Hongjoong~
Bir haftadır her şey güzel gidiyor. Derslerim ilk günkü gibi tüm gün değil, her gün belirli saatlerde idi. Bugün ise dersim yoktu. Bugün kimsenin dersi yoktu. Bizde gezmeye kara verdik.
Jisung ve Felix'in evinde toplanmıştık. İyi anlaşıyorduk. Bazen onların evinde, bazen bizim evimizde kalıyorduk. İdeal ev arkadaşlarıydılar. Yemek işini Felix ve Wooyoung üstlenmişti. Başta inanmasam da gerçekten iyi iş çıkarıyorlardı. Benle Jisung ise evlerin temizliğinden ve alışverişinden sorumluyuz. Jisung'la her şeyimiz aynıydı. Benim gibi biraz fazla uykuyu ve temizliği seviyordu. Ama yinede evde en geç ben uyanıyordum.
Hazırlandıktan sonra çıkmıştık. Biraz sokaklarda dolaştık ve ardından AVM'ye gittik. AVM oldukça büyük ve güzeldi. İçinde aradığınız her şeyi bulabilirdiniz. Vitrimlere bakarken Wooyoung ve diğer ikili adeta bir cama yapışmışlardı. Bir cekete bakıyorlardı.
"Bunu almazsam eğer gece uyuyamam."
"Asıl eğer ben almazsam gözlerim açık giderim."
"İkinizde susun eğer ben almazsam ölürüm."
"Üçünüz de susun!"
"Joong bunu almak istiyoruz..."
"Hepimiz aynı şeyi giyemeyiz. Bu yüzden ben alıyorum sadece ve sanırım bir tane tek kalmış zaten."
"Joong güzel şaka. Sen böyle şeyler sevmezsin."
"Yoo gayette severim. Ben alıcam."
"Sen nereden çıktın Hongjoong ya. Ben alacağım zaten."
"Jisung almak istiyorum bende."
"Bu konuşma saçma bir yere gitti. Hem zaten ceket satıldı bile. Jisung alan kişi sanırım seninkisi."
"Benimki kim Felix- Tanrım Minho!"
"Seninki? Ve Minho da kim?"
"Bizim okuldan son sınıf ve Jisungun eski sevgilisi kendisi."
"Hmm, yakışıklıymış bir San'ım kadar olmasa da."
"San? Bizim okuldaki Choi San? Son sınıf olan?"
"Evet ta kendisi. Yaz tatilinde tanıştık."
"İkisi arkadaşlar bildiğim kadarıyla üst sınıflardan arkadaşım demişti."
"Arkadaş olmalarına şaşmamalı."
"Ceket gittiğine göre kimse alamayacak. Paramızda cebimizde kaldı. Gidip bir şeyler içelim."
"Bence biraz daha dolaşabiliriz. Hatta sinemaya gidelim nolur."
"Evet haklısın Wooyoung. Sinemaya gidelim. Nolur?"
"Bana uyar, sen nedersin Jisung?"
"Ben dünden razıyım. Hadi gidelim. Yanlız ben korkak bir insanım. Korku filmi izlemek yok."
"*üçü bir ağızdan* TAMAM!"
Sinemadan sonra yemek yemiştik. Saat epey geç olmuştu. Felix gelirken gördüğü sahile gitmek istemişti. Hepimiz tamam diyince Wooyoung biraz sojuda almayı önermişti. Ben hayır desem de diğerleri evet dediği için almışlardı. Sahilde soju içmek adlı görevi yerine getiriyorlarmış.
Sahile gelince hepimiz soğuk olan kumlara oturmuştuk. Bana da iç deselerde kesin bir dille red ettim. Alkol sevmezdim bana göre değildi. İyikide içmemiştim.
"Evet bendiniz Jung Wooyoung. Teşekkürler alkışa gerek yok."
"Woo otur yerine."
"Sus Hongjoong ya. Biraz gülelim işte."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
THANK U ~SEONGJOONG ✔︎
Fiksi Penggemar|Tamamlandı| İki genç tartışıyordu. Cadde de sadece ikisinin sesi duyuluyordu. Gecede onlar için sessizdi. "BENİ DİNLE! ONA İNANMA!" "İNANMIYORUM SANA KİM HONGJOONG, GÖZLERİMLE GÖRDÜM DİYORUM! GÖZLERİMLE GÖRMESEYDİM SANA SORARDIM ZATEN AMA GÖRDÜM!" ...