak bir şey mi söylediniz?"
"Hayır tabiki. Ona sadece rol modelim olduğunu söyledim o ise ağladı. Onu ağlarken duyunca ben de üzüldüm. Ama şuan neden ağladığımı bilmiyorum."
"Hyunga bak sen duygulanmış demek ha. Sen ağlama ama, onun üzülmesini istemiyorsan ağlama. Senin ağladığını duyarsa daha fazla üzülür."
"Tamam ya iki göz yaşı döktürmedin. Ağlama. Ağlama. Ağlamıyorum zaten."
"Gerizekalı! Seni düşünende kabahat. Ne halin varsa gör. Gidiyorum ben San'la olan buluşmamı böldün."
"Tamam gel yanıma sarıl bana."
"Geldim~ Hongjoong biliyor musun?"
"Hayır, çünkü söylemedin."
"Bırakta anlatayım. Sen gözlerin dolu bir şekilde apar topar kafeden çıkarken Seonghwa sana endişelenmiş bir şekilde bakıyordu. Bir an sen çıkınca peşinden gelecek sandım ama telefonu çalmasaydı büyük ihtimalle gelirdi. Telefondaki kişi acil gelmesini söyledi sanırım çünkü o da çıktı hemen. Bende senin yanına gelmek için çıktım. "
"Woo, Minho hyung onu çağırmamı söylediğinde yanına gittiğimde telefonda konuşuyordu. İster istemez kulak misafir oldum. Bugün onu birisinin izlediğini fark etmiş. Ama izleyen kişinin düşündüğü kişi olmasını istemediğini söyledi arkadaşına. Çünkü güzel dans etmiyormuş. Halbuki kendisini bir de benim gözümden izleseydi. Melek gibiydi. "
"TANRIM! Joong sen aşıksın. Onun başkasını düşündüğünü umursamamış, kendisine kötü demesini umursuyorsun. Tam bir aşık gibi."
"Ne alaka? Hem sen nereden biliyorsun bunu?"
"O kadar film ve kitap okuyorum tatlım."
"Filmi anlarımda, okuduğun kitaplar Wattpad kitabı?"
"Sus. Watppad'e nasıl laf edersin. O olmasa siz şuan olmazdınız."
"Ne saçmalıyorsun? Konuyu değiştirdin hemen. Başka bir şey daha söyledi kapatırken 'kapıtıyorum gidip onu göreyim' dedi."
"Hongjoong bu kişi bir ihtimal sen olabilir misin?"
"Kafede sadece ben yoktum Woo."
"Felix değil daha yeni tanışmış sayılırlar, Seungmin değil, Wonpil hiç değil, Jisung olamaz, bende olmadığıma göre sensin işte."
"Belki kafede oturan başka birinden bahsediyordu."
"Hongjoong!"
"Tamam sustum. Ama neden ben?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
THANK U ~SEONGJOONG ✔︎
Fanfiction|Tamamlandı| İki genç tartışıyordu. Cadde de sadece ikisinin sesi duyuluyordu. Gecede onlar için sessizdi. "BENİ DİNLE! ONA İNANMA!" "İNANMIYORUM SANA KİM HONGJOONG, GÖZLERİMLE GÖRDÜM DİYORUM! GÖZLERİMLE GÖRMESEYDİM SANA SORARDIM ZATEN AMA GÖRDÜM!" ...