THANK U ~SEONGJOONG ✔︎

❀Çöp Çatanlık❀

Hongjoong~

Eve geldiğimizde gece yeni başlıyormuş gibi hepimiz yiyecek bir şeyler alıp salonun ortasında çember oluşturmuştuk.

"Uykusu olanın artık uykusu yok. Herkes tek tek yargılanacak. Burası Han Jisung mahkemesi. İtiraz edenlerin itirazları kabul edilmemiştir."

"Tamam Jisung sakin ol."

"O zaman ilk Wooyoung'dan başlayalım. Herkes istediği soruyu sorabilir."

"Ben başlıyorum."

"Evet Felix?"

"San'la nereden tanışıyorsunuz?"

"Bu yaz tatilde tanıştık."

"Peki aranızda ne var?"

"Ben söyleyim. Woo arkadaşımız San'dan hoşlanıyor ama San şuan bir tepki göstermiyor."

"Gösteriyor Joong. Benden nefret ettiğini söyledi."

"Ve aynı zamanda da seni öptü?"

"Ne?!"

"Öptü mü!?"

"Susturmak içindi sadece. Ve kısaydı."

"Öptüyse bunda bir şey var."

"Kesinlikle. Bugün Wooyoung'ın sticker koleksiyonun olduğunu öğrendiğinde Wooyoung'a bir bakışı vardı. Şaşırmış ama buna sevinmiş gibiydi."

"Dimi Felix, dimi?"

"Evet sıradaki şimdiye kadar sessiz olan Chan-ah da."

"Ben sorcam! Hyung arkadaşın çok tatlı ve çok yakışıyorsunuz. Sevgili olma durumu söz konusu mu?"

"Mmm... Şimdi yakınız ama sizin kadar değil. Onun arkadaşlarını tanımıyorum. Ve fazla yakın olduğu bir 'arkadaşı' var. Bu yüzden bilmiyorum."

"Chan'nın gönlü var. Tamamdır bu iş. Jisung?"

"Çöp çatanlık iş başında Joong!"

"Çocuklar belki sevglisi var. Saçmalayın."

"Gönlü olduğunu itiraz etmedi."

"Yakalandın!"

"Ben yakalandım hadi bakalım peki sen Hongjoong? Seonghwa ile geriden geliyordunuz. Seungmin'i yanlız bırakmamak için ben gelmedim ama Woo'yu üstünüze saldım."

"Bir şey yok. Sadece ben en arkadaydım. Arkadan koyun sürüsüne benziyorduk. Buna gülüyordum. O yanıma gelip neye güldüğümü sordu. Ben söyleyince o da güldü. Bende..-"

"Sende o gülerken onu izledin. Ve daldın."

"Evet sanırım biraz öyle oldu. Sonra Wooyoung geldi zaten."

"Evet gelip seni girdiğin transtan çıkardım."

"Beni boşverin artık. Ben bir şey söylemek istiyorum Jisung sana. Sen ve senin hayırsız sevgilin Felix'i üzüyorsunuz. Sizi döverim."

"Döveriz."

"Neden üzüyor muşum ben civcivimi~?"

"Changbin'nin yanında öyle şeyler söylemeyin lütfen. Yanlış anlamasın beni."

"Özür dilerim Lix. Ben yarın Minho'nun da kulaklarını çekeceğim. Üzgünüm Lix."

"Tamam sorun değil."

"İyi ama seni nasıl yanlış anlayacak ki?"

"Woo biz çok eskiden onunla flört gibi bir şeydik. Sonra bana beni kardeşi gibi gördüğünü söyledi."