Hongjoong
Sabah Nora'nın mırıltılarıyla uyandım. İçeriden güzel kokular geliyordu.
"Günaydın Nora~"
"Miyav~"
Elimi yüzümü yıkadıktan sonra üstümü giyip çıktım odadan.
"Burnum en son ne zaman bu kadar güzel kokan şeyler koklamıştı acaba."
"Günaydın. Bende seni kaldırmaya gelecektim. Ama gerek kalmamış."
"Nora sağolsun. Beni uyandırdı."
"O zaman masaya geçelim."
Kapı çalmıştı. Tam gidecek iken DoHyun noona beni durdurmuştu.
"Ben bakayım. Bekle."
Gidip kapıyı açtıktan sonra içeri Jaebeom hyung ve hyungum ile beraber girmişti.
"Of, ne güzel bir sabah sizin yüzünüzü görmemiştim. Şimdi nereden çıktınız siz?"
"Bende kapıda kardeşimi çok özlediğime dair şeyler söylüyordum. Sanırım o bensiz uyuyabilmiş."
"Şaka yapıyorum. Bende uyuyamadım."
Gelip bana sarılmış ve saçlarıma öpücük kondurmuştu.
"Git bunları Tzuyu noona'ya yap."
Kafama bir tane geçirmişti.
"Ah, acıdı ama."
"Çok fazla konuşuyorsun. Ben açım."
"Hadi masaya oturun ben hemen geliyorum."
"Nora dün seni kızdırmış demek ha Hongjoong. Kızım gel babana. Seni çok özledim güzelim."
"Evet, tasmasını takmama izin vermedi."
"Biliyorsun o özgür bir kedi. Tasma veya kafese girmeyi hiç sevmiyor."
"Ama hava almak için dışarı çıkaracaktım onu."
"Tasmaya gerek yok. Zaten seninle beraber yürür o."
"Tamam bir dahaki sefere öyle yaparım."
Beraber sohbet eşliğinde kahvaltımızı yapmıştık. Arada Jaebeom hyunga nasıl DoHyun noonayla sevgili olduğu konusunda sataşmalarım sonucunda okul için hazırlanmaya gönderilmiştim. Sadece abimin getirdiği kıyafetleri giydiğimde hazırdım. Zaten burada kalabileceğimi hesaba kattığım için çantam yanımdaydı. Onlarda hazırlandıktan sonra evden Nora'ya yemek verdikten sonra çıkmıştık.
Arabayla geldiğimiz okulun bahçesine girdiğimizde gözüme çarpan kırmızı saçlarla olduğum yerde kalmıştım. Hani gelmeyecekti. Hızla arabadan inip ona doğru koşmuştum. Sırtına zıpladığımda beni bacaklarımdan yakalamıştı.
"Ya, Kim Hongjoong! İn sırtımdan."
"Hani gelmiyordun pislik. Sahtekar insan. İnsan söylerdi değil mi? Kırmızı saçlarını gördüğümde kal geldi bir an hayırsız."
"Yugyeom hyung lütfen al şunu sırtımdan."
Bir anda havalanarak yere geri inmiştim.
"Hoşgeldin Taehyun."
"Hoşbulduk hyung."
"Bakma bunun kızdığına. Emin ol içinde fazla fazla seviniyor geldiğine. Bir kaç saate kendine gelir."
"Ya yok öyle bir şey!"
"Biliyorum hyung."
"Bana müsaade odama gideyim ben."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
THANK U ~SEONGJOONG ✔︎
Fanfic|Tamamlandı| İki genç tartışıyordu. Cadde de sadece ikisinin sesi duyuluyordu. Gecede onlar için sessizdi. "BENİ DİNLE! ONA İNANMA!" "İNANMIYORUM SANA KİM HONGJOONG, GÖZLERİMLE GÖRDÜM DİYORUM! GÖZLERİMLE GÖRMESEYDİM SANA SORARDIM ZATEN AMA GÖRDÜM!" ...