❀Kahvaltıdan Kaçma❀

150 21 10
                                    

Seonghwa ~

Okula doğru San'la beraber yürüyorduk. Telefonda büyük ihtimalle Wooyoung ile konuşuyordu.

"Bıktım artık senden. Sıkıcısın."

"Hayırdır? Sabah tersinden mi uyandın?"

"Hayır."

"O zaman sende flört yap."

"San biliyorsun."

"Gerçekten amma korkaksın."

"Korkak değilim, sadece..."

"Korkaksın."

"San! Yunho bir sen iki. Korkak değilim."

"Neden gidip konuşmuyorsun?"

"Bir anda çıkıp 'Hadi sevgili yada flört olalım' mı diyeyim. Olmaz öyle şey."

"Tabiki öyle deme. Ama sende hiç yakınlaşmıyorsunki."

"Tamam artık daha yakın davranacağım."

"Umarım."

"Bekle ben şu marketten su alıp geleceğim. Hatta git sana yetişirim."

"Tamam. Hızlı ol."

"Peki."

🔗

"Ooo gönüllüler topluğu bir araya gelmiş."

"San sen niye gelmiyorsun ki. Rica etti adam o kadar."

"Bana göre değil böyle şeyler. Sanki sen Profesör Seokjin için gidiyorsun Minho."

"Demiyor o sınıfta Wooyoung yok, o yüzden gelmiyorum. Lafı bana atıyor."

"Alakası yok. Hem Wooyoung?"

"San yeme bizi. Parktaki akşamdan beri konuşuyorsunuz."

"Abartılacak derece değil. Bir iki cümle."

"Yalan söyleme. Sabahları da günaydın mesajı atan bendim."

"Kudurma Changbin. Seonghwa'dan duyduğunu biliyorum. Sen kendi salaklığına üzül."

"San! Elimde kalacaksın ha! Her seferinde bunu söyleme. Bir şey anlattık. Burnumdan getirme."

"Tamam be. Bir şey demedim. Hadi gidin artık. İyi dersler."

"Sana da."

San'ı sınıfta bırakıp diğer koridora doğru yürüdük. Profesör Seokjin ikinci derslik olduğunu ve kapının önünde beklemelerini söylemişti. Kısa bir süre sonra bir kız gelip bizi içeri çağırmıştı.

🔗

Changi denen çocuğu hiç sevmemiştim. Okuldan söz ediyordum ama o konuyu yine bana çeviriyordu. Şimdi ise benden ona dans öğretmemi istiyordu.

"Okulumuzda oldukça iyi profesörler vardır dans konusunda onlardan yardım alabilirsin."

"Biliyorum fakat sizin dans edişinizin çok muhteşem olduğunu duydum. Böyle melek gibiymişsiniz."

Bunu söylerken Hongjoong'a bakıyordu. Bende baktım. Ne ben gözlerimi çektim ne o. Profesör bitti diyince kendime gelip önüme döndüm. Yine gözlerine dalmıştım.

Beni dans ederken izlemişti. Ama ne zaman? Yoksa dün o muydu? Hayır. O değildir. Umarım değildir.

🔗

Tam önümdeydi. Acaba ona sen miydin o diye sorsa mıydım?

"Git konuş onunla."

San sanki beni duymuş gibi konuşmamı söylemişti. Ama sanırım biraz geç kalmıştım ve o bizi duymuştu. Çünkü aldığı gibi kaçıp gitmişti kantinden.

THANK U ~SEONGJOONG ✔︎Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin